tag:blogger.com,1999:blog-9617942667140213402024-03-06T02:53:07.274+03:00Sabetay Sevi Kimdir? Sabetayistlik Nedir? | Akademi Dergisi hizmetidirSabetay Sevi Kimdir? Sabetayistlik Nedir? Ülkemizdeki Kripto Yahudiler. Bu blog Akademi Dergisi hizmetidir. www.AkademiDergisi.com. Akademi Dergisi kamu yararına bir e-dergidir. Unknownnoreply@blogger.comBlogger68125tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-54505738956739380472013-10-17T13:30:00.000+03:002013-10-17T13:30:17.714+03:00Erbakan boş adamın tekiydi<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-NWMwFNRKeQ8/Ul-6MOaa9vI/AAAAAAAAHMo/I9wdYmG2eRw/s1600/erbakan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="erbakan" border="0" height="640" src="http://4.bp.blogspot.com/-NWMwFNRKeQ8/Ul-6MOaa9vI/AAAAAAAAHMo/I9wdYmG2eRw/s640/erbakan.jpg" title="erbakan" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">erbakan</td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Erbakan öylesine boş ve samimiyetsiz bir adamdı ki, İslam adına hareket ediyormuş gibi gözükerek Müslümanları perişan ettiğini, pek çok ciddi-mesuliyetli meselede inadına hata yaptığını hiç tınmazdı. Hiç sıkıntı etmezdi.<br /><br />Kimseyi dinlemezdi. Dediğim dedik inat bir tipti. Bu milletin başına Adnancıları Erbakan ve <b>Milli Gazete</b>si sardı. Aldı parayı, verdi tam sayfayı... Yıllarca devam etti bu... Parti içinde de vaziyet aynıydı. Adnancılar hem para veriyorlar hem de adamlarını koyuyorlardı partiye. Düşünün ki en nihayet <b>Fatih Erbakan</b> bile Adnan Oktar müridi oldu çıktı. Hala da öyle...<br /><br />Haydi, insandır herkes aldanır, Erbakan da aldandı diyelim. Bir vakte kadar ben de bunları bu kadar bilmiyordum. Bunların çok geçmişlerini bilmeye zaten yaşım da müsait değil. Ama insan karşısına çıkan bunca gerçeği oy kaygısı ile ya da başka kaygılar ile nasıl görmezden gelir? Nasıl böylesine samimiyetsizlikleri bile sergileyip sonra büyük adam gibi meydanlara çıkabilir?<br /><br />Adnan'a ve onu oynatan <b>Sabetayist</b> çeteye 1999 yılında Türkiye tarihinin en büyük terör operasyonu binlerce polis ile beraber yapıldığında, silahlar, gizli MİT belgeleri, Şantaj kasetleri, şantaj faksları dahil her şey ele geçirildi. En kilit isimler kaçtılar da ceza almadılar. 8-10 sene kaybolanlar, adaletten kaçanlar oldu.<br /><br />Halbuki Adnancılar her dönemde ne olduklarını belli ediyorlardı. 1994'lerde çıkarttıkları <b>Telgraf</b> isimli basılı yayınla <b>mut'a nikahını</b> savunuyorlardı. İnançlarının düzgün olmadığı, gayretlerinin samimi olmadığı ve bir gizli arka planı olduğu hep belliydi. Dahası <b>Harun Yahya</b> ismi ile çıkartılan kitaplara baksaydı sadece, o kitaplarda kişiyi küfre götürecek hatalı bilgilerin sürekli tekrarlandığını da görebilirdi. Görmüştü de... Gerçek bir Müslüman gazetesini partisini gerekirse kapatır da, kilit vurur da itikadı bozan sapıklıklara aracılık etmez. Ama Erbakan'ın hayatı bununla dolu. Partisi Türkiye'de <b>selefilerin, vehhabilerin, şiilerin, mezhepsizlerin, reformistlerin, hizbulvahşetin</b> şunun bunun, ne kadar bozuk yol varsa hepsinin toplanma merkezi oldu. Bununla mücadele de etmedi. Rahatsızlık da duymadı. Son dönemlerinde bile <b>Humeyni</b> gibi birine rahmet okudu. Büyük alim ve lider gördü. </span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Ölümünden kısa bir süre önce çıktığı <b>Uğur Dündar</b> programında bile hala Adnan'ın adına basılan ama Sabetayistler tarafından hazırlanan o kitapları reklam ediyor ve mutebermiş gibi gösterebiliyordu. Bu yaptığı kesinlike bir hata değildi. Pek çok meselede olduğu gibi bu meselede de gayr-i samimi hareket ediyordu. Neyin ne olduğu, yaptığının nelere sebep olduğu umurunda bile değildi. Dahası bu programda olmadık bir değerlendirme yapıp <b>"Ben bunu 8 sene önce söyledim. İşte bakın ben keramet gösterdim."</b> diye üç kez de tekrar ediyordu. Tabii Uğur Dündar'ın alaycı bakışlarının arasında...<br /><br />Adnancılar da Erbakan'a karşı bu kadar yardımının vefasını gösterdiler. Hala daha da gösteriyorlar. Aratın Youtube da neler var. <b>Fatih Erbakan</b>'ı aratın mesela. Hocası Adnan'a ne medhiyeler düzüyor hala daha görün...<br /><br />| Mehmet Fahri Sertkaya</span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><a href="http://www.akademidergisi.com/" target="_blank">www.AkademiDergisi.com</a></span></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="http://www.youtube.com/embed/xJJwCxk0Jsc" width="640"></iframe><br />
<br />
<br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">"Adnan Oktar imanımızı tazeliyor."</span><br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<div>
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">"Adnan hocamızı beğenerek takip ediyoruz inşallah. Çok başarılı yayın yapıyor Maşaallah. Y</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">eni kurduğu A9 TV'de de başarılarının devamını bekliyoruz inşallah"<br /><br />Fatih Erbakan</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">*****</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Necmettin Erbakan, Ashabın büyüklerine bile küfür eden, Ehli sünnet alimlerinin "Küfürdedir." dediği Humeyni sapığına medhiyeler düzüyor. Ardından rahmet okuyor. </span></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="http://www.youtube.com/embed/OW6-8vJLgWo" width="640"></iframe><br />
<br />
<br />
<br />
***<br />
<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Adnan Oktar'ın ne olduğunu basını takip ederek biraz da meseleleri soruşturabilen biri bile çözebilirdi Erbakan mı çözemedi? Erbakan'ın partisindeki davasında samimi isimler bile neyin ne olduğunu bilip isyan ettiler, Erbakan mı çözmedi? Artık herkes şu çirkin tiyatroyu bıraksın. Erbakan, samimiyetsiz boş adamın tekiydi.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGsnBwCu_kkmKVqFNLRD6MHjrFdBxj1DAC6iXPBoJ5EbWlVGAydny9EvpBleaAvyiMJ01fmowuECCHppqo1vYrd8c6c78-Kf6nlSp0HZKkfAgFxhFHVEUdnu8MUzvqz5Bdpgi6EgLfbtk/s1600/Adnan+Hoca'n%C4%B1n+m%C3%BCridleri+sap%C4%B1kl%C4%B1klar%C4%B1n%C4%B1+tek+tek+anlatt%C4%B1lar.+poliste+%C3%A7%C3%B6z%C3%BCld%C3%BCler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="626" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGsnBwCu_kkmKVqFNLRD6MHjrFdBxj1DAC6iXPBoJ5EbWlVGAydny9EvpBleaAvyiMJ01fmowuECCHppqo1vYrd8c6c78-Kf6nlSp0HZKkfAgFxhFHVEUdnu8MUzvqz5Bdpgi6EgLfbtk/s640/Adnan+Hoca'n%C4%B1n+m%C3%BCridleri+sap%C4%B1kl%C4%B1klar%C4%B1n%C4%B1+tek+tek+anlatt%C4%B1lar.+poliste+%C3%A7%C3%B6z%C3%BCld%C3%BCler.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUQKj_dh-9Z8KVuvdhT0BRd5wgUZCeCxzvoBNWVs3PocqjmLSOw6QjBVKasMWZGU0JAsf39nw3Dvz2lPaz2F26als9bs46XHgg71-lZubrWyaXvoLNdRaiZaMdFvO-02PKvsDpP3CC1uQ/s1600/m%C3%BCt'a+nihak%C4%B1+adnan+oktar+fuhu%C5%9Fa+zorluyor.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="410" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUQKj_dh-9Z8KVuvdhT0BRd5wgUZCeCxzvoBNWVs3PocqjmLSOw6QjBVKasMWZGU0JAsf39nw3Dvz2lPaz2F26als9bs46XHgg71-lZubrWyaXvoLNdRaiZaMdFvO-02PKvsDpP3CC1uQ/s320/m%C3%BCt'a+nihak%C4%B1+adnan+oktar+fuhu%C5%9Fa+zorluyor.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5texVzXCDrcb43VurifOIfn8b8issxw_g1Wc_OZ8mUM45AZ27s4m3vUp-TDcccfac8TJ7guJOZC2ElWhGx1NCYHPQQvqK_DiuJKP_J2mkRO24k_tVyNhiS-sTdc8M8QFAXqROdO0TOFE/s1600/bunlar+pislik+bunlar+%C3%A7eteci+bunlar+%C5%9Fantajc%C4%B1.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="207" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5texVzXCDrcb43VurifOIfn8b8issxw_g1Wc_OZ8mUM45AZ27s4m3vUp-TDcccfac8TJ7guJOZC2ElWhGx1NCYHPQQvqK_DiuJKP_J2mkRO24k_tVyNhiS-sTdc8M8QFAXqROdO0TOFE/s400/bunlar+pislik+bunlar+%C3%A7eteci+bunlar+%C5%9Fantajc%C4%B1.JPG" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8062Gxu0K1PTY-MCJ_gSuYhGm4zGGWoba_VPlIQWJO6B4fdF0AqFQu5RuIK42cyVASsTIhM2tPRUm3Y3JCjttnjm4YVZXgmUnbTxOK_55YExqIWcfjLlSbr76g5UvhFnXbu1kQCzVRmY/s1600/apokadartehlikeli.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="244" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8062Gxu0K1PTY-MCJ_gSuYhGm4zGGWoba_VPlIQWJO6B4fdF0AqFQu5RuIK42cyVASsTIhM2tPRUm3Y3JCjttnjm4YVZXgmUnbTxOK_55YExqIWcfjLlSbr76g5UvhFnXbu1kQCzVRmY/s640/apokadartehlikeli.jpg" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjx9fWhpXXlTRAFjLCLzu83w962a2soKznWIVQ7vE0cmUVnPjl4ja4F-yu6-O2C_UKUnxdJPZftq1pkYSdDKSoDEiPCMcIaw5MvOjWEHWjdV-thTxmTk0k6R-zuz9ey4ViOelMIevQMrfA/s1600/oktar-babuna-yalanc%C4%B1-adnan-oktar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjx9fWhpXXlTRAFjLCLzu83w962a2soKznWIVQ7vE0cmUVnPjl4ja4F-yu6-O2C_UKUnxdJPZftq1pkYSdDKSoDEiPCMcIaw5MvOjWEHWjdV-thTxmTk0k6R-zuz9ey4ViOelMIevQMrfA/s640/oktar-babuna-yalanc%C4%B1-adnan-oktar.jpg" width="482" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRflx-S57fhEkAeK1JjXE6jXsXU0qEGtdQSpf_aCQsiOipRTew0-fyo8WvuWEz96R_lv55yy570_POWIqCFnMrGoWKHIKmsTNfnnrTUiOY5qcQ9A-Q95aCr3K37GWc_pIrgcHQ3tax_B0/s1600/adnan-oktar-refah-partisi-manken-ordusu-erbakan.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="560" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRflx-S57fhEkAeK1JjXE6jXsXU0qEGtdQSpf_aCQsiOipRTew0-fyo8WvuWEz96R_lv55yy570_POWIqCFnMrGoWKHIKmsTNfnnrTUiOY5qcQ9A-Q95aCr3K37GWc_pIrgcHQ3tax_B0/s640/adnan-oktar-refah-partisi-manken-ordusu-erbakan.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhKaVeQ8K1az_pkfyko2cNDXsBEA3aNGOew6azENbpiMyjN0oFfoZO4ca_V0yEYpXC9t356XGVDc9Sg0iNSDV7_HBmuUst2sgWJoTO6cid836imvu9LQklMKIznDdLzrKUFOj-cQD_0wM/s1600/refah-partisi-virus-adnan-hoca-oktar-erbakan-ic-isyan.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhKaVeQ8K1az_pkfyko2cNDXsBEA3aNGOew6azENbpiMyjN0oFfoZO4ca_V0yEYpXC9t356XGVDc9Sg0iNSDV7_HBmuUst2sgWJoTO6cid836imvu9LQklMKIznDdLzrKUFOj-cQD_0wM/s640/refah-partisi-virus-adnan-hoca-oktar-erbakan-ic-isyan.JPG" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEid9r8WD89pVQZuP2mHjYyV1kVbvdzQTpTxpglLhOC6S1BpQ-9Xt2S1xDjflGRB5GeMAB4c6Xgj8nq3N0J1PoaT8dN8EQdapSJIGxJd5JuvewcymAd9SbvfYVGSSkynTgPid2mFemmC57I/s1600/sozde-hidayetler-partiye-manken-olan-mankenler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEid9r8WD89pVQZuP2mHjYyV1kVbvdzQTpTxpglLhOC6S1BpQ-9Xt2S1xDjflGRB5GeMAB4c6Xgj8nq3N0J1PoaT8dN8EQdapSJIGxJd5JuvewcymAd9SbvfYVGSSkynTgPid2mFemmC57I/s1600/sozde-hidayetler-partiye-manken-olan-mankenler.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<br /><br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-373503955257921712013-10-17T12:52:00.000+03:002013-10-17T12:52:56.201+03:00Böyle adalet olmaz! Böyle saçma sapan ceza yasaları da olamaz!<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-y3Pki9QchiY/Ul-ywWCntNI/AAAAAAAAHLk/6BP9Y8X2Z5c/s1600/adalet+hukuk.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="adalet hukuk" border="0" height="640" src="http://3.bp.blogspot.com/-y3Pki9QchiY/Ul-ywWCntNI/AAAAAAAAHLk/6BP9Y8X2Z5c/s640/adalet+hukuk.jpg" title="adalet hukuk" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">adalet hukuk</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Beni buna kimse inandıramaz;<br />Bu kadar hukuk insanı, avukat, savcı, hakim... <b>"Biz bu adalet sistemini düzeltmeliyiz. Bu kurumdan adalet değil haksızlık, hukuksuzluk dağıtılıyor. Böyle adalet olmaz.! Böyle saçma sapan ceza yasaları da olamaz!" </b>dediler de düzeltemediler mi?<br /><br />Beni buna kimse inandıramaz;<br />Siyaset ile meşgul olan milyonlarca insanımız... <b>"Biz bu yanlış işleyen hatta doğru düzgün işlemeyen devlet mekanizmasını düzeltmeliyiz. Heba olan milli servetin, heba olan insan emeğinin, heba olan gençliklerin haddi hesabı yok. Devlet düzgün işlemediği için sıkıntı çeken milyonlarca vatandaş var. Bu sistemle gelecek nesillerimiz de tehdit altında. Devlet, devlet olmadığı için sokakta yatan on binlerce çocuk var. Devlet ve adalet olmadığı için korunmaya muhtaç yüz binlerce çocuk şu anda geleceğin suçlusu olmak yolunda dehşet bir aile ortamında yetişiyorlar." </b>dediler de gerçekten samimiyetle gayret ettiler de üç beş vatan haini mi bu milyonlarca vatansevere(!) mani oldular?<br /><br />Güldürmeyin beni...<br />İnsanların yüzde otuzu davasında samimi olsalardı bile, bu devlet böyle bir devlet olmazdı...<br /><br />Bir şeyleri mi düzelteceksiniz? Önce kendinizden başlayın. <b>"Sözümle özüm ne kadar uyuşuyor."</b> diye muhasebe yapın.<b> "Bana yapılsa çıldırırdım."</b> dediğiniz şeyleri başkalarına yaptığınızın farkına varın. İlmi ayağa kaldırın ve bütün izm'leri ayaklarınızın altına alın.<br /><br />İnsanı yaşat(yetiştir, eğit ve adaletle muamele et) ki devlet yaşasın.<br /><br /><br />****</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Aç olduğu için iki simit çalan adama 12 yıl hapis isteyip, küçücük bir kız çocuğuna tecavüz eden bir piçi serbest bırakan bu devletin adalet sistemini, içimizdeki İsrail'in, Sabetay Sevi'nin piçleri bilerek ve isteyerek, bu milleti madden ve manen perişan etmek için kurmuşlardır. </span><br />
<br style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;" />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Gavur işgali altındaki bir memlekette bile böylesine iğrenç bir hukuk sistemi tatbik edilemezdi. </b>Bizden gözüküp bizim dibimizi oyanlar, bize her ama her zulmü yaptılar. İhanetin, düşmanlığın en sinsisini ve her türlüsünü sergilediler. </span><br />
<a name='more'></a><br style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;" />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Türkiye Cumhuriyeti devletinin idari ve hukuki sistemi, sil baştan ve bütün bu pusulardan arındırılmış olarak yeniden düzenlenmelidir. </span><br />
<br style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;" />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">İşe ilk önce <b>Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer</b>'in gerçek kimliğinin meydana çıkartılması ile başlanmalıdır. </span><br />
<div>
<br /></div>
<div>
***</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, Türkiye'de adına hukuk denilen guguk sisteminin kurucularından sayılır. 1918 doğumludur. 1953'den sonra onlarca yıl boyunca memleketin en kritik karar mekanizmalarında ve makamlarında bulunmuştur. Hayatı boyunca bir sihirli el, elinden tutmuş ve hep dikey zıplama yaptırmıştır. En verimli şekilde kullanmıştır.<br /><br />Düşünün ki bir ilkokul çocuğu zekasına sahip olan Sabetayist Tan-su Çiller'i bile şu koca milletin başbakanlığına getirmiştir o sihirli el...<br /><br />O sihirli el, bir gazeteciden başka bir şey olmayan Ecevit'e, İsmet inönü'yü deviren adam tabelası asmış, hadiselerin iç yüzünü millete göstermemiş ve onu da kullanabildiği kadar kullanmıştır.<br /><br />O sihirli el bir Sabetayist Yahudi olan Adnan Menderes'i, memleketin kurtarıcısı, Müslümanların hamisi konumuna sokup tepe tepe kullanmıştır.<br /><br />O sihirli el başta TRT olmak üzere onlarca devlet kurumunu, onlarca sene boyunca dur durak bilmeden hortumlamıştır. Öylesine bir hortumdur ki bu, nihayet vatandaşın elektrik faturalarına resmi olarak bu hortumun aylık ödeneği eklenmiştir.<br /><br />O sihirli elin size neler yaptığını uzun anlatsam, "<b>Bize neler yapmışlar.</b>" der ve sabaha kadar uyuyamaz, bayramınızı da zehir edersiniz.<br /><br />O sihirli eli, bulup meydana çıkartıp kırmanın vakti saati çoktan geldi. Bunun temelleri çoktan oturdu. Şimdi, çatırdama, inleme de başladı. Kısa bir süre sonra kırılacağından hiç ama hiç şüphe etmiyorum...<br /><br />Biraz gürültü çıkabilir, feryat figan duyulabilir. Onların bize yaptığı gibi, ben de onlara hiç acımıyorum.<br /><br />| Mehmet Fahri Sertkaya<br /><a href="http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.AkademiDergisi.com&h=9AQH8qOcE&enc=AZNNxDvvPhmlZ1DdeRK9UaPkLiYp9da10fBxFziNiwZ67t8gccmkNjoe_mBSNZnOwR7LvNSPKjBwthWpvpPYDBlCbM0Bv7S5FO8fGqjhIafE6F1xX88TdJwLwS079ky9NIHVEBEaP_ALt6G5wGNsd8VX&s=1" target="_blank">www.AkademiDergisi.com</a></span></div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-12398111528126640402013-10-14T19:30:00.000+03:002016-12-18T01:11:31.692+03:00Kripto Yahudi firması Ülker deşifre olunca taktik kıvırmalar başladı: "Ülker hiçbir zaman muhafazakar olmadı."<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Gerçek yüzü hızla deşifre olmaya devam eden Ülker, taktik hareketlerle vurguna devam etmek gayretinde.</span><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bunlar koskoca bir millet ile bir de alay edip dalga mı geçiyorlar? Sokaktaki insana "Ülker İslami bir firma mı?" diye sorulduğunda on kişiden dokuzu hiç düşünmeden "Evet." diyorsa, Ülker kendini onlarca yıldır İslami göstermeden halkın tamamında böyle bir algının oluşması mümkün müdür?</span><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><br />Bu yaptıkları, "Biz sizi onlarca yıdır 'kek' ledik... Aslında İslam düşmanı Yahudilerdendik. Bütün ortaklarımız Yahudi, Ermeni, Rum, Sabetayistler ve Masolardı. Güzel de oynadık ama ne yapalım deşifre de olduk nihayetinde." diyememenin ve iddialar/ispatlar karşısında sessiz de kalamamanın bir tezahürü mü?<br /><br />***</span><br />
<div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Muhafazakar gelenekten gelenlerin yakından tanıdığı <b>Yıldız Holding</b>'in Yönetim Kurulu Başkanı <b>Murat Ülker</b>, iş hayatında hiçbir zaman muhafazakar olmadıklarını söyledi.</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Hürriyet'ten Sefer Levent'e konuşan Ülker, Türkiye'de muhafazakar işadamı diye bir kavram olduğunu ve kendilerinin bu kavramın dışında kaldığını belirtti.</span></div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">"Türkiye’de bir kavram var. <b>‘Muhafazakâr işadamı.’</b> Ülker hiçbir zaman iş yapış şekillerinde ve iş tutuş biçiminde <b>muhafazakâr olmadı</b>. Çağın şartları neyse, her daim o şartlara ayak uydurmaya çalıştık. <b>Godiva</b>’yı aldıktan sonra nelerin değiştiği konusunda birkaç not aktarmak isterim. Oynadığımız oyun değişti, ligimiz değişti, tüketicilerimiz değişti, çalışanlarımız değişti <b>global olduk</b>. Bu globallik bize ne sağlıyor? Ortak satın alma, ortak inovasyon ve global satış kanalları arasında sinerji oluşturabilmeyi sağlıyor. Ülker’in zaten yurtdışında işleri, fabrikaları vardı. Bundan cesaret alarak şimdi Uzakdoğu gibi yeni piyasalarda da iş yapabilir miyiz diye bakıyoruz. Kısacası, dünya kazan biz kepçe gezip duruyoruz."</span><br />
<div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">***</span></div>
