![]() |
ülker |
Ülker, Türkiye Müslümanlarının yediği en büyük gollerden biri mi?
Ülker, Sabetaycılar, Masonlar, Ermeniler ve daha kimler kimler, neler neler...
Ah Sabri Abi! Vah Sabri Abi! Yoksa sen de mi?
Ülker de Kripto Yahudilerin mi?
Ülker, Sabetaycılar, Masonlar, Ermeniler ve daha kimler kimler, neler neler...
Ah Sabri Abi! Vah Sabri Abi! Yoksa sen de mi?
Ülker de Kripto Yahudilerin mi?
Noktasına ve virgülüne dokunmadan ve hiçbir yoruma tabi tutmadan, Ergün Poyraz’ın “Musa’nın Mücahidi” isimli kitabından alıntılıyoruz.
***
***
Ülker'den Bir İlk Daha
18.07.2006 tarihinde Ülker'in İnternet sitesinde, "Kolesterolü düşürmenin doğal yolu Benecol, 22 ülkeden sonra şimdi Türkiye'de..." başlıklı yazıyla yeni ürününü şöyle tanıtıyordu:
"Yıllardır tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılama misyonu ile hareket eden Ülker, sonsuz tüketici mutluluğu hedefi ile çalışmalarına sürekli hız veriyor. Sağlıklı ve kaliteli ürünler sunmak ilkesinden asla vazgeçmeyen Ülker, bu gaye doğrultusunda önemli bir sosyal sorumluluk bilincinin oluşmasına da öncülük ediyor. Son girişimi ile fonksiyonel gıda sektörüne giren ve kolesterol düşürücü Kalbim Benecol ürün serisi ile kalbinizin en büyük dostu olmaya hazırlanan Ülker, gıda sektöründe bir atılıma daha imza atıyor.
Kalp ve damar sağlığı için çağımızın en önemli risk faktörlerinden birini oluşturan kolesterolü düşürmek ve kontrol altına almak konusunda dünyaca tanınan Benecol ismi; Ülker güvencesiyle 22 ülkeden sonra Türk tüketicisiyle buluşuyor. Yoğurt, yoğurt içeceği, süt ve margarinden oluşan ürün yelpazesiyle Ülker Kalbim Benecol'ün basın lansmanı, Ülker İstişare Konseyi Üyesi & Grup Sözcüsü Metin Yurdagül, Gıda Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, Raisio Life Sciences Başkanı Jukka Lavi, Türk Kalp Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Yıldırımakın ve Prof.Dr. Osman Müftüoğlu'nun katılımıyla 18 Temmuz 2006 tarihinde Swiss Otel'de gerçekleştirildi..."
Ülker, Raisio Life Sciences Başkanı Yahudi Jukka Lavi, Türk Kalp Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Mason Çetin Yıldırımakın ile elele yaptıkları toplantıda "Türk Kalp Vakfı tarafından da desteklenen Kalbim Benecol ürün serisi ile Ülker, doğal, keyifli ve kolay yoldan kolesterol kontrolüne olanak sağlayacaktır." diyordu.
Yine aynı günlerde Ülker grubunda umum müdürlük yapmış, Murat Ülker ve ailenin diğer fertleri ile ortaklık yapmış, yine Ülker ailesi ile beraber yaptıkları faaliyetler sonucunda "dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık" iddiaları içeren müfettiş raporları düzenlenen Unakıtan'ın başında bulunduğu Maliye Bakanlığı, kalp sağlığı için en hayati önem taşıyan kolesterol düşürücü ilaçların ödemelerini adeta durduruyordu. Bakanlık bunu heyet raporuna bağlamış, kolesterol ilaç alımı sonucu biraz düşünce ödemesini ve yazılmasını önlemiştir.
Tıptan ve kalp sağlığı ile en ufak bir ilgisi olan insan bilir ki bu ilaçlar ömür boyu alınmak zorundadır. İlaç alımına ara verilince kolesterol yine yükselecektir. O zaman gelsin Benecol'ler...
Ülker'in ortakları arasında Başbakan yer almış, Kola Turka şapkası giyerek pozlar vermiş, açılışlarda Kola Turka'yı elinden düşürmemiş, arabasından çocuklara Ülker mamulleri dağıtırken gazetelerde ve Tv'lerde görüntüleri yayınlanmıştı. Asıl soyadları Berksan olan Ülkerler Kırımdan göçen ve Yahudi soyundan gelen isimlerin ağırlığı olan bir şirketti. Burası da Kırım kökenli Rus Yahudilerinin adeta karargahı idi. Yani Musa'nın ticari sahada faaliyet gösteren şirketiydi. Bu gruba bağlı şirketlerden Ülker Gıda'da Bülent Arınç'ın bacanağı Süleyman Kaya, fabrika müdürü olarak çalışıyordu. Masonları Hiram Usta'nın kulları olarak niteleyen Arınç, Ülkerlerin Masonlarla ortak faaliyetleri hakkında nedense konuşmuyordu. Bunlardan biri de Ülker'in finansör olduğu Mozart Günleri idi. Bilindiği gibi Mozart, Müslümanların ve Türklerin yok edilmesini isteyen bu konuda şiirler yazan bir alçaktı.
Onun bu özelliği herkesçe bilinmesine rağmen, kanında zerre kadar Türklük, kalbinde zerre kadar Müslümanlık taşıyan bir insan Mozart'ı övebilir mi?