<div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ülker'in gerçek yüzünün ispatları ile görmek için bakınız: <a href="http://www.gercekulker.blogspot.com/" target="_blank">www.GercekUlker.blogspot.com</a></span></div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-82723305359382042002013-10-14T19:25:00.000+03:002013-10-14T19:25:02.331+03:00Dünyada kendilerini Yahudi olarak tanıtıyorlar ama Türkiye'de 'Türk'üz!' diyorlar. Sabetayistler Türklere ve Türkiye'ye ihanet ediyorlar.<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-CctkzPYqaJQ/UlwaJ2V8q-I/AAAAAAAAHIM/8zuy9-iLauM/s1600/yahudi+m%C3%BCnaf%C4%B1klar%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="yahudi münafıkları" border="0" height="640" src="http://1.bp.blogspot.com/-CctkzPYqaJQ/UlwaJ2V8q-I/AAAAAAAAHIM/8zuy9-iLauM/s640/yahudi+m%C3%BCnaf%C4%B1klar%C4%B1.jpg" title="yahudi münafıkları" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">yahudi münafıkları</td></tr>
</tbody></table>
<br /><div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>YAHUDİ MUNAFIKLARI </b><br /><br /><b>“BENZET; AMA ASLÂ BENZEME!” </b></span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Sabetay Sevi cemaati mensuplarından ve <b>“Evet Ben Selanikliyim, Türkiye Sabetaycılığı” </b>kitabının yazarı<b> Ilgaz Zorlu</b>, geçen sene, <b>Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı</b>’nın Diyalog Platformu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de sayıları 100 bini bulan Sabetayclar’ın asıl hüviyetlerini gizlemelerinden yakındı. Zorlu, İzmirli bir haham olan ve bazıları tarafından mesih (kurtarıcı peygamber) olarak kabul edilen Sabetay Sevi’nin adıyla anılan Sabetaycılığı şöyle tavsif etti:<b> “Sabetaycılar bence Türkiye’nin gizli Yahudi cemaatidir. Kendilerine sorarsanız, Türk ve kabul edilebilir ölçüde Müslüman bir cemattir. İsrâil’de Sabetaycılık, Yahudilik içinde kabul edilmiyor.” </b></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Sabetaycılığın 1924’ten beri Türkiye’nin temel taşlarından olduğunu ifade eden Zorlu, sözlerine şöyle devam etti: </span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b>“Sabetay Sevi’nin doktrini tamamen Yahudiliğin içindedir. Sevi, zamanında hahamlar tarafından çok şikâyet edildi. Ama Osmanlı bunu, Yahudiliğin iç meselesi olarak kabul etti ve karışmadı. Bunu fırsat bilen Sevi, bütün Anadolu’yu dolaştı. Sabetaycılar o zaman saraydan reaksiyon almadıkları için çok ileri gitmişlerdir. Hatta çok organize olan Sabetaycılar, saraya bile girdiler. Sabetaycılarla Yahudilik arasındaki ilk ciddî problem, Sabetay Sevi’nin doktrinleri ile ortaya çıktı. Meselâ Yahudilikte kadınlar duâya kaldırılmaz, Sevi ise kadınları duâya çağırdı. Bu büyük sıkıntıya sebep oldu.” </b><br /><br />Sabetay Sevi’nin kendi cemaatine, <b>“Benzet; ama aslâ benzeme!”</b> doktrinini benimsettiğini söyleyen Zorlu, bunu şöyle açıkladı: </span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b>“Kendini Müslümanlar’a benzet; ama aslâ onlar gibi olma prensibidir.” </b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b>Türkiye’de pek çok tanınmış ve önemli mevkilerdeki insanın Sabetaist olduklarına işâret eden Zorlu,<br /><b>“Meselâ Dışişleri eski bakanı Coşkun Kırca’nın babası bir hahamdır. Uluslararası arenade Sabetaycılar kendilerini Yahudi olarak gösteriyor. Buraya gelince Müslümanım, diyorlar. Şimdiki Dışişleri Bakanı İsmâil Cem, ABD’nin Yahudi Dışişleri Bakanı Albright ile çok samimi. Acaba bunu nasıl başarıyor? Karşı olduğum, Sabetaycı kökeni kullanarak, sonra bunu reddetmektir. Bunu yapanları kınıyorum. Meselâ, Bilgin âilesi Sabetaycıdır; ama bunu söylemiyorlar. Mason localarını halka açan Sahir Talat Akev Sabetaycıdır. "</b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br />“1954 yılı genel seçimlerinde, Sabetay cemaati temsilcisi Nazım Bezmen bizzat Adnan Menderes’in isteği ile Meclis’e girdi. Sabetaistler bulundukları ülkenin kanun ve teâmüllerine kesin olarak uyarlar. Meselâ, biz her dînî toplantımızda Cumhurbaşkanı Demirel’e ismen duâ ederiz. Şişli Terakki Lisesi şu an bir Sabetaist olan Canan Barlas’ın kontrolünde. Bu okula Dinç Bilgin tâlip. Hedefleri 5 yıl içinde bu okulun kapanmasını sağlayarak, 2 trilyon değerindeki mülkü 300 milyara Dinç Bilgin’e satmaktır. Şu an bu plan uygulanıyor. Maalesef Türkiye’de Sabetay cemaati bir yozlaşma sürecindedir.”</b></span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Basın, 2000</span></div>
</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-52927323539390612282013-10-11T19:52:00.000+03:002013-10-11T19:52:20.308+03:00Sabetayist Adnan Oktar çetesi, Esad'a karşı Türk-İsrail ittifakı kurmak istiyor ve kedicikler konuşuyor.<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-UTyF1yC8udU/Ulgp-wylI_I/AAAAAAAAG60/SjPzGdNu25M/s1600/aylin+kocaman.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="aylin kocaman" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-UTyF1yC8udU/Ulgp-wylI_I/AAAAAAAAG60/SjPzGdNu25M/s640/aylin+kocaman.jpg" title="aylin kocaman" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">aylin kocaman</td></tr>
</tbody></table>
<br /><div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
[Köşeli parantez içindeki eklemeler Akademi Dergisi tarafından yapılmıştır.]</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
Adnan Hoca'nın "<b>kedim</b>" diye seslendiği Aylin Kocaman <b>İsrail </b>haber sitelerinden<b> Jerusalem Online</b> sitesine roportaj verdi.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b>Rachel Avraham</b> tarafından yapılan röportaj<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"> "Esad'a karşı Türk-İsrail ittifakının kurulması gerekir" </b>başlığı altında verildi.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
Röportajda Aylin Kocaman, Türkiye-İsrail ittifakının Esad için çok büyük bir tehlike arzedeceğinden bahsederek, Suriye için alınması gereken ilk tedbirin, Türkiye liderliğinde oluşturulacak <b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">"İslam Barış Gücü"</b> nün ABD ve diğer batılı ülkelerin desteğini de alarak Suriye'ye yardım amaçlı girmesi olduğunu ifade etti. [Asil kadrosunun tamamının <b>Sabetayist Yahudiler</b> ve diğer çift kimlikli <b>kripto Yahudiler</b> olduğunu isim isim ispat ettiğimiz ve nihayet uzunca inkar süresinden sonra, Lider Adnan Oktar'ın da gerçekte bir gizli Yahudi olduğunu itiraf etmek zorunda bıraktığımız bir çetenin... Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin "<b>çete</b>" dediği bir Adnan Oktar çetesinin, bir de İsrail basını ile böyle bir münasebete girmesi, bu kritik zamanda böyle bir gayret içine girmesi çok dikkat çekici değil mi? Bütün bunların yanına, bir de aynı çeteye mensup başka kadınların, mesela yine Sabetayist bir aileden gelen <b>Ayşe Hüma Babuna</b>'nın, başka birisi üzerine kayıtlı bir cep telefonu numarası kullanarak ABD büyükelçilikleri, İsrail numaraları, MİT, Terörle Mücadele Şubesi, İçişleri eski bakanı Abdülkadir Aksu'nun direkt cep numarası ve daha pek çok yerli yabancı kurum ile iletişim halinde bulunduğunun mahkeme kararı ile tespit edilmiş olduğunu göz önünde bulundurursak her halde neyin ne olduğu, kim saman altından nasıl su yürüttüğü daha net anlaşılabilir.]</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br /></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Rachel Avraham'in Aylin Kocaman ile yaptığı röportaj üzerine hazırladığı analiz yazısındaki bazı bölümler şöyleydi: </b><br />
<a name='more'></a></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-indent: 14.2pt;">Rachel Avraham: "Konuğumuz Türkiye’de A9 TV kanalında ve Building Bridges programında yorumcu ve Şark’ül Avsat gazetesi yazarı Aylin Kocaman.</b> Sn. Kocaman’a Suriye meselesini, Ortadoğu’daki bu büyük sorunun nasıl hallolacağını, kimyasal silahlar konusundaki anlaşma ile ilgili yorumlarını ve Suriye meselesinde Türkiye-İsrail ilişkilerini sorduk." [Şark'ül Avsat gazetesi Suudi Vehhabi sermayeli bir gazetedir. Vehhabi Suudlar, ABD'nin BOP projesinde ve son olarak BOP projesinin Suriye ayağında Türkiye'den bile daha büyük hizmetler vermişlerdir CIA'ya...]</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br /></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Aylin Kocaman: "</b>Suriye’de yaklaşık üç yıldır devam eden büyük bir trajedi yaşanırken tüm bu trajedi içerisinde sadece kimyasal silahlar konusu üzerine odaklanılıyor. Kimyasal silahlar bu büyük krizin sadece bir bölümü. Suriye’de her iki saatte bir insan ölüyor. Büyük bölümü sivil olmak üzere şu ana kadar 100,000 Suriyeli öldürüldü. Öldürülenlerden en az 11,000’i çocuk. İşkence ve tecavüz o kadar sistematik ki artık Suriye’deki günlük hayatın bir parçası haline gelmiş. 2,5 milyon Suriyeli mülteci ülkelerini terk ederken 8 milyon kişi de kendi ülkeleri içerisinde yer değiştirmek zorunda kaldı. Bu insanlar sadece kimyasal silahlarla değil keskin objeler, farklı silahlar, bomba ve mermilerle de öldürülüyor. Genel olarak bir iç savaştan söz ediyoruz ve bu bir suç. Bu gerçekleri göz ardı edemeyiz.<br />
[Bütün bu cümlelerdeki çarpıtmaların ispatlı cevapları için: <a href="http://www.gerceksuriyesorunu.blogspot.com/" target="_blank">www.GercekSuriyeSorunu.blogspot.com</a> adresini inceleyeniz. ]</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<span style="line-height: 1.5em;"><br /></span><span style="line-height: 1.5em;">ABD Rusya ile anlaşmaya vararak Suriye konusundan çekilmeye çalışıyor. Sanırım muhtemel bir savaştan kaçınmaya çalışıyorlar. Sanki Kerry ve Rusya’nın bir şeyler öne sürüp kabul etmesiyle problem çözülmüş gibi. Oysa ki insanlar ölüyor ve kırmızı çizgi çoktan aşılmış durumda. Suriye kendi kimyasal silahını kendisi üretiyor. Kendi bilim insanları, kendi fabrikaları var. Yani Esad kimyasal silahlarını teslim etse bile yeni kimyasal silahlar üretme imkanı var. Bu bir çözüm değil.</span></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br /></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">TÜRKİYE ASKER GÖNDERSİN </b><br />
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><br /></b><b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">[Biz niye gönderiyoruz? İsrail göndersin?]</b></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
Şu an Suriye’de yaşanan insani krizi çözmenin daha iyi yolları olabilir. Türkiye’nin liderliğinde İslam ülkeleri birliklerini Suriye’ye caydırıcı bir güç olarak göndermeliler. Bu Esad için büyük bir tehdit olacaktır. ABD ve diğer ülkelerden gelecek güçlerle de desteklenecek olan Müslüman askerler barış gücü misyonu olarak önce insani krizin ortadan kaldırılmasını amaçlayacaktır. Bu mücadelede Müslümanların Esad’ın insan hakları ihlallerine karşı durması önemli; bu şekilde radikal cihad taraftarları sadece Batı’yı karşılarına alamayacaklardır. [ Memuruna maaş veremez hale düşen ve yerli Yahudi sermayesinin bile çoktan ülkeyi terk ettiği ABD'nin, eskisi gibi caydırıcı güç olmadığını iyi bildiklerinden olsa gerek, son bir gayret ile ve İslami söylemler ile bölgede İsrail menfaatleri gözetiliyor. Suriye'ye dair verilen haberlerin tamamına yakını yalan. Esad devlete isyan suçu işlemeyen kimseyi öldürmedi. Öldürmüyor. Afganistan, Irak, Libya, Tunus, Mısır'dan sonra sıra Suriye'nin düşürülmesine ve demokrasi kılıfı ile işgal edilmesine geldi ve Esad buna direniyor. Suriye de düştükten sonra sıra İran ve Türkiye'ye gelecek. İşte demekratikleşirilen(!) Libya'nın hali meydanda. Medya gidip Libya halkı ile de ropörtaj yapsın. Büyük Ortadoğu Projesi bir Büyük İsrail Projesidir ve bu projenin içinde Türkiye'nin güneydoğu toprakları da kalmaktadır. ABD 1980'lerden beri bunu askeri güç kullanımı ile gerçekleştirmek istemiş ama başarılı olamamıştır. Şimdi yeni strateji İslami söylemler ile, bölgedeki satılık hükümetler ile ve basın gücü ile milletleri aldatarak bu hedefe varmaktır. Adnan Oktar çetesinin, bu hedefleri gözeten ABD'deki Evanjelist Hristiyan tarikatının birebir Türkiye uyarlaması olduğunu, Adnan Oktar imzası ile basılan yüzlerce kitabın bu Evanjelist tarikatın iç yayınları olduğunu, Adnan Oktar çetesinin maddi gücünün arkasında İsrail'in ve Evanjelistlerin olduğunu daha önce pek çok kez ispat etmiştik. Bunun detayları için bakınız:<a href="http://www.gercekadnanoktar.blogspot.com/" target="_blank"> www.GercekAdnanOktar.blogspot.com</a> ] </div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br /></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
El-Kaide ile bağlantılı gruplar gittikçe daha büyük bir problem olmaya devam ediyorlar. Bunu ortadan kaldırmak için Amerika savaş davullarını çalmaya başladı, ne var ki nefret radikalleri daha radikal hale getirir. Bu problemi ortadan kaldırmak için makul Müslümanlar Hristiyan ve Yahudilerle bir araya gelmelidir. Amerika Orta Doğu’da varlığını tank ve bombalarla değil verdiği eğitimle hissettirmelidir. Ilımlı Müslümanlarla işbirliği yaparak radikallere yanlış yolda olduklarını Kuran’dan deliller vererek göstermelidirler." [ Dediğimiz gibi zaten ABD'nin tank ve top ile bunu yapabilme gücünün kalmadığının ve bunu onlarca yıldır yapamadığının, en nihayet bütün dünyayı bir operasyon için ayağa kaldırıp Rusya'nın ve Çin'in restini görünce kuyruklarını topladıklarının farkındalar. ]</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br /></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">ESAD'A KARŞI TÜRK-İSRAİL İTTİFAKI</b></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
"Türkiye ve İsrail Suriye krizine karşı bir savunma paktı oluşturarak ikili ilişkilerini arttırmalılar. Esad’ın çevresinde oluşan gücü görmesi gerekiyor. İsrail ve Türkiye arasındaki ayrılık Esad’ın elini güçlendiriyor. Bu iki ülke arasında yapılacak bir koalisyon Esad için büyük bir tehdit oluşturacaktır."<br />
<br /></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; line-height: 1.5em; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Odatv.com</b></div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-52780076904770449262013-10-11T19:31:00.000+03:002013-10-11T19:31:37.211+03:00Kurtuluş Savaşını Museviler mi başlattılar? Jak Kamhi doğruları mı anlattı?<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-De0hPX132VE/UlglXNh4TeI/AAAAAAAAG5c/ShRs651-_p0/s1600/kurtulu%C5%9F+sava%C5%9F%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="kurtuluş savaşı" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-De0hPX132VE/UlglXNh4TeI/AAAAAAAAG5c/ShRs651-_p0/s640/kurtulu%C5%9F+sava%C5%9F%C4%B1.jpg" title="kurtuluş savaşı" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">kurtuluş savaşı</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kendisi de bir Yahudi olan ve Profilo'nun sahibi olan Jak Kamhi,</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">"Kurtuluş Savaşını Museviler başlattı. İzmir'de Yunan bayrağını indirip Türk bayrağı çeken Musevilerdi. 1. Dünya savaşında İngiliz İşgaline karşı ilk başkaldıranlar Museviler'di. Atatürk bana bir baktı, bir daha unutamadım o bakışları. O ölünce bizim evde de matem havası vardı." demiş Hürriyet gazetesine de şunları diyememiş:</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">"Atatürk'de bir Yahudi idi. Onun etrafındaki pek çok kimse de Yahudi idiler. Biz kurtuluş savaşı falan kazanmadık. İngiltere'ye de karşı durmadık. Bu bir planın parçasıydı. İngiltere'de hakim Yahudiler ile de anlaştık ve bu toprakların Yahudi Cenneti ayarında ilan edilecek yeni bir Cumhuriyet ile bize bırakılmasına karar verdik. İngilizler bu nedenle savaşmadan geri çekildiler. Bu süreçte pek çok sanal kahraman ürettik. Ordunun adını bile Türk Silahlı Kuvvetleri koyduk. Merkez bankasını çok uluslu ve çok ortaklı bir anonim şirket yaptık. Bu süreçte Sabetayist Yahudilerden çok faydalandık. Cumhuriyetin ilanının hemen ardından Selanik'ten Türk diye hep Sabetaycı Yahudileri getirdik. Yeni göçmüş olmalarına rağmen onları bir anda ülkenin en zenginleri, toprak zenginleri, iş verenleri, sanatkarları, ünlüleri yaptık. Ankara'nın başkent ilan edileceğini Yahudi kardeşlerimize haber verip dağını taşını satın aldırdık. Sonra bir anda gayr-i menkul zengini oluverdiler. Çok ince hesapladık çok...</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Planlarımızı büyük bir gizlilik ve başarı ile uyguladık. Ne kadar hayatta kalmış Türk ve Müslüman fikir adamı ve beyin takımı varsa onları da sudan bahanelerle astık. Hiç olmadı kovaladık. İstiklal mahkemelerinin hakimlerinin de çoğu gizli Yahudi idi. Önce asıp sonra yargıladılar. İnkılaplar çok önceden belirlediğimiz bir planın parçasıydı. İngiliz ajanı Ali Suavi ile ve Ziya Gökalp ile çoktan inkılapların temelini oluşturduk. Mustafa Kemal'e nasipmiş. Ondan önce çok kişi çabaladı ama o bu oyunu çok iyi oynadı. Bütün başarının onun zaferiymiş gibi görülmesi de sonraki süreçte sıkıntılara sebep oldu. Olsun bunları da aştık. Muhalif Yahudileri İzmir Suikasti bahanesi ile astık. Zaten 1943'te Varlık vergisini çıkarılmasını da biz planladık. Yahudilerin çoğunu ilan edilecek İsrail'e kovaladık. Biz büyük işler başardık.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">En son döneminde bile aynı anda üç imparatorluk ile savaşıp mağlup edebilmiş bir Osmanlı'yı içinden devirmeyi başardık. Ancak bu şekilde yaklaşık iki bin yıl sonra İsrail'i yeniden kurabildik. Şimdi hedefimizdeki Büyük İsrail'i kurmaya da çok yaklaştık. AKP'yi bu yüzden finanse ettik ve önündeki engelleri kaldırdık. Onlara karşı maddi gücümüzü ve basın gücümüzü kullanmadık. Hatta destekledik. Zaten AKP içindeki pek çok bakan ve vekil de Musevi kökenliler. Sadece birkaç sene sonra oyunumuzun son raundunu göreceğiz. Büyük İsrail'i de gerçekleştireceğiz."</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">| Mehmet Fahri Sertkaya</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Siz hala Kurtuluş Savaşı kazandığımıza inananlardan mısınız? O halde bakınız: <a href="http://www.akademidergisi.com/2013/08/biz-kurtulus-savas-falan-kazanmadk.html" target="_blank">http://www.akademidergisi.com/2013/08/biz-kurtulus-savas-falan-kazanmadk.html</a></span><br />
<br />
Ayrıca bakınız: <a href="http://www.sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com/" target="_blank">www.SabetayistMustafaKemalAtaturk.blogspot.com</a><br />
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-71727083228739133532013-10-11T19:02:00.000+03:002013-10-11T19:02:54.571+03:00Alevilik, Komünistlik, Sabetayistlik ve Yahudilik<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-ZcVTVrY8PdA/Ulgf6kePSUI/AAAAAAAAG4M/nXBbGehaxNI/s1600/Alevilik,+Kom%C3%BCnistlik,+Sabetayistlik+ve+Yahudilik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Alevilik, Komünistlik, Sabetayistlik ve Yahudilik" border="0" height="640" src="http://3.bp.blogspot.com/-ZcVTVrY8PdA/Ulgf6kePSUI/AAAAAAAAG4M/nXBbGehaxNI/s640/Alevilik,+Kom%C3%BCnistlik,+Sabetayistlik+ve+Yahudilik.jpg" title="Alevilik, Komünistlik, Sabetayistlik ve Yahudilik" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Alevilik, Komünistlik, Sabetayistlik ve Yahudilik</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Alevilik ve Aleviler hakkındaki acı gerçekleri ifade etmek, hemen Alevi düşmanlığı olarak tanımlanamaz. Bu, Türkiye'nin gerçeği... Bu ülkeye on yıllarca kan kusturmuş <b>Sol Marksist, Leninist, Komünist, Ateist terör örgüleri</b> hep Alevi vatandaşlarımızın gençlerinden beslendiler. <b>Cem evlerini</b> de her fırsatta merkez üs yaptılar.<br /><br />Aleviler karar vermeliler; Ateistler mi, Müslümanlar mı? Pek çok Alevinin hür iradesi ile açıkladığı gibi, gerçekte kendilerini gayr-i İslami bir unsur olarak mı kabul ediyorlar? Eğer Müslümanlarsa içlerindeki teröristleri temizlemeliler ve Türkiye'de rejimi hile ve eşkıyalık ile kuran, gerçek kimlikleri her meydana çıktığında kendilerini Alevi olarak tanıtan <b>Sabetayistlerin</b> basit kuklaları olmaktan vazgeçmeliler. </span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Evet, gerçek Aleviler dur durak bilmeden<b> "Sabetayistlerin Alevilere Etkisi"</b> ya da <b>"Sabetayistlerin Alevilere Ettikleri"</b> konulu araştırmalar yapmalılar. Bunu yaparken de Türkiye'ye <b>Allahsızlığı</b>, <b>Komünizmi </b>getirenlerin de <b>Sabetayistler </b>olduklarını, <b>Nazım Hikmet</b>'ten, <b>Zekeriya </b>ve <b>Sabiha Sertel</b>'e kadar, <b>Musa Anter</b>'e kadar pek çok idol ismin aslında gizli Yahudiler olduklarını göz önünde bulundurmalılar. Sol'un, Komünizmin amiral gemisi <b>Tan Gazetesi</b>'nin de <b>Sabetayist Sertel'ler</b> tarafından çıkartıldığını göz önünde bulundurmalılar.<br /><br />Pek çok Alevi vatandaşımıza <b>"Alevi-Bektaşi" </b>olarak kabullendirilen <b>Mustafa Kemal Atatürk</b>'ün, gerçek bir Sabetayist Yahudi olduğu acı gerçeğini de kabul etmeliler.<br /><br />Kafasındaki, Yahudi <b>dini sembolü fötr şapka</b> ile poz veren bir <b>Alevi dedesi</b>nin, kafasındaki, dini inancı gereği taktığı fötr şapka ile poz veren bir Yahudi hahamından pek farkı olmadığını, saç, sakal ve bıyık tarzlarının bile aynı olduğunu artık kabul etmeliler.<br /><br />Sabetayistlerin kendilerini Alevi diye tanıtmalarına da, Alevi gözükerek aralarına karışmalarına da, Türkiye'de Sabetayistlerin menfaatlerine uygun olarak kurulmuş bu rejimin ayakta kalmasını temin yolunda Alevi nüfus ve nüfuzunu kullanmalarına da müsaade etmemeliler.<br /><br />İsrail'e gönül vermiş ve azılı İslam-Türk düşmanı Sabetayistler ile Anadolunun bağrından çıkmış Aleviler aynı eksende buluşamazlar. Hiçbir bahane ile ittifak edemez ve birlik olamazlar.</span><br />
<br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Ve Aleviler <b>"Böyle gelmiş."</b> ya da <b>"Biz atamızdan böyle gördük."</b> bahaneleri ile bu oyunlara alet olmaya devam edemezler.<br /><br />| Mehmet Fahri Sertkaya<br /><a href="http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.AkademiDergisi.com&h=-AQE60x4B&enc=AZMQ8ujPTD-WFVIkx8Q1_SjfMr_3rFaSES1yaqzXjNfkZ9sSeT6hCVo1MBufhOZb1XBE_AYAg-zZphH9POc3LoYfh3_PLR-HV3VP8Skgj0EgxkkMyHKLOc199wn7PVF61LkJr-uWxF-kO7E6UOYoZmUJ&s=1" target="_blank">www.AkademiDergisi.com</a></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoadUE1yXM1sXr0X1BMgL6rUgk5xQpKvIZlobvtFAAOWECGUB-lslusjlauM72aok1_cbK_FOlDH-60CS-UiW2A40n0Yp7VwcHsDX416682O0_9aYE5bqHzLebOW8UaMQwDyWhyphenhyphena4PnAc/s1600/Danimarka+Alevi+Birlikleri+Federasyonu+(DABF)+alevi.dk+islama+veda+imam+alevi+hz+huseyin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoadUE1yXM1sXr0X1BMgL6rUgk5xQpKvIZlobvtFAAOWECGUB-lslusjlauM72aok1_cbK_FOlDH-60CS-UiW2A40n0Yp7VwcHsDX416682O0_9aYE5bqHzLebOW8UaMQwDyWhyphenhyphena4PnAc/s640/Danimarka+Alevi+Birlikleri+Federasyonu+(DABF)+alevi.dk+islama+veda+imam+alevi+hz+huseyin.jpg" width="483" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px;">Danimarka Alevi Birlikleri Federasyonu (DABF)'nun<br />
resmi sitesi www.alevi.dk'da yayımladığı bir resim<br />
<br />
<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVxCZ-HHYKX-m_a6PupbzC6aRvczdc6WjEhyphenhyphen91AyatwMXE4l2BBz3L98AgSfpDrKihKxKq3Zm1oQQSeC-pBU8I60zFntnFWkGZdaCbfj_fcvOOc7-5egPHgtWIpb6quLb4MrutU_Giof4/s1600/alevi-dedeleri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="269" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVxCZ-HHYKX-m_a6PupbzC6aRvczdc6WjEhyphenhyphen91AyatwMXE4l2BBz3L98AgSfpDrKihKxKq3Zm1oQQSeC-pBU8I60zFntnFWkGZdaCbfj_fcvOOc7-5egPHgtWIpb6quLb4MrutU_Giof4/s400/alevi-dedeleri.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px;">Alevi dedeleri</td></tr>
</tbody></table>
</td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0U1p6FdN-i8MYfF1rl7pzCLcWDNNlrkNKgvtKaDfdi4X73C3VaN9d_FVj8KddVbnlFu6gNfATrvkD0Ae3YOJMQMTN6C6SJ-MXJ7Nlh4BzSImIb6AfoLKRtF-Utx6fiwbFu9OvWEmUMJ8/s1600/yahudi-hahamlari.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="351" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0U1p6FdN-i8MYfF1rl7pzCLcWDNNlrkNKgvtKaDfdi4X73C3VaN9d_FVj8KddVbnlFu6gNfATrvkD0Ae3YOJMQMTN6C6SJ-MXJ7Nlh4BzSImIb6AfoLKRtF-Utx6fiwbFu9OvWEmUMJ8/s400/yahudi-hahamlari.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px;">Yahudi hahamları</td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Daha geniş bilgi ve ispatlar için şu siteleri incelemelisiniz:</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><a href="http://www.sabetayistlik.blogspot.com/" target="_blank">www.Sabetayistlik.blogspot.com</a></span><br />
<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><a href="http://www.sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com/" target="_blank">www.SabetayistMustafaKemalAtaturk.blogspot.com</a></span><br />
<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><a href="http://www.kriptoyahudiler.blogspot.com/" target="_blank">www.KriptoYahudiler.blogspot.com</a></span><br />
<br />
<a href="http://www.kriptoermeniler.blogspot.com/" target="_blank"><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">www.KriptoErmeniler.blogspot.com</span></a></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-70381551102651218042013-10-11T18:51:00.000+03:002013-10-11T18:51:00.795+03:00Sasbetayist Ayşe ArMAN DorMEN! Bu milletin namusuna kastetmekten vazgeç ve elini-dilini çek!<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-gFbVzo_68KQ/Ulgd-bUBsKI/AAAAAAAAG30/89KTRLhgCZU/s1600/ay%C5%9Fe+arman.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ayşe arman" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-gFbVzo_68KQ/Ulgd-bUBsKI/AAAAAAAAG30/89KTRLhgCZU/s640/ay%C5%9Fe+arman.jpg" title="ayşe arman" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ayşe arman</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Yine başladı aynı terane..<br />Senin bedeninse senin bedenin, senin dekoltense senin dekolten. Satamazsın bedenini işte. Suç bu, ahlaksızlık bu... Utanmazlık bu... Gayr-i insani ve gayr-i medeni bir tavır bu...<br />Senin özgürlüğün toplumun düzenini, huzur ve güvenliğini tehdit ettiğin yerde biter. Herkesin her istediğini yapabileceği yerde hiç kime her istediğini yapamaz. Fitne çıkar. Kaos çıkar.<br /><br /><b>Sabetayist Ayşe ArMAN DorMEN</b>'e de mevzu çıkmış yine... Dekoltesi yüzünden işinde edilen sunucunun fahri avukatlığını üstlenmiş. İnadına dekolte ile fotoğrafını çektirip <b>"Benim bedenim, benim dekoltem."</b> yazdırmış yanındaki afişe..<br /><a name='more'></a><br />Müslüman Türk'e bir türlü son darbeyi vuramamış olmanın verdiği öfke ile olsa gerek, böyle konuları bulduğu anda canhıraş bir çaba içerisine giriyor kendileri. Bir de <b>"Bizim soy ismimiz Arıman'mış da şuymuş buymuş da zor söyleniyor diye babam-dedem neyse değiştirmiş de..." </b>diye açıklamaları yok mu... Buna<b> "Hem paramı alırım. Hem şöhret olurum. Hem görevimi yaparım. Hem namusunuzu çalarım. Hem de bir de karşınıza geçer dalgamı geçerim."</b> tavrı denilmez mi?<br /><br />Hürriyet/özgürlük, Musavat/Eşitlik ve Adalet kelimeleri ile toplumu büyüleyip Osmanlı'nın son zamanında da düzeni bozan, ahlaksızlığı, fuhuşu, zinayı, alkolü, cinayetleri artırmanın gayreti içinde olan ve bu şekilde yıkılışı hızlandıran Sabetayistler, davalarında gerçekten samimiler. Gerçekten kendilerinden başka hiçbir milleti insan olarak görmüyorlar. Onlara hayvan muamelesi yapmayı, onların huzurlarını bozmayı, hayatlarını cehenneme çevirmeyi, her türlü sorunlara sebep olmayı, namussuzluğu, ahlaksızlığı yaymayı, daha yeni ergen olmuş genç kızlara nikah dışı ilişkiyi önermeyi, evlilik karşıtlığı ile meydana çıkmayı ibadet görüyorlar. Ve, bize son darbeyi vurmak azmindeler.<br /><br />Hem biliyor musunuz, davasında samimi bir Sabeatayist kadın, hedefine ulaşmak için binlerce düşmanı ile yatsa bile bir dakika sıkıntı çekmez. Ekranlara çıkıp anadan üryan program yapsa da hiç sıkıntı duymaz. Ya da bu kadının Sabetayist kocası veya babası, karısının bu yaptığına ses etmez. Öyle mel'un bir millettir bu sabetayistler. Bir çoğunun tohumu Mart ayının 21'inde, Kuzu bayramında, toplu ve sapık cinsi ilişkilerde atılır. Tutan tutanadır bu gecede düzen... Hem bir de bu mel'unlar bu geceden doğacak çocuğu kutsal kabul ederler.<br /><br />Hep söylüyoruz, bu memleketi tehdit eden bir numaralı unsur PKK değil, Sabetayistler...<br /><br />Artık içimizdeki İsrail'e tepkinizi koyun. Hesap sorun!<br /><br />***</span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Gerçek Ayşe ArMAN DorMEN'i tanıyın!</b><br /><br />1969 Adana doğumludur. Annesi Alman Yahudisi bir balerin, babası Türkiye'li bir Sabetayisttir. Hürriyet Gazetesi'nde yazardır. İşi gücü genç kızları kandırmak ve ahlaki değerleri ortadan kaldırmak gayretidir. Tipik bir Sabetayist misyoneri denilebilir. Onlar için "<b>Yahudi olunmaz, Yahudi doğulur."</b> kuralı geçerli olduğu için kimseyi Yahudileştirme gayreti içinde değillerdir. Lakin Yahudi olmayan herkesi güçsüz düşürme ve her yönden perişan etme hedefi, en önemli gayretleridir. Ayşe'nin aldığı ilk ödül 1989 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nin verdiği <b>"Bülent DikmenER"</b> ödülür. Sürekli okuyucularımız <b>"Dikmen-ER"</b>in de ne demek olduğunu bilirler. Yıllarca evlilik karşıtı yazılar yazdıktan sonra, sevgilisi ile beraber Dubai'de ikamet etmek zorunda kalınca, kendi ifadesi ile "mecburen" evlenmiştir. Mecburen evlendiği sevgilisi de yine Sabetayistlerden Haldun DorMEN'in oğludur. Bu tarihten sonra Ayşe ArMAN DorMEN olmuştur.<br /><br />Basında Sabetayist olduğuna dair yazılar çıkınca da<b> "Hristiyan oldum" </b>diyerek hedef saptırması yapmak istemiştir. Bir süre yazarlığı bırakmak zorunda kaldıktan sonra yeniden <b>"görevinin başına"</b> dönmüştür. </span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />| Mehmet Fahri Sertkaya<br /><a href="http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.AkademiDergisi.com&h=IAQGzcBzx&enc=AZOyZkoPaakYYT2E2x-hVnnrferZqogl_H8mhXmWn56FHmaqrYhQEQZUI6cN8XUkGvQotNIW2LFR4S4JRSkKyIWteEGbEgAFM14CFNhL1GVeFRoXDEviXWOu_J6YTD7CnoRzC_QoL-khu18ZDYBL1-TI&s=1">www.AkademiDergisi.com</a></span><br />
<div>
<br /></div>
Sabetayistler hakkında detaylı bilgi için: <a href="http://www.sabetayistlik.blogspot.com/" target="_blank">www.Sabetayistlik.blogspot.com</a></div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-92223120513112835622013-10-06T00:06:00.000+03:002013-10-06T00:06:29.583+03:00-video- Cumhuriyetin kurucu kadrosundan tipik bir Sabetayist: Abdülkadir Cami Baykurt<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-6NONIz6nYIk/UlB-wf7z9wI/AAAAAAAAG2k/0tEquSbFk8A/s1600/abdulkadir+cami+baykurt+cumhuriyet.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="abdulkadir cami baykurt cumhuriyet" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-6NONIz6nYIk/UlB-wf7z9wI/AAAAAAAAG2k/0tEquSbFk8A/s640/abdulkadir+cami+baykurt+cumhuriyet.jpg" title="abdulkadir cami baykurt cumhuriyet" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">abdulkadir cami baykurt cumhuriyet</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Sabetayist M. Kamal Adıtürk</b>'ün yakın ekibindendi. O da Sabetayistti. Soy ismi aslında <b>Bay-Kut</b> idi.. Ama böyle bir kelimeye yabancı olan milletimizin arasında o hep <b>Baykurt</b> olarak anıldı. </span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Sabetayistler tarafından hile ve silah zoru ile, İngiltere ve <b>Siyonizm </b>işbirliği ile kurulup ilan edilen Cumhuriyetin ilk içişleri bakanı sayılabilir kendisi... Daha sonra, kendi gibi çift kimlikli olan pek çok Sabetayistte görüldüğü üzere o da M. Kamal ile ters düştü. <b>TBMM temsilcis</b>i olarak<b> Roma</b>'ya gönderilerek uzaklaştırıldı. Buna çok içerlendi ve bir daha geri dönmedi. Dönmeyince istifa etmiş kabul edildi. </span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">M. Kamal Adıtürk'ün ölümüne kadar yurda dönemedi. O öldükten sonra hiç beklemeden yurda geri döndü. Çeşitli gazete ve dergilerde yazarlık yapmaya başladı. Bunlardan biri de yine <b>Sabetayist Zekeriya ve Sabiha Sertel'</b>lerin çıkarttığı <b>Tan Gazetesi</b> idi. Tan Gazetesi Türkiye'de Komünizmin ve Sol'un yayılmasında çok büyük öneme sahipti. Zaten Türkiye'ye Komünizmi tamamen kripto Yahudiler getirmişlerdi. <b>Nazım Hikmet Ran</b> da bir kripto Yahudiydi. O da Kamal Adıtürk ile hiç anlaşamamanın sıkıntılarını çekti...</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Vatan gazetesi</b>nin sahibi ve baş yazarı<b> Ahmet Emin Yalman</b> da <b>Yakubi </b>kolundan bir Sabetayistti. Kapani kolundan olan Kamal Adıtürk ile hiç mi hiç geçinemedi. Çok mücadele etti. Çok çekişti onunla...<br /><br />Sabetayisler hiçbir zaman gerçekten Müslüman olmadıklarından ve damarlarındaki kana kadar İslam ve Türk düşmanı olduklarından, bu Sabetayist Baykut da <b>"Sosyalist İslam"</b> ayarı tutturdu kendi kafasından ve çok çeşitli pusular kurdu Müslümanlara...</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Osmanlı'nın son zamanında, ecnebi kökenli, tahsilli ve muhalif gençleri tam bir mason kulübü gibi olan <b>İttihat ve Terakki</b> (Birlik ve kalkınma) partisi altında örgütlemişti. Davasına çok gayretliydi... Bizi içimizden vuranların önde gelen neferlerinden biriydi. İzleyin ve tanıyın onu ki sonra çorap söküğü misali bu binbir surat mahlukların hepsini tanır olacaksınız..<br /><br />|Mehmet Fahri Sertkaya</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<iframe frameborder="0" height="480" src="http://www.dailymotion.com/embed/video/x15djqh?logo=on" width="640"></iframe>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-79720524223729263452013-10-05T19:38:00.000+03:002013-10-05T19:38:51.352+03:00Ahmet Davutoğlu da Kripto Yahudi mi? Türkiye'deki Karaim Yahudileri kimler?<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-JCaySFMUlUQ/UlA_dSZtgrI/AAAAAAAAGv8/ZEgf7P98_Go/s1600/ahmet+davuto%C4%9Flu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ahmet davutoğlu" border="0" height="640" src="http://3.bp.blogspot.com/-JCaySFMUlUQ/UlA_dSZtgrI/AAAAAAAAGv8/ZEgf7P98_Go/s640/ahmet+davuto%C4%9Flu.jpg" title="ahmet davutoğlu" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ahmet davutoğlu</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Karaim kelimesinin kökeni hakkında pek çok görüş ortaya atılmıştır. "Kara" kökenin Arapça okumak, kıraat etmek anlamına gelen ve Kur'an ile aynı kök olan "Karae"den geldiği ve aynı şekilde Arapça ile aynı dil ailesinden olan İbranice'deki yine okumak anlamına gelen "Karai"den geldiği ve sadece yazılı Tora'yı, Eski Ahit'i otorite kabul ettiklerini ve genel Yahudi kitlenin benimsedikleri diğer Tevrat yorumlarını gözönüne almadıklarını ima eden bir ifade olduğu da söylenmiştir. Karay, Kara'ya mensup olan demektir ve sonundaki Arapça aidiyet eki "i" Türkçe ses uyumuna göre düşüp "y" olmuştur. Karaylar, İbranice'de çoğul takısı "im" getirilerek Karaim şeklinde telaffuz edilir.<br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Bir diğer görüşe göre 10. yüzyılda </span>Bizans<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">'tan sürgün olarak </span>Hazar<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"> ülkesine sürgüne giden ve Museviliğin Karai mezhebine bağlı olan insanlar, Hazar Devleti sınırları içinde kalan Kırım topraklarına yerleştirildiler. Hazar hakanının Musevi inancını kabul etmesiyle, Karai mezhebi, </span>Kırım<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">'da yaşayan Türkler arasında da yayılmaya başladı. Bu inancı kabul eden Türk toplulukları, ilerleyen yıllarda 'Karaim' adıyla anılmaya başlandılar. (Wikipedia)</span><br />
<div>
<div style="background-color: white; font-family: sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19.1875px; margin-bottom: 0.5em; margin-top: 0.4em;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; font-family: sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19.1875px; margin-bottom: 0.5em; margin-top: 0.4em;">