Türk ve İslam Düşmanı Mason Mozart ve Ülker
Hürriyet Gazetesi'nden Mason Doğan Hızlan, 2 Mart 2006 tarihli "Mozart Günleri" başlıklı yazısında; Ülker grubunun Türk ve İslam düşmanı mason Mozart'ın kutlamalarına verdiği desteği şu sözleri ile anlatıyordu:
"Ülker Müzik Günleri'nin bu yılki adı: "Mozart'la Sonsuzluğa Yolculuk" Wolfgang Amedeus Mozart'ın doğumunun 250. yılında, konserler, etkinlikler 11 ile 13 Mart 2006 arasında gerçekleştirilecek..."
Doğan Hızlan'ın yazısından açıkça görüldüğü gibi, Türk ve İslam düşmanı mason Mozart'ı kutlama günlerinin finansmanını "Ülker" firması karşılıyordu.
Aynı Ülker grubunun ilanla ve her daim desteklediği Andante Dergisi'nin Ocak-Şubat 2006 tarihli 20. sayısının 14. sayfasında "Bu Şarkıyı Hampson'dan Dinleyin" başlığı altında, Mozart'ın, zil ve davul gibi Türk enstrümanlarını da kullanarak, 'İmparator olmak istiyorum' adlı bir Alman savaş şarkısı bestelediğini, bu parçayı Osmanlı'ya savaş açmaya hazırlanan İmparator II. Jozeph'in ısmarladığını anlatıyor ve şarkının ilk dörtlüğünü şöyle veriyordu.
"İmparator olmak istiyorum
Silkelemek istiyorum Doğu'yu,
Titretmek istiyorum Müslümanları,
Konstantinopolis benim olmalı..."
Ermeni Hırant Dink'in "Türk'ten boşalacak zehirli kanın Ermeni'nin temiz kanı ile değişeceğini" söylediği, sözlerden savcılığın beraat ettirilmesini istemesinden, İstiklal Marşına karşı yaptığı saygısızca açıklamalarının ardından hiçbir tepki almamasından olacak, Ülker grubu çıtayı yükseltiyor, Mozart isimli Masonu göklere çıkaran yayın ve etkinlikleri Müslüman Türk milletinden kazandığı paralarla finanse ediyordu. Ülker'in desteklediği yayında Mozart'ın yukarıdaki şarkısının sözlerinin altında şunlar da yazılıyordu:
"Thomas Hampson, çok başarılı bulunan bu albümde Mozart'la birlikte, Haydn, Beethoven ve Schubert'in şarkılarını, Nikalaus Harnoncourt yönetimindeki Concentus Musicus Wien topluluğu eşliğinde söylüyor..."
12 Mart 2006 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde Ülker'in "Mozart'la Sonsuzluğa Yolculuk" başlıklı reklamları yayınlanıyordu. Atatürkçü(!) Cumhuriyet Gazetesi, İslamcı-muhafazakar Ülker, İmparator olmayı; Türk illerini silkelemek, Müslümanları titretmek ve İstanbul'u Bizans yapmak için isteyen Mason Mozart...
Ne üçlü ama...
Türk ve İslam düşmanı Amadeyyus Mozart'ı, yerli(!) masonlar Mimar Sinan adlı dergilerinin 80. sayısında şöyle ululuyorlardi:
"Kâinatın ulu yaratanı, zaman zaman, dünyaya dahiler gönderir. İnsanlığı kurtarsın, Nuruziya'ya kavuştursun diye! 1756 yılının 27 Ocak günü, Salzburg'un, bugünkü adı Getreidegasse olan, dar bir sokağındaki 6 No'lu evin mütevazı bir odasına Mozart biraderi gönderdi. Bir dev doğdu o gün o evde. Gökten bir sanat nuru indi o evin üzerine. Bir tanrı mucizesi olan bu dahinin sanat ışığı dünyamızı hala aydınlatıyor..."
"Kâinatın ulu yaratanı, zaman zaman, dünyaya dahiler gönderir. İnsanlığı kurtarsın, Nuruziya'ya kavuştursun diye! 1756 yılının 27 Ocak günü, Salzburg'un, bugünkü adı Getreidegasse olan, dar bir sokağındaki 6 No'lu evin mütevazı bir odasına Mozart biraderi gönderdi. Bir dev doğdu o gün o evde. Gökten bir sanat nuru indi o evin üzerine. Bir tanrı mucizesi olan bu dahinin sanat ışığı dünyamızı hala aydınlatıyor..."
Ne oyun ama Müslüman Türk milletinin sırtından kazandıkları paralar ile silkelemek istiyorlar Türk illerini, titretmek hayali kuruyorlar Müslümanları... İstanbul'u işgal özlemlerini de şu alçakça sözlerle dile getiriyorlar; "Konstantinopolis benim olmalı..."
Destekledikleri ve besledikleri yayınlarda yukarıdaki gibi gerçek yüzleri fışkıranlar, saf insanlarımıza ne diyorlardı; "Önce güneş hava su sonra bol gıda gelir, akşama babacığım unutma Ülker getir"
Tabi yerseniz...
Masonların ululadıkları bir diğer Mason Abdullah Cevdet, ülkemize damızlık erkek ithal etmeyi öneriyor, Fransız Masonlarının "Kur'anı kapa, kadınları aç" tekliflerini uygulamaya koymaya çalışıyordu.
Şerefe Ülkerler Şerefe