***</div>
<div style="background-color: white; font-family: sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19.1875px; margin-bottom: 0.5em; margin-top: 0.4em;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Son dönemde Türkiye’de “Kırım Tatarları” modası esiyor. Kemal Karpat’tan Halil İnalcık’a yıldızı parlayan tarihçiler, Ahmed Davutoğlu’ndan Ali Babacan’a yükselen siyasetçiler hep Kırım Tatarı.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Biz de konuyu Prof.Dr. Yalçın Küçük’e sorduk. Kırım Tatarları’nın kökenleri nereye dayanıyor? Türkiye’de hangi önemli isimler Kırım Tatarı? Yalçın Küçük’ün bu isimlerle ilgili çalışmaları var mı? Odatv olarak Prof.Dr. Yalçın Küçük’e sorduk. Küçük, Odatv’ye yanıtladı.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">İşte Yalçın Küçük’ün açıklamaları:</span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Tyurkskiye Narodı Kırıma</span></em><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">, 2003 tarihinde Moskova’da basılmış çok bilimsel bir kitaptır. Adından da anlayabileceğiniz gibi, bu kitabın adı “<em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Kırım’ın Türk Halkları</em>”dır. Bu standart bir kitaptır. Dolayısıyla Kırım dediğiniz zaman, Türkler ve Tatarlar dediğiniz zaman, elimizde yeni çıkmış “<em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Tyurkskiye Narodı Kırıma</em>” kitabı var.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Bu kitap üç bölüme ayrılıyor. Kırım dediğimiz zaman, biz Kırım Tatarları’nı kastediyoruz. Ama aslında bilimsel ve tarihsel olarak orada üç halktan bahsedebiliriz. Bir tanesi Karain, ikincisi Kırımskiye Tatarı, üçüncüsü de Kırımçaklar. Demek ki, Türkçede genel olarak Kırım Tatarı dediğimizde, etnik açıdan ve zaman zaman din açısından da birbirinden farklı üç halktan söz ediyoruz. Zaten kitabın başlığı da bu: <em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Tyurkskiye</em> (Türk) <em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Narodı</em> (Halkları) <em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Kırıma</em>(Kırımın).</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Karainleri şöyle ifade edebiliriz; İbraniler “Karaim” der; Batılılar Karaibler, orada yaşayanlar, Türkler ve Ruslar ise “Karaim” derler. Demek ki, Kırım Tatarlarının veya Kırımlı dediklerimizin önemli bir bölümü Karaim’dir. Bunlara ya “Karia” deriz veyahut “Karia Türkleri” deriz.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Bunlardan bildiğimiz bir kişi var, o da Refik Halit Karay’dır. Bunlar “kara” sözcüğünden gelirler. “Kara” İbranicede “okumak” demektir. 14, 15 ve 16’ncı yüzyılda en çok Galata Köprüsü yakınlarında oturdukları için oraya “Karaköy” denir. Demek ki, bugün Karaköy dediğimiz yerde, eskiden bizim “Kırımlılar” dediğimiz Karayiler oturuyordu.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">İkinci grup Kırım Tatarlarları’dır. Bunlar ayrı bir kategoridir. Dolayısıyla bana Kırımlıları sorduğunuz zaman, diğer Tatarları ayırmak durumundayız. Kazan Tatarları da var. Lenin kısmen Kazan Tatarıdır. Azerbaycan’a dışarıdan baktığınızda onlara da “Tatar” denir. Onları da ayrı tutuyoruz. Bu nedenle de sorduğunuz sorudan İlber Ortaylı arkadaşımızı da ayrı tutuyoruz. Zaten şu sıralarda bir ödül de almadı. Gittikçe ödülsüz bir yere doğru gidiyor. Kırım Tatarları dediğimizde bunları ayırmış oluyoruz.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">KARAYLAR YAHUDİLİĞİN BİR KOLUDUR</span></span></strong></div>
<a name='more'></a><br />
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Karaylar, Karay dini veya mezhebindendir. Karayiler Yahudiliğin bir koludur. Kara oradan gelir. Kımçaklar, onlar da net olarak Yahudi kabul edilir. Türkiye’de de bu isim ve soyisimlere yaklaşıyoruz. Kırım Tatarı dediklerimiz de genellikle Müslüman’dırlar ve Türkçe de konuşurlar. Karayiler, Karayi Yahudisi veya Karayi Türkü denilen çok tipik bir millettir. İnanılmaz güzel ve arı bir Türkçeleri vardır. Aynı zamanda 8’inci yüzyılda ortaya çıkmış olan Karaim kolundandırlar. Dış görünüşlerinde Müslümanlar fakat ayinleri Karayin, yani İbraniyettir.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Bunun dışında iki ayrıntıya daha değinmek istiyorum. Ödül alıyorlar, şunu yapıyorlar, bunu yapıyorlar, bunlar doğru. Ancak, AKP ile beraber en fazla kimler ödül aldı dediğiniz zaman –ki yeni kitabım “Çöküş” te de tekrar tekrar ortaya çıkarttıklarım var– birincisi Jak kamhi, İkincisi de İhsan Doğramacıdır. Jak Kamhi, Türkiye’de aşağı yukarı sivil kesimin Haham Başı gibi bir insandır. Yahudi’dir, buna bir itirazımız yok. Doğramacı’nın ise anadilinin İbrani olduğunu göstermiş oluyorum. Bu, birinci ayrıntıdır. Bu ödüllendirmeyi bunlardan çok ayrı düşünemeyiz.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">İkinci noktaya geldiğimizde, verdiği bütün ödüllere bakmak durumundayız. En önemli ödülleri Kamhi ile Doğramacıya verdiler. Kamhi’yi biliyoruz, ona bir karşıtlığımız yok. İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiyi kuran zengin Yahudilerden bir tanesidir. Ona verdiler. Niye verdiklerini kitaplarımda yazacağım. Öbürü de Doğramacı’ya verildi. Doğramacı da, bunları kitaplarımızda çıkarttık, kendisini överken söyledikleri gibi, anadili İbrani’dir.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Bu iki örnekten de çıkartabileceğimiz gibi, böyle bir eğilim görüyorsak, benim de “<em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Tyurkskiye Narodı Kırıma</em>” kitabından da verdiğim bilgilere göre, Kırımçak tipik Kırım Yahudisidir. Bu soyadı Türkiye’de de vardır. Kırım Yahudilerine “Kırımçak,” diyoruz. Karaylara da İslam ile İbraniyet karışımı diyebiliriz. Bir tür sabetayizme benzerler. Bir yanları İbrani’dir, bir yanları başkadır. Şunu da belirteyim ki, bunların nasıl olduğu o tarihlerde tartışmalıdır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Türkler’di de, sonradan mı Musevi oldular veya Musevilerdi, sonra mı Türk oldular? Bu konuda çok ciddi tartışmalar vardır. Kökleri Hazar Yahudilerine gider. Onlar reddederler, “biz bağımsızız,” derler; “biz esas bölgeyiz,” derler. Benim yararlandığım bütün kaynaklara göre, bunların ayinleri İbranicedir, Türkçedir. Türkçeyi çok güzel kullanırlar ama Türkçeyi yazmazlar. Rusça yazarlar. Dolayısıyla Kırımlıları incelemek için mutlaka Rusça bilmek lazım.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">AKP’DE ÖNEMLİ YERLERDE KIRIMLILAR VAR</span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Benim tespitlerime göre, şu anda AKP’nin hükümete getirdiği en önemli yerlerde üç tane Kırımlı var. Ali Babacan, Cemil Çiçek ve Ahmet Davutoğlu. Bunların bazıları hakkında yazdıklarım var. Sadece ödülde ve bilimde değil, başka alanlarda da yükselttikleri içinde benim verdiğim bilgiler çerçevesinde ele alınabilecek olan Kırımlılar var. Burada Kırımlı sözüne sadık kalıyorum. İbrani mi değil mi, Karay mı, Kımçak mı? Bunlara girmiyorum.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Ahmet Davutoğlu’nun kızının ismi Sefure, tipik bir Karay ismidir, onları tespit ettim. Sabri Ülker’in kızı, Ahsen Özokur’un oğlu Ahmet’le evlidir. Demek ki, başka vesileyle çıkarttığım endogamiyi burada da görüyoruz. Kendi aralarında evleniyorlar. Şunu çok açık söyleyebilirim; Ahmet Davutoğlu’nun bu özelliklerinden başka, Dışişleri Bakanı olmak için hiçbir özelliği yoktur.<span style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"> </span>Sadece Kırımlı, Karay ve çok büyük bir ihtimalle de Sabri Ülker ailesinin dünürü olduğu için oraya gelmiştir. Sabri Ülker bana mektup yazmıştı, “biz sabetayist değiliz,” diye. Ben onları yayınladım. Tekrar yayınlayacağım. Şu anda AKP’nin bir yan örgütü gibi çalışıyor.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">AKP TÜRKİYE’DE İSLAMİYETİN KÖKÜNÜ KAZIYACAK</span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Ülker holding Asam’ı çürüttü. Asam birazcık bağımsız oluyordu, parayı kesti. Kim kesti? Parayı bunlar kestiler, bazı yerlerde “bunlar” diyorum çünkü beraberdirler. Dolayısıyla Kırımlılar ile AKP’nin üst tarafı evlidir, karı koca ilişkisi vardır, beraberdirler. Cemil Çiçek de bunlardandır. Çiçek soyadı sadece Hazardan gelir, bunu iyi öğrensin Cemil Çiçek. Ben 2002 yılında, bu hükümet kurulurken, “bunlar İslamiyet’in kökünü kazıyacak,” dedim. Türkiye İslamiyet’ten hiçbir zaman AKP döneminde olduğu kadar uzaklaşmamıştır. İslamlar Türk ordusuna karşı değillerdir. Dünyanın her tarafında dindarlar orduyu tutarlar. Onların en muhafazakâr yanlarıdır. Bunların böyle olan hiçbir yanı yoktur. İslamlar devletin, kamunun mallarını böyle yabancılara satmazlar. İslamlar hiçbir zaman ülkenin sınırlarını İsrail’e kiraya vermek için bu kadar çaba harcamazlar.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">BABACAN ADINI KARAYLAR KULLANIR</span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Ali Babacan’a gelirsek, Babacan adı çok, çok tipik bir Karay adıdır. Karaylar kullanır. İsterseniz Karay Türkleri deyin, isterseniz Karay Yahudileri deyin. Ben öyle bir şey söylemiyorum, ben bilimsel olanları söylüyorum. Daha önce kitaplarımda Babacan’ın ne olduğunu yazmıştım. Ahmet Davutoğlu için Ayetullah Hamaney çok yakın bir zamanda “Davudi,” dedi. “Banu’nun kocası,” dedi. İktidarlarının ilk zamanlarında doksan tane Davudi’yi, Davudi derken İbraniyi kastediyor, Amerika’da yaktılar. İşte, Davudi sözcüğüne Karaylar aynı zamanda “Davutoff,” derler. <span style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"> </span>Karayin Tarikatını kuran adam Amman bin Davut’tur. Ondan dolayı da bu soyadı çok kullanılır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Tekrar ediyorum, Ahmet Davutoğlu’nun Kırımlı olmak dışında, Dışişleri Bakanlığı’na gelmek için hiçbir meziyeti yoktur.<span style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"> </span>Kırımlı’dır ve bana, “sabetayist değilim,” diyen Sabri Ülker’in torunuyla kızı evlidir. Sefure’nin annesinin adı Sara’dır. Şimdi bu çerçeve içinde düşünecek olursak, Halil İnalcık’ı da bir tarafa koymak durumundayım. Bunlara Koç Üniversitesi ödül verdi. Benim bununla ilgili çeşitli yazılarım vardır, beyefendi bir insandır, ama ciddi, önemli bir tarihçi değildir. Bunu hep söylüyoruz. Bir kitabı vardır; Osmanlılar üzerine olan bu kitap İngilizce de basılmıştır. Ben size izin verirseniz bu kitabın önsözünden bir paragraf aktarmak istiyorum "Prof. Bernard Lewis’e şükranlarımı sunarım. Bu kitabı yazmamı o sağladı." Birinci cümle bu. Bernard Lewis yazdırmış bu kitabı. Bernard Lewis büyük Siyonist’tir ve Amerika’da Irak savaşının mimarı olarak bilinen bir insandır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">TÜRKOLOJİ DÜNYADA SADECE YAHUDİLERİN ALANIDIR</span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Bir de benim öne sürdüğüm bir teori vardır: Türkoloji dünyada sadece Yahudilerin alanıdır, başka hiç kimse girmez. Amerikan dünyasında Lewis vardır. Fransızlarda Paul Dumont vardır. Bu kişi Paris’teki Türkoloji’nin başındadır. Bunlar kendilerine yakın olmayan hiç kimseyi bu alana sokmazlar. Devam ediyorum. Diyor ki, “bu kitabı Prof. Norman Vuckoviç çevirdi.” Norman Vuckoviç, o da İbrani’dir ve bu kitapta bizim yurttaşlık bilgilerinden bildiğimiz tarihsel bilgilerin ötesinde bir tek cümle yoktur. Ama Halil Hoca bu dönemde AKP ile beraber sanki büyük bir tarihçiymiş gibi hareket ediyor. Halil Hoca bir dikkatlilik yapıyor, bunları çok fazla desteklemiyor, konuşmuyor. Tarihçi olarak da, benim duyduğum kadarıyla, Habertürk’e çıkartıldıklarında konuşmuyor. Zaten Habertürk bugün Neo Osmanizasyon için kurulmuştur. Böyle bir takım müezzinlerin, şunların, bunların çıkıp tarih programı yaptığı bir yerdir.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Kemal Karpat a gelince, onun Kırımlı olduğuna dair pek çok bilgiler geliyor. Bu Kırımlılar’ın bir tarafı var, dağılırlar. Kemal Hoca Romanya’ya gitmiştir. Bir kısmı Türkiye’ye gelmiştir. Bunlar Türkiye’de çok dağılmışlar. İstanbul’da yerleri vardır. Bazısının Mısır’da yerleri vardır ama hepsinin tipleri bellidir. Ben hiçbir zaman bu analizlere fizyonomiyle girmiyorum.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">AKP İKTİDARA GELİRKEN BU KİTAP YAZILDI</span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">İngilizlerin güzel bir sözü vardır: “Bütün bebekler birbirine benzer, onlar da Churchill’e benzer.” Ama alın Cemil Çiçekle, Davutoff’u ya da Davutoğlu’nu yan yana getirin nerdeyse amca çocuklarıdır. Bunlara bir tanesini daha katacak olursanız, Kaya Çilingiroğlu’nu katabilirsiniz. O da Kırımlı’dır. Ben her zaman bilimsel konuşurum. Mesela bir kişi “Mardinli” soyadını alıyorsa, “Mardinzade” alıyorsa, o Türk ve Müslüman’dır. “Mardin” alıyorsa, çok büyük bir ihtimalle İbrani’dir. “Karpatlı” veya “Karpatgil” olarak alıyorsa, o Türk’tür; ama “Karpat” olarak alıyorsa, o İbrani’dir. Çünkü İbranilerin çoğu bu kelimenin Rusçası’nı, “Karpat”ı kullanırlar. Kemal Karpat, “<em style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">İslam’ın Siyasallaşması</em>” kitabında, o da ön sözünde söylüyor. Aşağı yukarı AKP’nin kuruluşuna denk geliyor. Yani İsrail ve diğerleri AKP’yi iktidara getirmek istediklerinde, bu kitabı hazırlamış. Son derece zayıf bir kitap. Zaten sizdeki mülakattan sonra bana dünyanın pek çok yerinden notlar geldi. Boğaziçi Üniversitesi’nde bir dergide, kitabın bütün hataları gösterilmiş. İlkokul hataları var ve burada da çok açık olarak, tamamen Fethullah Gülen’e biat etmiş, onu övmüş. Hiçbir tutarlılığı olmayan bir kitaptır. Demek istediğim şu ki; Kemal Karpat gibi daha önceki yıllarda ne cami bilen, ne de namaz bilen, dinle hiçbir ilgisi olmayan biri nasıl böyle dönüş yaptı? Kaldı ki, ben ODTÜ’deki hocalık dönemimden hatırlıyorum, muhafazakârdı ama laik, modern, cumhuriyetçi bir insandı. Sonradan böyle döndüler.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">GİZLİ BİR EL BUNLARI YÜKSELTİYOR</span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Son olarak şunu söyleyebilirim. Fethullah Gülen, Türkiye’nin İslamizasyonunda, Türkiye’nin Osmanizasyonunda, yeni bir dönemin kurulmasında, dışarıda bulunmuş olan, kötü de olsa İngilizce bilen üç isim var. Şerif Mardin, Kemal Karpat, Metin Heper. Biz de bunları izliyoruz. Dolayısıyla, bu Kırım kategorisi ile AKP iç içedir. Bir yandan Tayyip Erdoğan soyunun Gürcistan’dan geldiğini ima ediyor. O, Kafkasya’dır. Bu, kesin bildiğimiz bir şeydir ve bir şey daha var ki; gizli bir el bunları yükseltiyor. Cemil Çiçek o yüzden oradadır, Ali Babacan o yüzden oradadır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Babacan’ın hiçbir yeteneği ve politik tecrübesi yoktur. Dışişleri gibi önemli bir göreve verilmişti. Kimdi bunların ilk Dışişleri Bakanı? Yaşar Yakış’tı. Ne demişti Yakış? “Ben onlardan değilim diye, beni attılar.” Bu, yazılıdır; ondan sonraki Abdullah Gül diye birisidir. Bana mektup yazmıştı, “ben sabetayist değilim,” diye. Öyle mi değil mi? Bilemeyiz. Ben de o tarihten beri, “bana belge gönder yazacağım,” diyorum; göndermiyor. Demek ki, getirdikleri Dışişleri Bakanlarından bir tanesi sabetayizm şüphesi altındadır. Sadece “evrakta sahtecilik” şüphesi değil, bir de bu şüphe vardır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="border: 0px; font-size: 13pt; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; font-family: 'Times New Roman'; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Babacan için tekrar söylüyorum; Sabri Ülker’le alışveriş yapan Karaylı, karısının adı Sara, annesinin adı Sefure, kızının adı Aybike. Aybike Karaylıların en çok kullandıkları isimdir.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin: 0cm 0cm 0pt; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="font-size: x-small;">Odatv.com</span></span></strong></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<strong style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"></strong></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
</div>
</div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-40434776405105895912013-10-04T23:38:00.000+03:002013-10-04T23:38:05.139+03:00Memurun ölümü: Bir başka açıdan Sabetayist Turgut ÖzAkMAN<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-e1svjchgLbU/Uk8mxyv_ThI/AAAAAAAAGtM/zoOgW399pZ8/s1600/turgut-ozakman.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="turgut ozakman" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-e1svjchgLbU/Uk8mxyv_ThI/AAAAAAAAGtM/zoOgW399pZ8/s640/turgut-ozakman.jpg" title="turgut ozakman" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">turgut ozakman</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Tipik bir Ankara memuruydu. İliklerine kadar. Bilinciyle, bilinçaltıyla, bilinç üstüyle, bilinç dışıyla, her yeriyle, her şeyiyle.</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Böyle olduğu için de, ekmeklerini esas olarak emekli memurlardan çıkaran muhalif gazeteler onu sayfa sayfa, çarşaf çarşaf andılar. Babalarının hayrına değil, bu ölümle elbette <b>"hükümete yeni bir uyuzluk etme"</b> fırsatı da buldular.<br /><br />Tipik bir Kemalist militandı, hani <a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=2026403022246743189"></a><b>ADD</b>'ye başkan olacak adamdı...<br /><br />Önceleri oyun yazarıydı. Ellili yılların sonlarında isim yaptı.<b> "Duvarların Ötesi"</b> en meşhur oyunudur. Filmini de çektiler, Fikret Hakan oynuyordu.<br /><br />Ne ki, bu oyun, William Wyler'ın ünlü bir filmine, Humphrey Bogart ile Fredric March'ın oynadıkları ünlü <b>"Desperate Hours" </b>(Umutsuz Saatler) filmine fazlaca benziyordu.<br /><br />İnanmıyorsanız hem <b>Atilla Dorsay</b>'a hem de <b>Refik Erduran</b>'a sorabilirsiniz.<br /><br />Bu aşırı etkilenme o zamanlar epeyce <b>"kıyl-ü kaali mucip oldu"</b> ama sonra unutuldu gitti tabii. Aradan elli yıl geçti.<br /><br />Bir süre TRT'de yöneticilik de yaptı. Sonra <b>"sol Kemalizm</b>"den <b>"sağ Kemalizm</b>"e kaydı, faşistlerin gözdesi oldu. İşin matrağı, birçok ahmak komünistin de gözdesi oldu.</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Satış rekorları kıran "<b>Şu Çılgın Türkler</b>" adlı eseriyle hatırlanacaktır. (Onun devamı olan ve Çanakkale çarpışmalarını anlatan "<b>Diriliş</b>" pek o kadar tutmadı.)<br /><br />Bu bir roman değildi ama roman diye pazarlanıyordu. Roman deyince yayıncı malını daha kolay satıyordu.<br /><br />Merhum Turgut Özakman, bu eserinde, kurtuluş savaşımızı "<b>romanse</b>" etmişti.<br /><br />Bilinenleri hiçbir şey katmadan tekrarlıyordu. Hiçbir şeyi sorgulamadan, hiçbir şeyi tartışmaya açmadan. Amaç da buydu zaten, doğmakta olan soru işaretlerini önlemek!<br /><br />Halkın "<b>yakın tarih bilgisi açlığına ve susuzluğuna</b>" denk geldi.<br /><br />Asıl fonksiyonu, son yıllarda aynı açlığa cevap veren ve büyük ilgi çeken <b>"alternatif tarih</b>" ve "<b>gizli tarih</b>" yazarlarına bir yanıt olmaktı. Resmi tarih, Özakman'ın kalemiyle, düşünce hayatımızı kasıp kavuran "<b>muhalif tarihçileri" </b>çürütmeye çalışıyordu. Ankara, İstanbul'a bozuk çalıyordu.</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Satacak başka malı da pek yoktu ki...</span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Sonra tuttu, Kemalistler'in pek sevdikleri "<b>Atatürk yeniden Samsun'da</b>" temasını işledi. Zekâsından hiçkimsenin şüphe etmediği ama bu gibi konulara hiç aklı ermeyen Cem Yılmaz bile pek beğendi.</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu saçmalığı çok severler: "<b>Atatürk sağ olsaydı</b>" sızlanmasının başka bir versiyonudur. Atatürk günümüze geliyor, yeniden Samsun'a çıkıyor, oradan Ankara'ya geçip Tansu Çiller'e, Mesut Yılmaz'a, Süleyman Demirel'e, hele hele Necmettin Erbakan'a nasihatlerde bulunuyordu!...</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Bunu Macar asıllı Alman yazarı Timur Vermes de yaptı, Hitler'i geri getiren <b>"Er ist wieder da"</b> (Geri Döndü) isimli romanı iki yıldır Almanya'da satış rekorları kırıyor ama Vermes günümüzün Alman toplumuyla dalgasını geçiyor, bizim rahmetlik çok "ciddi" yazmıştı bu zırvayı...</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><br />
<div>
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Ölümünden sonra kimlerin onu göklere çıkardığına bakınız, başka bir şey söylemeye de gerek yok.</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Tövbe. Merhum Özakman, "Atatürk'ü sahnede ya da perdede canlandıracak oyuncunun içkisi, sigarası, kumarı, gece hayatı olmamalı" demişti... Başka bir şey söylemeye gerçekten gerek yokmuş.<br /><br /><a href="http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2013/09/30/memurun-olumu">Engin Ardıç</a></span></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
****</div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"></span><br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kadir Mısıroğlu'ndan Turgut ÖzAkMAN'a...</span></div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"></span><br />
<div>
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/JjgBrR8rwFE?rel=0" width="480"></iframe></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-20050028195964669042013-10-04T23:28:00.000+03:002013-10-04T23:28:20.661+03:00Moskof Bakireleri ve Adnan Menderes<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-QeyGWAgn2nY/Uk8kEDfw9cI/AAAAAAAAGsQ/j71IJtQbkDw/s1600/moskof+bakireleri+ve+adnan+menderes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="moskof bakireleri ve adnan menderes" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-QeyGWAgn2nY/Uk8kEDfw9cI/AAAAAAAAGsQ/j71IJtQbkDw/s640/moskof+bakireleri+ve+adnan+menderes.jpg" title="moskof bakireleri ve adnan menderes" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">moskof bakireleri ve adnan menderes</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">ATV'de yayımlanan "<b>BEN ONU ÇOK SEVDİM"</b> isimli dizinin de etkisi ile <b>Adnan Menderes</b> ve aşkları(!) yine gündemde. Şu ana kadar yayımlanan bölümlerinde dizi, Adnan Menderes'in sadece Ferit Alnar'ın karısı <b>Ayhan Alnar</b> (Aydan) ile aşk(!) yaşadığını ve çok da hayran olunası, asil bir aşk yaşadıklarını gösteriyor.<br /><br />Pekiyi, gerçekler böyle mi? Kendisi aslında Sabetayist bir gizli Yahudi olan Adnan Menderes'in aşk(!) yaşamına bakılınca sadece Ayhan Aydan ile değil, evli-bekar onlarca fahişe ile aşk(!) yaşadığı görülüyor. Bunlardan biri de <b>"Moskof Bakireleri"</b> denilen dört kız kardeşten biri olan Suzan Sözen... Aşağıya alıntılayacağımız yazı, Suzan Sözen'in yakın arkadaşı Leyla Umar ile yapılan bir röportaj... </span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Söz konusu TV dizisinin senaristleri Menderes'in diğer aşk(!)larından bahis edecekler mi, edeceklerse onların kocalarını da ruh hastası gösterecekler mi, hangi birine nasıl kılıf uyduracaklar da Adnan Menderes'in olmayan onurunu kurtaracaklar bilmiyoruz ama toplum olarak artık araştırıyoruz ve her meselede gerçekleri bilmek istiyoruz. İşte o röportaj... [Köşeli parantez içindeki bilgiler Akademi Dergisi tarafından yazılmıştır.] </span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">***</span></div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="font-size: large;">Suzan ve kardeşlerine 'Moskof bakireleri' derlerdi</span></b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: large;"><b></b></span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: large;"><b><br /></b></span></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Lacivert gözleri ve mermer gibi duruşuyla ünlü yıldız <b>Dorothy Lamour</b>’a benzetilirdi Suzan Sözen...</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Gittiği her yerde herkesi kendine hayran bırakan bu kadın, <b>Adnan Menderes</b>’i de kendine aşık etmeyi başarmıştı. Suzan Sözen’le beraber büyüyen yazarımız <b>Leyla Umar</b>, Sözen’i anlattı. Yasak aşkı nedeniyle kocası <b>Fethi Avni Sözen</b>’in mirasından da mahrum kalan Suzan Sözen için Umar, <b>“Suzan garip bir kadındı. Büyüyle uğraşırdı. Ondan nefret etmeme neden olan şey ise Yassıada’ya gidip Adnan Menderes’in aleyhinde konuşması oldu”</b> diyor.<br /><br /><b>Suzan Sözen ile nasıl tanıştınız?</b><br /><br />Babamın en yakın arkadaşı Şevkati Bey’di. Babamla birlikte büyümüşler. Nişantaşı’ndaki Işık Lisesi’ni [<b>Işık lisesi Sabetayist gizli Yahudilerin cemaat okuludur</b>.] bitirdikten sonra Samsun’a gidip tütün ticareti yapmaya başlamışlar. Ancak ikisi de Samsun’dan sıkılıp Rusya’ya gitmiş. Şevkati Bey Galina adında bir Rus kızıyla evlenmiş. Galina Rusya’nın ilk kadın pilotu. Şevkati Bey de Samsun’a sık sık giderken Galina, bir kız çocuğu dünyaya getirmiş. Ve adını Suzan koyan babamın kucağına verilmiş. Şevkati Bey Rusya’ya dönüp eşi ve bebeğini alıp Samsun’a dönmüş. Tütünden kazandıkları parayı bir dostuna borç olarak vermiş. Ve tabii hiçbir zaman geri alamamış.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Babanız İhsan Umar nasıl biriydi?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Entelektüel, Nazım Hikmet’in [<b>Nazım Hikmet'in soy adı RAN'dı. O da bir Selanik kökenli gizli Yahudiydi. Daha gerilerde soyu Polonya seferad Yahudilerine dayanır.</b>] şiirlerini sürekli bana okuyan ve çok iyi Fransızca, İngilizce, Rusça bilen bir insandı. Sürekli kitap ve şiir okurdu.</span><br />
<b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Rusya’daki ticaret işi nasıl gitmiş?</span></b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Tıpkı Şevkati Bey gibi babam da sürekli çalışan biriydi. Rusya’da hiçbir kadına tutulmadığına göre belki de çapkın değildi ama annemi on altı yaşındayken evlenmeye ikna etmiş. Onun için yazdığı şiirleri bütün ev halkına okurdu.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Peki Şevkati Bey’le babanız Samsun’dan ayrılınca ne yapıyorlar?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Şevkati Amcam emekli oluncaya kadar Cumhuriyet’te çalışıyor. Babam onun boşta olmasını istemediği için Taksim’de bir kahve açmasını sağlıyor. Babama gelince... Samsun’dan ablamı, beni ve annemi Zonguldak’a getiriyor. Kömür Şirketi’nin Genel Müdürü Kâzım Taşkent’in yardımcısı olarak ben, yedi yaşında oluncaya kadar çalışıyor. Sonra Kâzım Bey’le birlikte İstanbul’a gelip Yapı Kredi Bankası’nı kuruyorlar.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Nejat Verdi ile evlendi ama bence onu sevmiyordu!</span></b><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Suzan Sözen’le arkadaşlığınız nasıl başladı?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Suzan hakikaten çok güzel bir kızdı. Dört kardeştiler. <b>Notre Dame de Sion</b>’u <b>[Baba Sabetaycıların Işık lisesinden, kızı da Notre Dame de Sion'dan mezun. Notre Dame de Sion bir misyoner okuludur.]</b> yeni bitirmişti. Babam adını koyduğu için Suzan’ı <b>[Suzan hem gayr-i müslimlerin hem de müslümanların ortak kullandığı isimlerden biridir.] </b>çok seviyor. Ve Suzan’a <b>“Gel, sen benim yanımda sekreterlik yap”</b> diyor. Çünkü o kadar güzel ki, aklınca babam onu erkeklerden korumaya çalışıyor... Bu arada Suzan’a erkeklerden evlenme teklifleri geliyor tabii. İlk talibi Türkiye’ye cip ithal eden <b>Nejat Verdi</b> ile evlendi. İkisi birbirine yakışırdı ama Suzan’ın ne onu ne de başkasını sevdiğini sanmıyorum.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Neler yapardınız beraber?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Babam Suzan’la her yere gitmeme izin verirdi. Mesela sinemaya veya Park Otel’in alt katındaki gece kulübüne sık sık giderdik.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Her hafta sonu Taksim Park Otel’e giderdik</span></b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br /><b>İlginizi çeken davranışları var mıydı?</b><br /><br />Bir gün Suzan’a gittim, kapıyı açtı; bir de baktım ki iki kolunu minik minik siyah beneklerle boyamış. Bana tabii, o zaman hiç şaşırtıcı gelmemişti. Hatta heyecanla “<b>Ne hoş bir şey” </b>demiştim.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>En çok gittiğiniz yer neresiydi?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Biz hemen her hafta sonu Taksim’deki Park Otel’e giderdik. Çok güzel bir oteldi. <b>Adnan Menderes, Doğan Nadi, Yahya Kemal </b>gibi yazarlar hep orada kalırdı. <b>Çok şık bir barı</b> vardı. Benim için her şey çok güzeldi.<br /><br /><b>Başka farklı yönleri var mıydı?</b><br /><br />Mesela gece dışarı çıktığımızda Suzan taş gibi soğuk bir kadın olurdu. Sanki mermer bir heykel dans ediyordu... Gözünde hiçbir ışık gördüğümü hatırlamam. Ama Suzan gerçekten garip bir kadındı. <b>Büyüyle uğraşırdı ve bunu saklamazdı</b>. Nejat Verdi ile evliyken bir gün Suzan’a uğramıştım. Ve ilk defa zamanın <b>polis müdürü Ferit Avni Sözen</b> ile o gün tanıştırdı beni. Tabii aralarında bir şey olduğunu hissettim. Nejat Verdi ile de evliydi ama mutsuz olduğunu saklamıyordu. Nitekim bir gece Boğaz’da gezerken Suzan’ı Ferit Sözen’in arabasında gördüm.</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Peki Nejat Verdi’nin durumdan haberi oldu mu?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Nejat Verdi onu bıraktığına göre haber vermesine gerek kalmadı. Ferit Sözen ile sonunda evlendiler. Maçka’daki Belveder Apartmanı’nda oturuyorlardı.<br /><br /><b>BANA MENDERES’İN KENDİSİNE AŞIK OLDUĞUNU SÖYLEDİ </b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Adnan Menderes’le ilişkisi karşısında Ferit Avni Sözen’in tutumu nasıldı?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Belveder Apartmanı’nın karşısındaki caminin kapısında Adnan Menderes Suzan’dan gelecek işareti beklerdi. Suzan’ın bana da anlattığına göre “<b>Menderes ona aşıktı”</b>. Ama ben inanmıyordum. Bir gün evine gittim; <b>“Misafirim var”</b> dedi, ben de zaten halinden hemen anladım, içeri girmedim. Bir daha da evine gitmedim.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Ferit Avni Sözen ne yapıyordu o sırada?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Ferit Avni Sözen’in bilmemesi mümkün değildi ama gıkını çıkarmıyordu. Herhalde vazgeçemediği işini kaybetmek istemiyordu.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>İlişkinin farkındaydı Ferit Sözen öyleyse...</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Artık herkes, tüm İstanbul ve mahalle biliyor; konuşuyordu. Anlattıklarına göre <b>salondaki ışık Menderes’le ikisinin haberleşmesini</b> sağlıyordu.<br /><br /><b><br /></b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>MENDERES’İN ALEYHİNDE KONUŞTUĞU İÇİN NEFRET ETTİM </b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Bir de Suzan Sözen’in ilk yazdığı “Kalbimin Aradığı Erkek” adlı kitap var...</span></b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />O kitabı yazdı ve babama yolladı. İlk sayfasında da “<b>Sevgili amcama saygılarımla</b>” diye yazmıştı. Babam da bana<b> “Bak, Suzan kitap yazmış; sen de yazsan ne güzel olur”</b> demişti. Ben de o sıralar gazetecilik yapmaya başlamıştım. Babama<b> “Kitabı size okuyayım isterseniz” </b>dedim. Sevindi. İlk sayfada <b>“Yorganın altındaki vücudun çıplak...”</b> gibi bir cümleyle başlıyordu. Babam bunu duyduğu an bana: <b>“Tamam kızım, artık okumayı bırak”</b> dedi ve kitap sonra ortadan kayboldu.<br /><br /><b>Peki sevmediğiniz başka bir sözü veya bir davranışı var mıydı?</b><br /><br />Ondan nefret etmeme neden olan ilk şey Yassıada’ya gidip Adnan Menderes’in aleyhinde konuşması oldu.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Oysa Ayhan Aydan tersini yapmıştı?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Evet, <b>“Ben bu adamı sevdim”</b> demişti. Çok sonra Ayhan Aydan’la bir davette karşılaştım. Yanıma gelip<b> “Sizi çok seviyorum, sayıyorum”</b> dedi. Ben de ona <b>“Ben de sizi seviyorum. Çünkü sevdiğiniz adamın aleyhinde konuşmadınız” </b>dedim.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Suzan’ın evini kiraladım, bir daha da yüzünü görmedim</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b><br /><br /><b>Peki Suzan Sözen’i en son ne zaman gördünüz?</b><br /><br />Suzan’a biri ev hediye etmiş Ortaköy’e giden yolda, 7 odalı bir ev. Ben de Amerika’ya gidecektim; eşyalarımı bırakacağım bir ev arıyordum. Bu evin kirası 700 liraydı. Suzan’ı aradım. “<b>Evi tutuyorum, kirayı da bankaya yatırırım” </b>dedim. O evde 4-5 sene oturdum ama Suzan’ın yüzünü hiç görmedim.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Adnan Menderes’le hiç karşılaştınız mı?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Bir kez Adnan Bey’le el sıkıştım, Abdi’nin (İpekçi) Florya’daki evinin plajında.<br /><br /><b>Bir de “Moskof bakireleri” hikayesi var...</b><br /><br />Arkadaşlarım, Suzan ve üç kardeşini Suadiye’den tanıdığını söylerlerdi. <b>[Suadiye daha ziyade Kürt Yahudilerinin ve Sabetayistlerin yani hep kripto yahudilerin ikamet ettiği bir semttir.]</b> Serkldoryan Kulübü’ne (bugünkü Büyük Kulüp) giderlermiş. Tabii bu kızlara herkes hayranmış. Ve çapkın erkekler onlara <b>“Moskof bakireleri”</b> adını koymuşlar.</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><br />
<div>
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Şevkati Bey’in kızlarıyla ilişkisi nasıldı?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Babam yaşamındaki en yakın dostunun Suzan yüzünden kahrolduğunu gördüğü için çok acı çekerdi.<br /><br /><b>Ona benzemek çok hoşuma giderdi</b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Dorothy Lamour benzetmesi de bu beraber gezmelerinizde ortaya çıktı değil mi?</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Evet. Suzan saçlarını ortadan ayırırsa ben de aynısını yapardım. İşte o yüzden gittiğimiz yerlerde <b>“İşte Dorothy Lamour Suzan’la Dorothy Lamour Leyla geldi”</b> derlerdi. Hiç ayrılmazdım Suzan’dan, çünkü ona benzemek çok hoşuma giderdi. Osmanbey’de Tan Sineması vardı; genç oğlanlar Suzan’ın peşinden koşarlardı.<br /><br /><b>Nasıl bir kadındı Suzan Sözen?</b><br /><br />Aptal desem değil, akıllı desem hiç değildi.</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>O zaman niçin ondan ayrılmadınız?</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Çünkü geceleri sadece onun sayesinde çıkabiliyordum.</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="color: red; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>“O geleceği zaman kocam hasta da olsa giderdi”</b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: red;"><b><br /></b></span></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Suzan Sözen, Adnan Menderes’le ilişkisini 27 Mayıs İhtilali’nin ardından, Dolmabahçe Sarayı’nda sorgulanırken şöyle anlatıyordu: <b>“Kocam Ferit Sözen, o tarihte İstanbul Polis Okulu’nda hoca idi. Gümüşhane’ye tayin edildi. Gitmedik. Burada kalmak için çok çalıştık. Menderes’e bu işi yaptırmanın çarelerini aradım. Bir gün Tarabya’da, Piliç Osman’la tanıştım. Bize Başbakan’ı çok iyi tanıdığını ve Menderes’le tanıştırabileceğini söyledi. Ertesi gün, Menderes telefon ettirdi ve imzalı kitabımı istetti. Kocama sordum, muvaffak etti. Bu şekilde tanıştık, eve gelmeye başladı. O geleceği vakit, kocam hasta dahi olsa evden çıkardı. Pencerede parolamız vardı. Kocam anlardı, dönerdi.”</b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><br /></b></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">“<b>ADNAN, HER SATIRINDA SEN VARSIN”</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Menderes, Cadillac’ıyla, Suzan ve Ferit Sözen çiftinin Maçka’daki evinin önünde görülüyordu. Ferit Sözen’in Gümüşhane’ye tayini durdurulmuş ve İstanbul Emniyet Müdür Muavini olarak atanmıştı. Menderes ile Suzan Sözen’in arasında, <b>30 yaş</b> vardı. Suzan Sözen 1955’de, meşhur aşk mektuplarını kaleme aldığında, Adnan Menderes 62, kendisiyse 32 yaşındaydı. İşte bu mektuplar, <b>’Yassıada Duruşmaları</b>’ günlerinde, Menderes’in kasasından çıkartılan aşk mektuplarıydı. Yine Menderes’in Taksim Park Otel’deki özel odasında bulunan<b> ’Sanera’</b> adlı romanın birinci sayfasında, şu ithaf yer alıyordu: <b>“Adnan, her satırında sen varsın...”</b> Suzan Sözen’in Menderes’e imzaladığı kitaptı bu.<br /><br /><b>YASAK AŞK MİRASTAN MEN ETTİ </b></span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Avni Sözen, karısının kendisinden 30 yaş büyük Menderes’le yaşadığı ilişki sayesinde <b>“taşraya” </b>tayinini engellemişti. Ancak Avni Sözen’in bu ilişkiyi “<b>hazmedemediğini”, </b>Sarıyer’deki Boğaz’a nazır yalısını, 1’nci ve 3’ncü eşleri ile kardeşine bırakması ortaya koydu. ABD’de yaşayan kardeş Mete Avni, ilk yengesi Neşe Tunca ile bir oldu ve Avni Sözen’in üçüncü eşi Neriman Nükte Okandar’ı mahkemeye verdi. Davacılar, yalının ortaklığın giderilmesi yoluyla satılarak, elde edilecek gelirin hissedarlara dağıtılması talebinde bulundu. Mahkeme onay verdi. Yalıya biçilen son değer ise, toplam 1 milyon 575 bin TL’ydi. Yalı, 2004’te açık artırmaya çıkarıldı. 25 dakika süren açık artırmanın galibi, <b>“üçüncü eş”</b> Okandar oldu. Tüm bu süreç yaşanırken, kocasının mirasından mahrum kalan Suzan Sözen de 2002 yılında, 79 yaşında hayata gözlerini yumdu.</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><a href="http://pazarvatan.gazetevatan.com/haberdetay.asp?hid=13612&hkat=51" target="_blank">Vatan</a></span></div>
</div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-68718723611446624822013-10-04T23:13:00.000+03:002013-10-04T23:13:24.961+03:00Gerçek Adnan Menderes'i anlatın! Kafanızdan, gerçek dışı Menderes portresi uydurmayın! (Ben Onu Çok Sevdim)<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-XOJ7HSdVDwA/Uk8gPIOR3sI/AAAAAAAAGrc/YUX9hUpJ_Z0/s1600/ben+onu+%C3%A7ok+sevdim.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ben onu çok sevdim" border="0" height="640" src="http://1.bp.blogspot.com/-XOJ7HSdVDwA/Uk8gPIOR3sI/AAAAAAAAGrc/YUX9hUpJ_Z0/s640/ben+onu+%C3%A7ok+sevdim.jpg" title="ben onu çok sevdim" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ben onu çok sevdim</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">(...) Adnan Menderes-Suzan Sözen ile hem de kocası emniyet müdürü Fethi Avni Sözen'in "<b>izniyle</b>" aşk yaşamadı mı? Emniyet Müdürü Sözen'in bu nedenle Gümüşhane ataması durdurulup İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı yapılmadı mı?</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Aksini söyleyen varsa hodri meydan!</span><br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Yassıada Mahkeme tutanakları kapı gibi orada duruyor. Suzan Sözen'in verdiği ifadeyi yok mu sayacaksınız:<b> “Kocam Ferit Sözen, o tarihte İstanbul Polis Okulu’nda hoca idi. Gümüşhane’ye tayin edildi. Gitmedik. Burada kalmak için çok çalıştık. Menderes’e bu işi yaptırmanın çarelerini aradım. Bir gün Tarabya’da, Piliç Osman’la tanıştım. Bize Başbakan’ı çok iyi tanıdığını ve Menderes’le tanıştırabileceğini söyledi. Ertesi gün, Menderes telefon ettirdi ve imzalı kitabımı istetti. Kocama sordum, muvaffak etti. Bu şekilde tanıştık, eve gelmeye başladı. O geleceği vakit, kocam hasta dahi olsa evden çıkardı. Pencerede parolamız vardı. Kocam anlardı, dönerdi.”</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Maçka'daki Belveder Apartmanı'nın dili olsa da bu gerçekleri bir bir anlatsa...</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Ama bilinenler de az değil hani...<br /><br />Adnan Menderes'in kasasından Suzan Sözen'in aşk mektupları çıktı.<br /><br />Yine Menderes’in Taksim Park Otel’deki özel odasında bulunan Suzan Sözen'in'in yazdığı ’<b>Sanera</b>’ adlı romanın birinci sayfasında, şu ithaf yer aldı; <b>“Adnan, her satırında sen varsın...”</b><br /><br />Suzan Sözen dönemin erotik aşk romanları kaleme alan yazarıydı aynı zamanda. Bu özelliği Cumhuriyet'te çalışan babası Şevkati Bey'e benziyordu.<br /><br />Güzelliğini ise annesi Rusya'nın ilk kadın pilotlarından Galinka'dan almıştı.<br /><br />Notre Dame de Sion mezunu Suzan Sözen'in ilk eşi Nejat Verdi idi.<br /><br />Suzan Sözen ilk eşini de Ferit Avni Sözen ile aldatmıştı.<br /><br />Offf of!..<br /><br />Tarihte hikaye çok. Çok merak ediyorsanız Suzan Sözen'in hikayelerini size yakın arkadaşı Leyla Umar anlatsın.<br /><br />(...)<br /><br />Adnan Menderes'i sevecekseniz bunları bilerek sevin; kafanızdan apayrı bir Menderes portresi uydurmayın.</span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Gerçek Adnan Menderes'i tanımak için tıklayın: <a href="http://www.onucoksevdimben.blogspot.com/" target="_blank">www.onucoksevdimben.blogspot.com</a> ayrıca <a href="http://www.gercekadnanmenderes.blogspot/" target="_blank">www.gercekadnanmenderes.blogspot</a>.com</span></div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-359795848052460622013-10-04T23:03:00.000+03:002013-10-04T23:03:04.996+03:00Bu nasıl cami? Her tarafında gayr-i müslimlerin işaretleri gizli!<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-P1KHG7iJIl4/Uk8ebtTLOxI/AAAAAAAAGqs/jXZZM2ocSV8/s1600/zeynep+sultan+camii.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="zeynep sultan camii" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-P1KHG7iJIl4/Uk8ebtTLOxI/AAAAAAAAGqs/jXZZM2ocSV8/s640/zeynep+sultan+camii.jpg" title="zeynep sultan camii" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">zeynep sultan camii</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Bu fotoğrafını gördüğünüz cami avizesinde altı köşeli yıldız mevcut. Bu günlerde sık tartışılan bir konu bu... Bu altı köşeli yıldız bizim İslami sembollerimizden biri mi, yoksa Yahudilere ait bir sembol mü? Bu tartışıladursun, <b>"İşte gördünüz mü, camilerimizde bile bu yıldız kullanılmış.</b>" diyenleri derinden sarsacak bilgiler sunacağım şimdi.<br /><br />Bu işaretin kullanıldığı cami, İstanbul'da, <b>Gülhane</b>'nin hemen karşısında bulunan Z<b>eynep Sultan Camii</b>... Zeynep Sultan Camii 1769 yılında<b> III. Ahmed</b>'in kızı Zeynep Âsime Sultan tarafından <b>Ayazma Camii</b>'nin de mîmarı olan<b> Mehmed Tahir Ağa</b>'ya yaptırılmış. </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Cami sıfırdan cami olarak yapılmış. Sonradan kiliseden bozma bir cami değil. Ama caminin dış yapısı tam bir kilise görüntüsü arz ediyor.</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="background-color: white; font-family: sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19.1875px;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI2CE9BMSojpR9yIVYur2aW1sC7hc9NlHRneH9tNhVkfj4ONG5K-H1b3QZSOpHZ550K6l5UHX45EIEe9OaPRixnK3Vk6Xd9xfQTm5zH0xBFEmQ_a_izqzxz_kbdlCG4oIq0OBDjGUCAhA/s1600/800px-Zeynep_Sultan_Camii.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="426" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI2CE9BMSojpR9yIVYur2aW1sC7hc9NlHRneH9tNhVkfj4ONG5K-H1b3QZSOpHZ550K6l5UHX45EIEe9OaPRixnK3Vk6Xd9xfQTm5zH0xBFEmQ_a_izqzxz_kbdlCG4oIq0OBDjGUCAhA/s640/800px-Zeynep_Sultan_Camii.jpg" width="640" /></a></div>
<span style="background-color: white; font-family: sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19.1875px;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Fotoğrafta da görüldüğü üzere, caminin pencere yapısı da içindeki avize kadar ilginç... Aslında kiliselerde de pek görülemeyecek şekilde, yuvarlak pencereler ile altındaki pencereler nedense birleştirilmiş. Ve en üstte de bir şeyi sembolize edermiş gibi tek bir yuvarlak pencere yapılmış. Bunun maksatsız, rastgele yapılmış olması biraz mantık dışı. Elbetteki bir sebebi olmalı. Şimdi aşağıdaki tabloya bir bakın...</span><span style="background-color: white; font-family: sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19.1875px;"></span><br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<span style="background-color: white; font-family: sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19.1875px;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSaleaKoqzSFbycgKk1T-Fm9X3UHN-5r2G2t-uoEM03Z3G9r7A5YpbjjbVfWvC2ttTi2l-iDSYQZogOEqonjBb6Ym2gudIHJHroSW9zlIHXj7Xhbzi0Puqe97bq9JBb1NIDAt4Kz5ZawM/s1600/isa-havarileri-kutsal-kase.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="412" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSaleaKoqzSFbycgKk1T-Fm9X3UHN-5r2G2t-uoEM03Z3G9r7A5YpbjjbVfWvC2ttTi2l-iDSYQZogOEqonjBb6Ym2gudIHJHroSW9zlIHXj7Xhbzi0Puqe97bq9JBb1NIDAt4Kz5ZawM/s640/isa-havarileri-kutsal-kase.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br /><b>"İsa ve havarilerin son yemeği"</b> isimli çok meşhur tablo bu... Haşa Hz. İsa olarak çizdikleri şahsın da, etrafındaki havarilerin de baş kısımları daire içerisinde. Hristiyanlar İsa ve havarilerini bütün tablolarda daire içine alıyorlar. Aslında bunun arkasında da bir Yahudi-Mason oyunu var. Baş kısımlarının daire içine alınması, Talmud ve Zohar Ruhbanları tarafından talep edilmiş, masonik bir semboldür. Masonların sapkın inançlarına göre bu daireler güneşi ve güneş tanrısını, yani iblisi temsil ediyor. Biliyorsunuz, bozulmuş Tevrat'a inanan Yahudilerin, şu anki bozuk itikadı incelendiğinde, nihayetinde şeytana taptıkları meydana çıkıyor. Bunlar, İsa aleyhisselamın getirdiği hak şeriat olan İseviliği ve hak kitap olan İncil'i de bozdular ve Hristiyanlığa dönüştürdüler. Hristiyanlığı da sembolizm ile doldurdular.<br /><br />İşte caminin pencere kısmına şimdi bir daha bakarsanız, orada en üstte duran tek ve daire şeklindeki pencerenin İsa'yı, alttaki özel yapılmış pencerelerin de havarilerini remzettiğini görebilirsiniz.</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Şimdi sorulacaktır, <b>"Öyle ise bu meşhur tablodaki kutsal kase nerede?"</b> diye.. </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Camiyi bu kadar ince ince dokuyanlar, kutsal kaseyi unutmamışlar ve caminin haziresindeki mezarlara koymuşlar. İşte bakın...</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtAury0PI-4rsmIcGvwDNpBfhcujGkyZ4wB5OhuJFj6UIoc7ESM-oBSIg27dTeRbF1eJ83s3z26jjoermZ5sLWrCKXMbikb8Q5T_6coe99CbvTsFX-Ak350tBfoCYSltwVHCx8RthUR9c/s1600/1186056_486067648155270_2144113215_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtAury0PI-4rsmIcGvwDNpBfhcujGkyZ4wB5OhuJFj6UIoc7ESM-oBSIg27dTeRbF1eJ83s3z26jjoermZ5sLWrCKXMbikb8Q5T_6coe99CbvTsFX-Ak350tBfoCYSltwVHCx8RthUR9c/s640/1186056_486067648155270_2144113215_n.jpg" width="640" /></a></div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu fotoğraf da caminin haziresinde bulunan bir mezar. Mezar, İslam dininde ve hiçbir Müslüman milletin kültüründe olmayan işaretlerle süslü. Dikkatle incelendiğinde bunların da caminin her yeri gibi Hristiyan sembolleri olduğu, daha derinde de Masonik ve Yahudi sembolleri olduğu anlaşılıyor. Kutsal kase de mezara işlenmiş ve kaseye dikkatle bakıldığında aynı zamanda yedi kollu şamdan(menora) olduğu da görülebiliyor.<br /><br />Şimdi sorular şunlar:<br /><br />Bu cami, kimin camisi? Ya da bu yapı gerçekten bir cami mi? Tarihi kaynaklarda cami, banisi ve mimarı hakkında verilen bilgiler doğru mu? Mührü Süleyman diye bize kabullendirilmek istenilen yıldız gerçekten mührü Süleyman mı? Bu yıldız bizim sembolümüz mü? Böyle bir cami, Osmanlı Devleti zamanında, İstanbul'un en merkezi bir yerinde yapılırken bu kadar tuhaflık kimsenin dikkatini çekmedi mi? Ve bu caminin esrarını kim çözecek?</span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">| Mehmet Fahri Sertkaya</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">www.AkademiDergisi.com</span></div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-84466376128941318322013-09-29T13:45:00.000+03:002013-09-29T13:45:43.467+03:00Annesi ile babası o doğduktan yedi ay sonra evlendiler ve de sabetayisttiler; Maskeli Leydi Tansu Çiller<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-yGTqSCFXzMg/UkgENl4mWPI/AAAAAAAAGkM/fCi_GpG93TQ/s1600/tansu+%C3%A7iller.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="tansu çiller" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-yGTqSCFXzMg/UkgENl4mWPI/AAAAAAAAGkM/fCi_GpG93TQ/s640/tansu+%C3%A7iller.jpg" title="tansu çiller" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">tansu çiller</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">"<b>Çiller</b>", Tansu Çiller'in kızlık soy adıydı. Kocası Özer, Tansu ile evlenince onun soy adını aldı ve Özer Çiller oldu. </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Tan-su'nun babası <b>Hüseyin Necati Çiller</b> bir <b>Sabetayist</b>ti. Gazetecilik yapan Hüseyin Necati çok değişik bir ruh haline sahipti. Kimse ile geçinemezdi. İstanbul Büyük Şehir Belediyesinde çalışırken sekreterliğini yapan Selanik kökenli Sabetayist kadınla aynı evi paylaşmaya başladılar. Uzun yıllar böyle geçtikten sonra, bir gün bu kadın Tan-su'ya hamile kaldı. Tan-su doğunca düzen bozuldu. Epey direndiler ama olmayınca annesi ile babası <b>Tansu doğduktan yaklaşık bir sene kadar sonra</b> mecburen evlilik yaptılar. </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Tansu'nun babası öyle bir<b> İslam düşmanıyd</b>ı ki, bir gün evine hediye olarak ism-i celal hatlı bir tablo getirilince <b>"Benim evime Kur'an muran girmez. Alın götürün şunu." </b>diye bağrıştı.</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Aile damarlarındaki kana kadar CHP'liydi. Özer'in ailesi de tam aksine Demokrat Parti'li... Bu yüzden Tan-su'yu Özer'e vermeye razı olmayan Hüseyin Necati'yi, Özer, <b>"Kızını verirsen o benim değil ben onun soy adını alırım."</b> diye ikna etti. Halbuki Demokrat Parti de CHP'nin içinden çıkmıştı ve Demokrat Parti'nin de içi CHP'nin içi gibi Sabetayistlerle doluydu. Asıl sorun Sabetayistlerin <b>Kapani</b> kolu ile <b>Karakaşi </b>kolu arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen mücadeleydi. Adnan Menderes bile Sabetayistti.<br /><br />Tansu da tam bir<b> İsmet İnönü</b> hayranıydı. Büyükada'daki evlerinde İnönü'yü misafir bile etmişlerdi. Tansu'nu bu kadar kabiliyetsizliğine ve kadar vasat hatta vasatın altında zekasına rağmen profesörlüğe kadar yükselebilmesinde de Sabetayist dayanışma etkiliydi. O gün de bu gün olduğu gibi üniversitelerimiz Sabetayist hainlerle doluydu.<br /><br />Özetle, hep dediğimiz gibi, biz savaştık, biz öldük, onlar bizi aldatıp iktidarımızı ele geçirdiler ve bizim memleketimizde, bizim devletimizde bizim dinimizi, bizim örfümüzü, bizim adetlerimizi bize yasak ettiler. Bize işkence ettiler. Bizi asimile ettiler. Bilerek ve isteyerek ahlakı yok ettiler. Bilerek ve isteyerek bizi geri bıraktılar. Şimdi ise sahneyi biz alıyoruz...<br /><br />| Mehmet Fahri Sertkaya<br /><a href="http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.AkademiDergisi.com&h=PAQG7agR9&enc=AZOlRKsi5I9NSyOdu4Ks3aS1FJGpBgEUrVwYkBIWrea4Ncu4vbV_OXMCfQrIuHAYQKT7ncyd7vh-tHQqPgolDWMHWE61Zxtbyvo2CpOFRUlXcoIJMzwgan9pEJvRl1xALLM7_mH6BptzGqV2J2zE07Sr&s=1">www.AkademiDergisi.com</a></span><br />
<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3Ih83WR1uP5xthsCd9ZYdQPVfisiZhI2zHVGkzy297rmvXaJuNPGANi0V7R-cVz6j5dfVpkp0tjkoGBSSHPBn9pu-fmNWccAKtEvsRiNL1dDDQLYxe9VRsI7_KzwUfOVi-OGDziT1LD8/s1600/tansu-ciller-anitkabir-defterine-yazdiklari.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="624" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3Ih83WR1uP5xthsCd9ZYdQPVfisiZhI2zHVGkzy297rmvXaJuNPGANi0V7R-cVz6j5dfVpkp0tjkoGBSSHPBn9pu-fmNWccAKtEvsRiNL1dDDQLYxe9VRsI7_KzwUfOVi-OGDziT1LD8/s640/tansu-ciller-anitkabir-defterine-yazdiklari.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px;">Ülkemizdeki Sabetayist derin devlet tarafından başbakanlığa kadar yükseltilmiş olan Tansu Çiller'in Anıtkabir özel defterine yazdıkları.<br />
<div>
<br /></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-54455588054013659042013-09-22T22:14:00.000+03:002013-09-22T22:14:35.919+03:00Oğlu her şeyi kabul ve itiraf etti; Adnan Menderes Sabetayist bir gizli Yahudiydi<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-BpHtcyBxhTY/Uj9BPb8hrBI/AAAAAAAAGZE/aRXfGsIMIKI/s1600/menderesin+o%C4%9Flu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="menderesin oğlu" border="0" height="640" src="http://3.bp.blogspot.com/-BpHtcyBxhTY/Uj9BPb8hrBI/AAAAAAAAGZE/aRXfGsIMIKI/s640/menderesin+o%C4%9Flu.jpg" title="menderesin oğlu" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">menderesin oğlu</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">9 günlük bayram tatili benim için rahat okumalara fırsat olur. Marc David Baer'in yazdığı 'Selanikli Dönmeler' yıllardır üzerinde çalıştığım, düşündüğüm bir konu olunca satır satır eğildim. Notlar aldım. Birçok yeni bilgi edindiğim halde doğrusunu söylemek gerekirse Baer'in kitabı beni tam olarak tatmin etmedi. Ne zaman Sabetayizmle ilgili şöyle dört başı mamur bir kitap çıkacak diye de düşündüm. Baer'in titiz çalışması bile mevcut soruların birçoğunu cevaplamıyor. O halde ben de Sabetayizm araştırmalarında nereye geldik ve Baer'in kitabı hangi yeni bilgileri ilave ediyor, sizin için kaleme aldım. Tarih yazımımızı tepetaklak okumaya hazır mısınız?<br /><br />Marc David Baer'in kitabı<br /><br />(Selanikli Dönmeler / Doğan Yay. 2011) aklımızdaki soruları cevaplamaya yetmiyor. Çünkü sabetayizm Türk tarihinde yok sayılmış bir disiplin! Ve o kadar çok soru birikti ki...<br /><br />Dinsel ritüelleri halen devam ettiriyorlar mı? Örneğin 18 emir halen ihlal edilemez kurallar mı?<br /><br />Cemaatin lideri tek kişi mi, yoksa her kolun ayrı bir lideri mi var?</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">1900'lü yılların başında olduğu gibi ortak bir sandıkları var mı? Karar defterleri var mı?</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Cemaatin mensubu kaç kişi?</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Yeni kuşak, Sabetayist kimlikten ne kadar haberdar? Sorular uzayıp gidiyor...<br /><br />Asıl mevzuya ise bir türlü giremiyoruz. 1600'lü yıllarda yaşamış Sabetay Sevi'nin öğretileriyle günümüzü birleştiremiyoruz.<br /><br />Anadolu'da gizli din yaşayan onlarca cemaat var. Halen var. Gidin Trabzon köylerinde gizli Hıristiyan görünürde Müslüman olan köylüler bulursunuz. Sabetayizmin önemi yönetici sınıfın onlardan oluşmasıdır. İktidar, finans, eğitim, kültür ve sanatta hep onların sözü geçti. O zaman akıllara şu soru geldi: Bir kast sistemi mi var?<br /><br />Kimi tarihçi, gazeteci, aydın bu soruyu önemsiz buldu kimi ırkçılıkla suçladı. Oysa yakın tarihimize samimiyetle bakan ve Türkiye'yi anlamak isteyen her kişinin aklını başından alacak ilginçlikte bir konudur.<br /><br /><br /><b>MENDERES'E 'İTİRAZINIZ VAR MI' DİYE SORDUM</b></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Bakınız... Adnan Menderes ve ailesinin bütün akrabalık ilişkileri üzerinden bir kitap yazıldı. Efendi kitabı Evliyazade Ailesi üzerinden Menderesler'i anlatıyordu. Menderes ailesinin aslında sabetayist olduğunu tez edinmişti. Kitap çıktıktan kısa bir süre sonra hayattaki tek oğlu Aydın Menderes'i ziyarete gittim. Kitabı sordum. <b>'İddialara ne diyorsunuz, itirazınız var mı?</b>' dedim. '<b>Hayır</b>' dedi. <b>'Sadece bana sorulsaydı daha farklı şeyler de anlatırdım. Annem yaşasaydı üzülürdü.' Ama 'Türkiye bütün bunlarla yüzleşecektir' </b>diye de ekledi. Sadece Menderes mi? Hayır, bu tartışmaların tozu toprağı arasında belki fark edemedik. Ama sessiz sedasız onlarca tanınmış isim, kökenlerinin Sabetayist olduğunu açıkladı. Modacı Cemil İpekçi, Halil Bezmen... Peki ya açıklamayanlar... Buzdağının alt tarafı... Kimsenin bir cadı avı başlatmasını istemiyorum...</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Ama Türkiye artık bu gerçeğiyle halen yüzleşmeyecek mi? </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Gelelim kitaba. Kitap reddedilemeyecek bilgilerle dolu. Ve sansasyonel bir dille de yazılmadığı için pek tartışma yaratmadı. Bilimsel bir çalışma olarak kabul edildi. </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">'Dönmeler orucu 5 dakika öncesinden açıyorlardı'</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Bu bilgi yenidir.<br /><br />Baer'den önce böyle bir ritüel olduğu bilinmiyordu. İslam kurallarını ihlal etmiş olmak için Ramazan ayında ya sabahtan yemek yiyip tüm gün Müslümanların içerisinde oruçlu gibi duruyorlardı, ya da iftara beş dakika kala orucu gizlice bozuyorlardı. Ayrıca kendi dinsel kurallarını yerine getirmeyen veya İslam'a tam olarak geçmek isteyen mensuplarına 1800'lü yıllarda işkence yapılıyormuş. Bunun için özel işkence evleri ve aletleri varmış.<br /><br /><b>SARIK OSMANLI'DA SEVİ'DEN ÖNCE VARDI</b><br /><br />Baer, Sabetay mezarlarının başucunda sarık olduğunu yazıyor ki bu doğru değil. </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Osmanlı'da Sabetay Sevi'nin </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">(1626-1676) yaşadığı dönemden çok önce de bazı mezarlara sarık dikiliyordu. </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Baer, ayrıca Karakaş ve Kapancıların Bülbülderesi'ni kullandığını (mezarlarının büyükçe bir merdivenle birbirinden ayrıldığını) Yakubilerinse Maçka Mezarlığı'nı kullandıklarını söylüyor.<br /><br />Zincirlikuyu ve Karacaahmet Mezarlığı'nı ihmal ediyor. Oysa onlarca sabetayist ailenin bu mezarlıklarda yattığını biliyoruz. Ancak mezarlıklara ilişkin doğru tespitlerde var.<br /><br /><b>MEZAR TAŞLARINDA FOTOĞRAF BULUNUR</b><br /><br />Baer Bülbülderesi mezarlığındaki Kapancıların bölümünü şöyle anlatıyor:</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">'Kapancı bölümünün eşsizliği ziyaretçiyi anında etkiler. Sünni Müslümanların mezar taşlarından çoğu ve Karakaş bölümünden farklı olarak merhumların fotoğrafları bulunmaktadır.' </span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Evet doğru. Sünni-İslam kültüründe mezar taşına fotoğraf konmuyor. Ama özellikle Bülbülderesi'ndeki mezarlara bakın hemen birçoğunda fotoğrafa rastlayacaksınız.<br /><br />Devlet varlık vergisi sırasında dönmeleri nasıl tespit etti?<br /><br />'Devlet kimlerin dönme olduğunu nereden biliyordu? Birçok kişi dönmelerin nüfus cüzdanlarının üzerinde onların dönme olduklarını ortaya koyan özel bir numara olduğu konusunda tahminde bulunmuştu. Aslında bu konuda devletten daha önemli role sahip olanlar, dönmelerin vergiyi uygulayan (bürokrat veya görevli) komşularıdır.'<br /><br />Bu da ilk defa edindiğimiz bir bilgidir. Ayrıca Baer tamamen kişisel ilişkiler sonucunda hazırlanan varlık vergisi listelerinde, sanıldığının aksine dönmelere çok yüksek vergiler ödetilmediğini yazıyor. Bezmen'lerin Yahudi aile Taranto'lardan Santral Mensucatı varlık vergisi sayesinde aldıklarını da ekliyor.<br /><br />Yani dönmeler varlık vergisinden karla çıktılar! </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>SABETAYCILARIN ÜÇ KOLU: YAKUBi, KARAKAŞi, KAPANCI</b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Kİtaba göre sabetaycıların 3 kolunun da okulları çok net tarif ediliyor. Karakaşların okulu Feyziye Mektebi, Kapancıların okulu Şişli Terakki, Yakubilerin okulu ise Boğaziçi Lisesi (Hemen belirteyim. Yıllar içerisinde bu okullarda başka çocuklar da okumaya başladı. Ve sadece Selanik dönmelerinin okulu olmaktan çıktı) Sadece okullar değil elbet. İslami tarikatları da pay ediyor Baer. Kapancıların Mevlevi, Karakaşların Bektaşi dergahlarıyla içli dışlı olduğunu anlatıyor. Bu da bugüne değin net bir bilgi değildi. İslam sufizminden etkilendiğini ve bu tarikat dergahlarında örgütlendiğini biliyorduk. Ama kollara göre ayırmamıştık.<br /><br /><br />Tarihimizde hep bir üçleme merakı vardır. Siyaset dünyamıza yön veren troykalar, futbol dünyamızın üç büyükleri vs. Hep bir üçleme merakıdır gider. Tarihin dolambaçlı yollarında ilerlerken karşınıza tuhaf denklemler çıkar. Anlam veremezsiniz. Örneğin Hacim Muhittin'in Anılarını okuduğumda aklıma gelmişti. Ragıp Nurettin (Eğe) Paşa Uşak kongresinin son günü gelmiş ve kongrenin iptal edilmesini istemişti. Ancak Hacım Muhittin Bey'in kulağına da fısıldamayı ihmal etmemişti: 'Üç grubun adına geliyorum. Kongreyi lütfen erteleyelim.' Tabii ki iptal edilmiş ve 3 grubun ortak kararıyla yeni kongre yapılmıştı. Hangi üç gruptu? Çözememiştim. Sakın bizim şu üç kol olmasın... Geçelim...</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>MUMYANIN BURNU KIRILDI </b></span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Yine de Karakaşlar en önemli türbeleri olan Osman Baba türbesini Selanik'te bırakmış ve bu türbeyi ziyaret etmek için şehre gelmeye devam etmişlerdir.<br /><br />Oysa yazarın atladığı bilgi şudur. Osman Baba'nın mumyalanmış cenazesi 1900'ün başında İstanbul'a getirildi. Mezar nakil işlemi sırasında kalabalıktan ve coşkudan mumyanın burnu kırıldı ve koptu. Kapancılar yıllarca Karakaşlarla 'burunsuzlar' diye dalga geçti.<br /><br /><b>EN İLGİNÇ ÇEŞMEYİ YAPTIRDI</b><br /><br />Kitapta eğlenceli bilgiler de yok değil... Mesela Yakubi kolunun temsilcisi Hamdi Bey. Yakubi Hamdi Bey Selanik'te 1893'ten 1902'ye kadar belediye başkanlığı yaptı. Selanik'in modern yüzünü o yarattı. Altyapısından köprülerine meydanlarından, hastanelerine kadar Selanik'i modern bir kent haline dönüştürdü. Ama Hamdi Bey'in fantastik bir icraatı daha vardı. 'Musluğundan vişne suyu akan çeşme' yaptırmıştı. Evet, çeşmenin musluklarından her daim vişne suyu akıyordu. (Yakubilerin bir başka adı da Hamdi Bey koludur. Hamdi Bey onlar için kutsal isim sayılır. Tıpkı Karakaşlar için Osman isminin kutsal sayılması gibi. Bir Karakaş aileyi çözmenin en kestirme yolu ilk erkek çocuklarına Osman ismi verip vermediğini test etmektir. Bugüne değin hiç yanılmadım. Muhakkak ön ismi bile olsa Osman ekliyorlar.<br /><br />(Kitap satır aralarında Profesör Ahmet İnsel'in akrabalarından ünlü çorap üreticisi Mısırlı ailesine kadar onlarca ismin Sabetayist olduğunu ilan ediyor. Ama bilimsel formunu yitirmediği için kimseyi rahatsız etmiyor.)<br /><br /><br />***</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Ve final... Kitap birbirinden ilginç bilgilerle akıp giderken şu sarsıcı cümleyle karşılaşıyorsunuz: 'Dönmelerin organize bir topluluk olarak varlıkları sona ermiştir.' İşte buna ikna olmam mümkün değil. Çünkü halen ölüm olduğunda cenaze yeri karıştırılmıyor. Halen cemaatin öngördüğü mezara defin yapılıyor. Defin işlemlerini yürütenler de hep aynı kişiler. Sadece şunu söyleyebilirim. Sabetayizm artık bir sosyo-ekonomik bir işbirliği grubudur. Birçok cemaat üyesi dinsel özelliklerini yitirmiş, asimile olmak istemektedir. Ama yok olmamıştır. Herkes herkesi bilir. Bugün yaşadıklarımızı doğru anlayabilmemiz için 'sahici' tarihimizle yüzleşmemiz zorunludur. Sabetayizm de 'sahici' tarihimizin en önemli kilometre taşıdır. Abartmadan, şoven ırkçılığa kapılmadan...</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br /><a href="http://gurkanhacir.com/blog/2011/9/5/selanikli-donmeler-hakkinda-ne-biliyoruz" target="_blank">Gürkan Hacır</a><br /></span><br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-82854155415036252982013-09-22T00:25:00.000+03:002013-09-22T00:25:25.505+03:00Ezanın Türkçeleştirilmesi (Türkçe Ezan, Türkçe Kur'an, Türkçe Namaz ve Tekbir projesi)<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-xniW1fk7SMw/Uj4Nuu0nCCI/AAAAAAAAGVA/xykO9d6_TNA/s1600/ezan_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ezan" border="0" height="640" src="http://4.bp.blogspot.com/-xniW1fk7SMw/Uj4Nuu0nCCI/AAAAAAAAGVA/xykO9d6_TNA/s640/ezan_1.jpg" title="ezan" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ezan</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b>76 SENE ÖNCE… 29 OCAK 1932</b><br /><br />Bilindiği gibi, İslamda imandan sonra ilk emir namaz… Namazın vakitleri, müslümanlara, belli ve belirli lâfızlarla ve yüksek sesle okunan ezanla duyurulur. Bir beldede İslamın ve müslümanların varlığının sembolü ezandır. Ezan öyle bir sembol ki, Müslüman olan bir bölge halkı, ezan okumamakta diretse, İslam hukukçularına göre, başka bir çare yoksa onlara harp ilan edilir...<br /><br />Allah’a, Allah’ın peygamberine ve âhiret kurtuluşuna çağırdığı için, ezan aynı zamanda İslama bir çağrı ve dâvettir. Bu dâvet, dünyada Müslüman bulunan her yerde devamlı tekrarlanır durur…<br /><br />Ezan, <b>“bildirmek, duyurmak, çağrı ve ilan” </b>mânâlarına gelir. Ezan okuyana “<b>müezzin</b>” denir.<br /><br />Ezan kelimesi, Kur’ân-ı Kerim’de Tevbe sûresi 3. âyette “<b>Bildiri</b>” mânâsında, Hacc sûresi 27. âyette de “<b>Îlan</b>” mânâsında geçer. Mâide sûresi 58. âyet ile Cuma sûresi 9. âyette de mânâ olarak ezandan bahsedilir. <b>Müezzin </b>kelimesi de A’raf sûresi 44. âyet ile Yûsuf sûresi 70. âyette “<b>Îlan edici”</b> mânâsında geçmektedir.<br /><br />Ezan okumak; Hanefî, Şâfiî ve Mâlikîlere göre müekked (kuvvetli) sünnet. Bâzı Hanefî âlimlerine göre de vâcib. Onun için, “<b>Ezan vâcib derecesinde kuvvetli sünnettir”</b> deniliyor.<br /><br />Ezan, namaz vakti girdikten sonra okunur. Vakitten önce okunan ezan okunmamış sayılır, tekrar okunması gerekir. Ezanın sözlerinin sırası değiştirilirse yeniden okunması icap eder.<br /><br />Namaz İslamın Mekke döneminde farz kılındığı halde, ezan henüz meşrû kılınmadığı için müslümanlar Mekke döneminin tamamında ve Medine’de ilk dönemde zaman zaman bir araya gelip namaz vakitlerini beklerlerdi. Namaz vaktini bildirmek için bir müddet <b>“Essalâh! Essalâh!..”</b> diye namaz için çağrıda bulunuldu. Fakat bu kâfi gelmiyor ve başka bir işarete ihtiyaç duyuluyordu…<br /><br />Başka din mensuplarının yaptıkları gibi boru öttürmek, ateş yakmak veya bayrak asmak gibi teklifleri onlara benzemek olacağından Resûlüllah Efendimiz kabul buyurmadılar…<br /><br />Ezan, o sıralarda ashabtan Abdullah bin Zeyd’e rüyasında bildiğimiz şekliyle öğretildi. O da rüyasını Peygamberimiz’e anlattı. Hazret-i Ömer (r.a.) aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü söyledi. Hazret-i Resûlüllah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem, Bilâl-i Habeşî Hazretleri’ne, rüyada öğretilen şekilde ezan okumasını emretti. Hz. Bilal yüksek bir evin üstüne çıktı ve ilk olarak sabah ezanı okudu…<br /><br />Ezan, 75 sene öncesine kadar İslamın yayıldığı her yerde aynı şekilde asırlarca okundu durdu…<br /><br /><br /><b>EZANIN TÜRKÇELEŞTİRİLMESİ</b><br /><br />Osmanlı döneminin son zamanları ve 2. Meşrûtiyeti takip eden yıllarda <b>“Türkçülük ve Dilde Sadeleşme”</b> akımının arkasından, önemli münakaşalara sebep olan<b> “Ezanın Türkçeleşmesi” </b>meselesi ortaya atıldı. Bu fikri 1918’de ilk ortaya atan <b>Ziya Gökalp</b> idi. Gökalp, Osmanlılık idealini taşıdığı dönemde, 1908’de Ezan adlı şiirinde, ezanı <b>“Büyük asrın (asr-ı saadetin) sesi”</b> olarak anıyor ve şu mısralarla övüyordu:<br /><br /><b>Okunurken ezan, sanır her vicdan<br /><br />Cebrâildir; gelmiş Bilal ağzından<br /><br />Bütün İslam âlemine seslenir</b>.<br /><br />Bu mısraların sahibi Ziya Gökalp, Selânik’e yerleştikten sonra 1918’de yazdığı <b>Yeni Hayat </b>kitabındaki “<b>Vatan</b>” şiirinde 180 derecelik bir dönüş sergiliyor ve şöyle diyordu:<br /><b><br />Bir ülke ki câmiinde Türkçe ezan okunur<br /><br />Köylü anlar mânâsını namazdaki duânın<br /><br />Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kur’an okunur<br /><br />Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hudâ’nın<br /><br />Ey Türk oğlu işte senin orasıdır vatanın</b></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Ziya Gökalp, ezan ve Kur’an’ın Türkçe okunma fikrini Türkçülüğün Esasları kitabında da tekrarladı. Onun bu fikirleri Cumhuriyet döneminde hararetle benimsendi ve 1932’de ezanın Türkçe okunmasına karar verildi. <b>Türkçe ezan ilk defa</b> 29 Ocak 1932’de Fatih Câmii’nde okutturuldu…<br /><br />Ezanla beraber diğer ibâdetlerin Türkçeleştirilmesi üzerinde duruluyor hedef şöyle belirleniyordu:<br /><br />Tekbirin, ezanın, kâmetin, salânın, hutbenin ve namazın Türkçeleştirilmesi…<br /><br />Bu iş için Dolmabahçe sarayında çalışmak üzere Aralık 1931’de 9 hafız görevlendirildi. Bu heyet, tekbir, ezan ve kâmeti konservatuvardan bazı sazların da katılımıyla meşkederek hazırladı.<br /><br />Diğer 8 hafız <b>“Allâhü Ekber”</b> lafzını <b>“Allah büyüktür”</b> şeklinde, <b>Ali Rıza Sağman</b> ise <b>“Tanrı uludur”</b> şeklinde tercüme etti ve bu tercüme kabul edildi.<br /><br />Ezanın <b>“Hayye ale’l-felah”</b> cümlesi önce <b>“Haydi kurtuluşa”</b> diye tercüme edilmek istendiyse de vazgeçilip “<b>Haydi felâha”</b> şeklinde okunmasına karar verildi.<br /><br />Türkçe Kur’an, Türkçe tekbir ve Türkçe kâmet ise 3 Şubat 1932’ye rastlayan Kadir Gecesi’nde, o zaman henüz müze haline getirilmemiş olan Ayasofya Câmii’ndeki mevlidde okunup radyodan da naklen yayınlandı.<br /><br />Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu uygulamayı kabul etmesi sağlandı. Câmi ve mescid görevlilerine gönderilen tâmimden sonra ezanın Türkçe okunması sıkı bir şekilde takip edildi. Karakol ve jandarma teşkilatının ulaşabildiği her yerde Türkçe ezan okutulmaya başlandı…<br /><br />Ezanın yeni şeklini benimsemeyenler, bu yeni şekli çocuklara ve bazı meczuplara okutarak pasif direniş gösteriyorlardı. Bazıları da yeni şekli yüksek sesle okuttuktan sonra arkasından kısık sesle eski şekliyle ezan okuyorlardı. Buna engel olmak için câmi içinde, câmi dışında ve minare kapılarında polis ve jandarmalar bekletiliyordu. Bu yasağın kânunî bir dayanağı olmadığı için, uymayanlar böyle polisiye tedbirlerle yıldırılsa da tepkiler bitmiyordu….<br /><br />Ezanın Türkçe okunmasına<b> ilk büyük tepki</b> 1 Şubat 1933’de Bursa’da oldu. Topal Halil adında halktan biri Ulucâmi’de Arapça ezan okuyunca minare dibinde bekleyen bir sivil polis tarafından tartaklanarak karakola götürülmek istendi. Buna tepki gösteren halk valiliğe yürüdü. Bunun üzerine Bursa müftüsü, savcı ve sulh hâkimi görevden alındı. Hadiseye karışan 19 kişi Çorum Ceza Mahkemesi’nde ağır hapis ve sürgün cezasına çarptırıldı. Diyanet İşleri Reisliği, bütün müftülüklere gönderdiği tâmimle <b>“Görevlilerin ezan ve kâmeti Türkçe okumalarını, buna uymayanların katî ve şedid (şiddetli) şekilde cezalandırılacağını…”</b> bildirdi. Bunun ardından da câmi görevlilerine Arapça salâ vermemeleri emri geldi.<br /><br />Ezanın Türkçe okunmasına uymayan görevliler, 1941 senesine kadar <b>“Yetkili mercîlerin kamu düzenini sağlamaya yönelik emrine aykırı davranmak”</b> suçundan cezalandırıldılar. Bu cezayla ilgili 526. maddeye daha sonra şu ilave ceza da eklendi:<br /><br /><b>“Arapça ezan ve kâmet okuyanların üç aya kadar hapis veya on liradan ikiyüz liraya kadar para cezası ile cezalandırılması…”</b><br /><br />Her ne kadar öngörülen cezalar böyleyse de uygulamalar daha ağır oluyordu. Gerçek infaz, kanunla belirlenenin üç-dört katına çıkıyordu. Tatbik edilen cezalar içinde <b>dayak ve aylarca akıl hastanelerine kapatma</b> da vardı. Buna rağmen, kâh bir millî maçta, kâh bir sinemada, kâh çeşitli câmilerde, kâh bir vâlinin bulunduğu yerde hatta TBMM dinleyici locasında Arapça ezan okuyanlar oluyordu. Hükümet ise işin peşini bırakmıyordu. Arapça ezan okuyanlara hapis ve para cezaları veriliyor, bir çoğu da akıl hastanelerine sevkediliyordu…<br /><br />Seneler böyle geçerken, halk 1946 seçimlerinde Demokrat Parti’ye yönelince hükümet bu sıkı politikanın ve yasağın hızını kesmek mecburiyetinde kaldı. Bunun neticesi olarak Diyanet İşleri Reisliği’nin 22 Eylül 1948 tarihli tâmiminde şöyle deniliyordu:<br /><br /><b>“Mevlidlerde, hatim duâlarında, bayram namazı ile bayram günlerinde okunması gereken tekbirlerin Arapça okunması, Arapça ezan ve Arapça kâmet yasağı içine girmemektedir.” </b><br />1950 seçimlerinden sonra, ezanın Arapça aslıyla okunması yasağının kaldırılması için yoğun bir çalışma başlatıldı. TBMM’ye kanun teklifleri sunuldu. Sonunda ceza kanununun 526. maddesinde değişiklikler yapılarak 16 Haziran 1950’de o senenin Ramazan ayından önce ezanın Arapça okunması serbest bırakıldı.<br /><br />Diyanet İşleri Başkanlığı’nın müftülüklere gönderdiği bu meseleyle ilgili tâmimde şöyle deniliyordu:<br /><br /><b>“Ezana mahsus özel lafızlar, ezanın rüknü ve sıhhatinin (doğru olmasının) şartıdır. En doğru şekilde bir tercüme ile de olsa, bu özel lafızlardan başka şekilde okunan ezana itibar yoktur…..” </b><br /><br />Ramazan ayıydı, bayram gelmemişti ama yasağın kalkmasıyla ülkeye adeta bayram gelmişti. Minarelerden yükselen <b>“Allâhü Ekber”</b> sedalarını duyan halk kapı ve pencerelere, balkonlara doluşmuş, sevinçten ağlıyordu. Sabah ezanlarını dinlemek için câmilerin etraflarında toplananlar yeri öpüyorlardı… Birçok kimse kurban kesmişti…<br /><br />Değerli okuyucular!<br /><br />Rahmetli annem de kendisinin bu sevinç göz yaşları akıtanlar arasında olduğunu anlatırdı. O zaman Kırıkkale’nin Keskin kazasında bulunuyormuş. Ezan ilk defa <b>“Allâhü Ekber Allâhü Ekber…” </b>diye okunmaya başlayınca, kadınlar evlerin balkon ve pencerelerine koşuşup sevinçten hüngür hüngür ağlamaya başlamışlar. Annem bunu iç çekerek anlatır “<b>O günler bir daha geri gelmesin”</b> derdi…<br /><br />Son senelerde, ezan ve namazla ilgisi olmayan kimselerden bazı çatlak sesler duyulmakta, bunlar ezanın Türkçe okunması gerektiğini söylemeye kalkışmaktadırlar. Fakat söylemeleriyle seslerinin kesilmesi bir olmaktadır. Siyâsî bir hüviyet taşıyan bu kimseler, bu sözü söyler söylemez siyâsî hayatları sönüvermektedir. Adeta ezan kendilerini çarpmaktadır. Zaten ezan 14 asırdır nicelerini çarpıp durmaktadır. Bundan sonra da elbette çarpacaktır…<br /><br />Değerli okuyucular! Memleketimizde 1932’de başlayıp 18 sene devam eden Arapça ezan yasağı 29 Ocakta başlamıştı. Bu tarih, dergimizin bu sayısına uygun düştüğünden, yazımızda bu meseleyi ele almış olduk. Bu hususta daha geniş bilgi için, TDV İslam Ansiklopedisi’nin Ezan maddesine ve Cumhuriyet Dönemi Din Devlet İlişkileri isimli esere müracaat edilebilir…<br /><span style="font-size: x-small;"><br /></span></span><span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Ali Eren</span><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Gazeteci-Yazar</span></span><br />
<div>
</div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-25329684502868642922013-09-12T20:13:00.000+03:002013-09-12T20:13:24.639+03:00Ülker, bir kripto Yahudi tuzağı mı? "Sabri Ülker'i bir de benden dinleyin!"<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-dt0MormoWhk/UjH1lIjds5I/AAAAAAAAGKI/DYWbPimTipg/s1600/%C3%BClker+yahudi+tuza%C4%9F%C4%B1+m%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ülker yahudi tuzağı mı" border="0" height="640" src="http://1.bp.blogspot.com/-dt0MormoWhk/UjH1lIjds5I/AAAAAAAAGKI/DYWbPimTipg/s640/%C3%BClker+yahudi+tuza%C4%9F%C4%B1+m%C4%B1.jpg" title="ülker yahudi tuzağı mı" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ülker yahudi tuzağı mı?</td></tr>
</tbody></table>
<br />
Yeni Şafak Gazetesi'nde dün Sabri Ülker'i anlatan yazının ardından Odatv yazarı Erroll Gelardin, bir başka Ülker hikayesi anlattı.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">İşte Gelardin'in Ülker yazısı:</b></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
Ülker Fabrikasi,Beşler Bisküvi Fabrikası’nda çalışan Asım Berksan, merhum kayınpederim Hayim Vitali Nahum, Palasko(Rum) ve Asım’ın kardeşi Sabri Berksan beyler tarafından Sirkeci’de ufak bir odada kurulmuştur.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br />
Merhum kayınpederim Hayim Vitali Nahum’un anlattıklarını size anlatacağım.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
</div>
<a name='more'></a><br />
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
Kırım Tatarlarından gelen bir ailenin çocukları olan Berksanlar’ın büyük ağabeyleri Asım, Beşler’de isçi iken orada çalışan bir Musevi kızına aşık olmus ve Vitali Bey’in araya girmesi ile bu iki fakir genç evlenmişler. Beşler’in işi bozulduğunda kendilerine geçim yolu arayan Vitali Bey’in arkadaşı Asım’a yaptığı teklif üzerine Ülker Şekerleme diye bir işyeri kurmuşlar ve şekerleme işinin üstadı olan Rum asıllı Palasko adlı biri ile de anlaşmışlar ve 4 ortak olarak işe başlamışlar.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
Zamanla zenginleşmeye başladıklarında Palasko işten ayrılmış ve 3 ortak olarak ve kollektif şirket halinde işe devam edilmiştir.<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"> İşler daha da iyileştiğinde Berksanlar soyadlarını ÜLKER’e çevirmişlerdir.</b></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><br /></b>Yani Sayın Sabri Ülker Bey’in beyan ettiği gibi kendisi ÜLKER’i kurmamıştır.<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Ülker’i kuran Hayim Vitali Nahum ve Asım Ülker’dir.</b> Sabri Bey’i, Asım Bey kardeşi olduğu için ortak yapmıştır. Sabri Bey, o sıralarda üniversite örgencisi idi. Hiç bir şekilde fabrika ile alakası yoktu.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br />
Sabri Bey üniversiteden döndükten sonra karşısında 2000 kişiyi aşkın işçisi olan bir fabrika bulmuştur. Bu iki parasız meteliksiz kişinin Ülker’i büyütebilmelerinin yegane sebebi <b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Hayim Vitali Nahum’un kendi çevresinden faizle para bulmasından dolayıdır. </b>Bu gün kendini dini bütün Müslüman kabul eden Sayın Sabri Ülker, fabrikasını faizle tefecilerden alınan paraya borçludur.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br />
Sabri Bey, daha sonra Vitali Nahum’u ortaklıktan çıkarmıştır. Kayınpederime göre kendisinin hakkı yenmiştir. Çünkü kendisine ödenen para muhasebe defterlerindeki rakamlara göre yapılmıştı.<br />
Mesela bir milyon lira eden fırın defterlerde amortismanla 50 bin liraya düşmüş ve 50 bin lira üzerinden payı ödenmiştir. Keza binalar, keza kamyonlar keza her şey…</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<br />
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">“Ben dini bütün Müslümanım kimsenin hakkını yemem”</b> düsturu altında yapılmıştır.<br />
Sayın Asım Ülker ile Vitali Nahum’un arkadaşlığı hiç bir zaman, herşeye rağmen bozulmamıştır. <b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Asım Bey’in asıl adı Fani olan eşinden olan çocukları Musevi dinine göre Musevidirler.<br />İsrail’e göç etmek isterlerse İsrail vatandaşlığını otomatikman alırlar. Fani Hanım’ın Müslümanlaşmış olması fark etmez.</b></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><br /></b>Sayın Sabri Bey’in ömrü uzun olsun ama kayınpederimi görmeye gitmeden evvel bir kere de bunları okusun ve yaptıklarının ne kadar güzel şeyler olduğunu görsün dedim.</div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;">Erroll Gelardin<br />Odatv.com</b></div>
<div style="border: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline: 0px; padding: 0px;">
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="color: black; font-family: arial, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 10px; font-weight: normal; line-height: normal;">10.01.2011 21:56</span></b><br />
<div>
<b style="border: 0px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px;"><span style="color: black; font-family: arial, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 10px; font-weight: normal; line-height: normal;"><br /></span></b></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-22810122193963003402013-09-12T20:08:00.000+03:002013-09-12T20:08:34.283+03:00Sembollerle oynuyorlar. Her şeyle oynuyorlar. Rabia işareti ve altı köşeli yıldız bizim değil<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-ifOZmz90sis/UjH0Xu0SshI/AAAAAAAAGJw/dZx0l26s46M/s1600/semboller.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="semboller" border="0" height="640" src="http://1.bp.blogspot.com/-ifOZmz90sis/UjH0Xu0SshI/AAAAAAAAGJw/dZx0l26s46M/s640/semboller.jpg" title="semboller" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">semboller</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><div class="MsoNormal">
Mısırdaki olaylar neticesinde profilinde <b>"Rabia işareti"</b> olarak isimlendirilen sembolü paylaşan bazı kardeşlerimiz mevcud. Bir de bu sembolün Yahudi-Mason sembollerinden olduğunu söyleyip, paylaşanları eleştirenler mevcud . Evvelkilerin de tabii ki savunma yapanları hatta paylaşmayanları eleştirenleri ...</div>
<div class="MsoNormal">
Paylaşılması gerektiğini iddia edenler genellikle ;<b> "Siyon Yıldızı"</b> olarak bilinen<b> "6 köşeli yıldız"</b>ın içerisine İsm-i Âzam yazılmış halini ve aslında bu yıldızın İslam simgesi olduğunu ; bu yıldızı kullanmakla Yahudi olunmayacağını ; dolayısıyla <b>"Rabia işareti</b>"ni kullanmanın da bir beis teşkil etmediğini iddia eden bir yazıyı paylaşıyorlar . Okumakta bulunduğunuz bu yazı ; bu konu ile ilgili bana soru soran bazı arkadaşlarıma cevaben yazılmıştır . Paylaşılan bu yazı internet ortamında birçok yerde mevcud ise de, hiçbir yerde sahih bir kaynak gösterilmemiştir . <b>Mühr-ü süleyman</b> mes'elesi İslamî kaynaklarda geçmekle beraber; üzerinde İsm-i âzâm'ın yazılı olduğu bildirilmekte, lakin şekliyle ilgili sahih kaynak bulunmamaktadır . Kur'ân-ı Kerîm'de birçok yerde Hz. Dâvud ve Hz. Süleyman'dan bahsedilmektedir . Her ikisine de verilen mülk ve devletten, güç ve kudretten hatta demir ve bakırın yumuşak kılındığından bahsedilir ama üzerinde <b>"6 köşeli yıldız"</b> olan ne bir <b>"yüzük"</b> ne de <b>"zırh"</b> geçer . Üzerinde ism-i âzam yazılıdır. <b>Selçuklu Yıldızı</b> diye bilinen yıldız da 6 değil, 8 köşelidir . 6 köşeli yıldızın da tarihî eserlerimizde mevcud olduğu muhakkaktır . Lakin birçok camide 8 köşeli yıldız kullanılmıştır. Bir sembol kimi zaman birbirine zıt ekoller için kullanılmış olabilir. Lakin önemli olan şu an çağrıştırdığı düşünce / yönetim / inanç sistemlerinden hangisinin daha kuvvetli olduğudur .</div>
<div class="MsoNormal">
Siyonizm resmen bu yıldızı bayrağı olarak ilan etmiştir.<br />
<br />
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhkJDzjxkb_oalHc9GMn75gYZg6WSJugr7cA1CyS-KIk9AHz4jnBN7Kr6Lp21o4BVqfQ9syrSKNGCUirxzvi7SsrzSXqx17VZO51ggpBSmgGRdGOx1MW10GormOffYabNabJPaWEeyRTQ/s1600/kabbala2_200.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhkJDzjxkb_oalHc9GMn75gYZg6WSJugr7cA1CyS-KIk9AHz4jnBN7Kr6Lp21o4BVqfQ9syrSKNGCUirxzvi7SsrzSXqx17VZO51ggpBSmgGRdGOx1MW10GormOffYabNabJPaWEeyRTQ/s1600/kabbala2_200.jpg" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px; text-align: center;">Kabala Yahudilerin Tevrat'tan<br />
bile önce ellerinde olan<br />
kutsal bildikleri kitaplarıdır.<br />
Kabala'da altı köşeli yıldız<br />
sık kullanılmıştır</td></tr>
</tbody></table>
Peygamber Efendimiz, tırnaklarını keserken dahi, Yahudilere benzemekten kaçınmış; onlar saçlarını traş ettiğinde , saçını uzatmış ; onlar uzattığında ise, ashaba kısaltmalarını emretmiştir . Halbuki saç uzatmak daha önceki birçok nebî ve rasulün sünnetidir . Hatta <b>Zülkarneyn aleyhisselam</b> ve Kadir suresinin inzaline sebep olan kıssadaki <b>Şemmun'el gazî</b> hazretlerinin alâmet-i fârikası , topuklarına kadar uzanan saçlarıdır . Vel hâsılı kelâm, mesele sembollerin insanlara ne hatırlattığı, kimlerin maksadına hizmet ettiğidir. Zira bu yıldız bizatihi İslama mâl olmuş bir sembol değildir. Zaten dinimizde sembolizme de yer yoktur . <b>Cifir, vefk</b> vs gibi meselelerin, sembollerin hayatımıza girmesinin sebebi çoğunlukla, bu tür ritüelleri dinlerinin ahkamlarında yani ibadet addeden Yahudi ve Hristiyanlarla iç içe yaşamamızdır . Delil olarak gösterilen eski eserlerin fotoğraflarında bu simgenin bazısının yanında <b>"Gamalı haç"</b> sembolü de bulunmaktadır . Eski eserleri delil olarak kullanmak icap ederse , <b>"haç"</b> sembolünü de sahiplenmemiz gerekecektir ki bu gayr-i mümkün bir hadisedir. Yahudilerin kendilerince kutsal bir görevi vardır ki; <b>"Süleyman Mabedi'ni"</b> tekrar inşâ ve îmâr etmek. <b>Süleyman </b>ve <b>Dâvud </b>aleyhimüsselam bizlerin de peygamberidir, âmennâ ve saddeknâ . Ve Süleyman mâbedi de o zamanki <b>"müslümanların ibâdethanesidir"</b> zira; Hz. Âdem'den Hz. Muhammmed sallallahü aleyhi veselleme kadar <b>"tek din İSLAM'dır !"</b>. Ama bu demek değildir ki; Süleyman mâbedini elbirliği ile inşâ edeceğiz .</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
</div>
<br />
<a name='more'></a><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx_dG79FWJAGNdh4vf_g5d2QTw7sG3BiN5eyBxNqMIrQUIj3qLmKdRpkT0CrwkoAF6I7C-_bhRqxqDwzV7f1tWHu2Rn4muwue9AUKHPdgNNFNsJmsdIhyphenhyphenqtL3xmd59idG1xYC3qPi9fcY/s1600/Kabbal1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx_dG79FWJAGNdh4vf_g5d2QTw7sG3BiN5eyBxNqMIrQUIj3qLmKdRpkT0CrwkoAF6I7C-_bhRqxqDwzV7f1tWHu2Rn4muwue9AUKHPdgNNFNsJmsdIhyphenhyphenqtL3xmd59idG1xYC3qPi9fcY/s320/Kabbal1.jpg" width="252" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px; text-align: center;">Altı köşeli yıldız Yahudilerin işaretidir.<br />
Müslümanlar arasında daha çok sihir-büyü<br />
yaparken ya da bozarken kullanılmıştır.<br />
Kabalastik bir figür ve işaretler</td></tr>
</tbody></table>
Rabia işaretinin de mason ritüellerinde kullanıldığı şüphesinin olması bile; Yahudilere kıl miktarı benzemekten kaçınan bir Rasülün ümmeti olarak, onu kendimize men etmek için fazlasıyla yeterli bir sebeptir. Diğer bir sebep ise; bu tür işaretler, semboller ile toplumların tabiri caiz ise; gazının alınmasıdır! Ümmet olarak zulme uğrayanlara karşı görevimiz secdede göz yaşı dökmek; seherlerde niyazda bulunmak, şuurlu nesillerin yetişmesi yolunda azamî gayret sarfetmektir; meydanlarda gülümseyerek bir el işaretiyle poz vermek değil. Vatanı kurtarmayı isminin başına "<b>TC</b>" yazmakla; davaya hizmeti "Rabia işareti" yapmakla özdeşleştirmek , insanları sığ düşünceye sevketmekten ibarettir. Kaldı ki; mısır darbesinde katledilenler, acaba <b>"İslam uğruna"</b> mı yoksa <b>"Mısrî"</b> uğruna mı hayatını yitirdiler?! Bu da başka bir tartışma konusudur. Velev ki dünyevî bir mesele olsun; değil insan , bir hayvanın dahî katledilmesi , eziyet görmesi , asla tahammül edilemeyecek bir meseledir. Ama Mursî Filistin sınır kapısını kapattığı , isrâil’e güven mektubu gönderdiği zaman meydanlara dökülmeyenlerin, ihtilal sonrası canlarını ortaya koyması gariptir. Halk gizli güçlerce galeyana getirilmiştir. Darbeden bir gün önce aynı meydanda Mursî karşıtları gösteri yapıyordu. Ne Mursî ne de askerî yönetim , şeriat derdinde değildir. Siyonizm, Müslüman gençlerin katledilmesi için bir bahane bulmuş, bir milletin geleceği olan gençler harcanıyor, durum bundan ibâret! Kaldı ki; <b>Müslüman Kardeşler Örgütü </b>ile ilgili de şâibeler mevcuddur. <b>CIA</b>, dolayısıyla <b>ABD</b>, bu örgütle yaklaşık 60 yıldır ilişki içerisindedir. Hatta <b>Nâsır</b>'ı devirme potansiyeline sahip olduğu için maddî destek vermiştir . Tıpkı Türkiye'nin bir <b>"İslam devleti"</b> ve yönetimdeki kadronun da <b>"mücahidler ordusu"</b> olmadığı gibi; Mısır'da da vitrinin arkasında neler döndüğü meçhuldür. Aynı şekilde gariptir olanı; Arakan'da sırf Müslüman olduğu için türlü insanlık dışı katliamlara maruz kalanları, Irak'ta zulme uğrayanları görmezden gelen çevrelerin ve medyanın, Mısırda ihtilale karşı ayaklananları bu kadar önemsemeleri , gençleri direnmeleri konusunda kışkırtmalarıdır. Acaba kendi çocukları, canları söz konusu olsa, aynı tepkiyi vermeleri mümkün olur mu? Unutulmamalıdır ki; <b>“Bazen bir dava için ölmek değil ; YAŞAMAK gerek !..." "</b><br />
<b><br /></b>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEid5ynpZA0i7A0V3tNLiyS1rLy5JPvIHfpz623J94OWdfxBm4GrAd7EsaTsbA4JP1DBbeY6lSlfSa-T9LomC4RAwNoJQAy70TuFEC2RMI4Im1JrKYNJ7MjRRFsbpLVsCROHItWUkXUUJn0/s1600/rabia-isareti-mason-kabala.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEid5ynpZA0i7A0V3tNLiyS1rLy5JPvIHfpz623J94OWdfxBm4GrAd7EsaTsbA4JP1DBbeY6lSlfSa-T9LomC4RAwNoJQAy70TuFEC2RMI4Im1JrKYNJ7MjRRFsbpLVsCROHItWUkXUUJn0/s640/rabia-isareti-mason-kabala.jpg" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px;">Rabia işareti diye bir anda meşhur edilen işaret de Masonik ve Kabala kökenli bir işarettir ve biz Müslümanların<br />
kültürüne ait değildir.</td></tr>
</tbody></table>
<b><br /></b>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>| Gül Cihan<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>www.AkademiDergisi.com<o:p></o:p></b><br />
<div>
<b><br /></b></div>
</div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-32791429367424405702013-09-05T01:10:00.000+03:002013-09-05T01:10:38.987+03:00Sabetayisler aslında Türkleri Laik değil Hristiyan yapacaklardı.<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-vf8-HwKTHIk/UievQ4G_D9I/AAAAAAAAFcI/B6qIVDxMNag/s1600/t%C3%BCrkler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="türkler" border="0" height="640" src="http://3.bp.blogspot.com/-vf8-HwKTHIk/UievQ4G_D9I/AAAAAAAAFcI/B6qIVDxMNag/s640/t%C3%BCrkler.jpg" title="türkler" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">türkler</td></tr>
</tbody></table>
<br /><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><b style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: large;">Kâzım Karabekir – Nasıl Hıristiyan olacaktık?!</span></b><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><br />Kazım Karabekir, 1923 senesinde mecliste yaşanan olayı şöyle anlatıyor:<br /><br /><i>[Köşeli Parantez içindekiler Akademi Dergisi tarafından eklenmiştir. ]</i><br />Tevfik Rüştü [Aras] bey konuşuyordu:<br /><br /><i>[Tevfik Rüştü Aras, Sabetayist Mustafa Kemal Atatürk'ün Dışişleri Bakanıydı ve Sabetayistti. Sabetayist Adnan Menderes, Aras'lara damat olmuştu.]</i><br /><b>“Ben kanaatimi millet kürsüsünden de haykırırım.. Kimseden korkmam.. Teşkilâtı Esasiyemizde dinimiz apaçık yazılmalıdır..”</b> diyordu.<br /><br />Ben söz aldım ve sordum:<br /><br /><b>“Teşkilâtı Esasiyede dinimizin İslâm olduğu yazılıdır. Tevfik Rüştü bey? Hangi kanaati haykıracaksın? Teşkilâtı Esasiye’ye hangi dini yazdıracaksın?…<br />Hıristiyanlığı mı?</b><br /><br />Mahmut Esat [Bozkurt] Bey söz aldı ve sertçe cevap verdi:<br /><br /><b>“Evet Hıristiyanlığı… Çünkü islâmlık terakkiye (ilerlemeye) manidir. Bu dinle yürünmez mahvoluruz. Ve bize kimse de ehemmiyeti vermez..”</b> dedi.<br /><br />Ben söz alarak dedim ki:<br /><br />“<b>İslâmlığın terakkiye mani olduğu Avrupalıların uydurmasıdır. Bu meseleyi istediğiniz kadar münakaşa edebiliriz. Fakat münakaşaya tahammülü olmayan bir mesele varsa, din değiştirme gayretidir. Netice İslâm kalırsak mahvolmayız, fakat din değiştirme oyunuyla bizi, kolay mahvedebilirler…”</b><br /><br />Fethi<i> [Okyar ki o da bir Sabetayistti.]</i> Bey söz alarak… Bana gayet sert, katı cevap verdi:<br /><br /><b>“Evet Karabekir… Türkler İslâmlığı kabul ettiklerinden böyle kaldılar. Ve İslâm kaldıkça da bu halde kalmaya mahkumdurlar… Bunun için islâm kalmayacağız..”</b> dedi.<br /><br />Ben de aynı sertlikle şu cevabı verdim:</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b>“Fethi bey bu yabancı fikri şiddetle reddederim… Ben İddia ediyorum ki Türk milleti ne Hıristiyan olur, ne de dinsiz kalır. Hakikat budur… Bir milletin asırlardan beri, en mukaddes duygularını bir hamlede atabileceğine inanışınız objektif bir görüş değil, hayalinizdir. Böyle bir harekete cüret, memlekette kanlı bir istibdat ile başlar ve İstiklal Harbinin birliğini de birbirine katar. Nasıl bitebileceğini de söyleyebilirim. Düşmanlarından kanı pahasına İstiklalini kurtaran Türk milleti, hürriyetini kendi evlatlarına boğdurmayacak.. Buna cüret edeceklerin de hakkından gelecektir Fethi Bey…”</b><br /><br />Mustafa Kemâl Paşa’ya hitaben sözlerime şöyle devam ettim:<br /><br /><b>“-Paşam, maddî cephemiz zaten zayıftır, güvenebileceğimiz manevî cephemizi de düşmanlarımızın yaldızlı propagandasına kurban edersek, dayanabileceğimiz ne kalır? Bizi silah kuvvetiyle parçalayamayan düşmanlarımız, görüyorum ki, bizi fikir kuvvetiyle mahvedecekler. Buna müsaade edecek misiniz? Siz ki millete karşı, bizi bu hale getiren belânın istibdat olduğunu, zaferden sonra milletin tamamiyle iradesine sahip olarak yürüyeceğini millet kürsüsünden dahi defalarca haykırdınız. Millet Meclisini tekbirler, selatlar arasında açtınız. İslâmlığın en yüksek bir din olduğunu hutbelerle ilân ettiniz. Hepimiz aynı iman ve kanaatla aynı yolda yürüdük. Şimdi ne yüzle ve ne hakla bir kanlı maceraya atılacağız…” </b>dedim.<br /><br />Mustafa Kemâl Paşa sözümü burada keserek dedi ki:<br /><br /><b>“Müzakereler çok hararetlendi., burada kesiyorum”…</b>[1]<br /><br /><i>[Sabetayislik hakkında ve bu şahısların Sabetayistliği hakkında geniş bilgi için: <a href="http://www.akademidergisi.com/">www.AkademiDergisi.com</a> ]</i><br /><br />Karabekir’in yazdıklarının doğruluğunu, M. Kemal Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşlarından ve bizzat Karabekir ile tartışan Mahmud Esad Bozkurt’un kitabından teyid ettirelim.<br /><br />Mahmud Esad Bozkurt bu hadiseyle ilgili:<br /><br /><b>“Hiç unutmam, İkinci Teşkilâtı Esasiye (anayasa) projesi vekillerden ve milletvekillerinden kurulu özel bir kurum tarafından Atatürk’ün başkanlığında Ankara istasyonundaki Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü binasında konuşulurken, dinle ilgili maddelerin projeden çıkarılmasını ben teklif etmiştim.”</b> dedikten sonra Kâzım Karabekir’in karşı çıkışını şöyle ifade ediyor:<br /><br />“<b>General Karabekir, fikirlerime asabiyetle hücum etti.”</b>[2]<br /><br />**********<br /><br />KAYNAKLAR:<br /><br />[1] Kâzım Karabekir, Yeni İstanbul gazetesi, 1970.<br /><br />Ayrıca bakınız;<br /><br />- Sebil Dergisi, 20 Ocak 1976, Sayı:1<br /><br />- Kâzım Karabekir, Paşaların Kavgası, Istanbul 1995, sayfa 142 ve devamı.<br /><br />- Kâzım Karabekir Anlatıyor, Yayına Hazırlayan: Uğur Mumcu, Tekin Yayınevi, Ankara 1993, sayfa 86, 87.<br /><br />- “Kâzım Karabekir Anlatıyor” başlıklı yazı dizisi 10-29 Haziran 1990 günleri arasında Cumhuriyet Gazetesi’nde de yayınlanmıştır.<br /><br />[2] Mahmud Esad Bozkurt, Atatürk ihtilali, İstanbul 1940, sayfa 137.<br /><br />Daha ayrıntılı bilgiler için:</span><a href="http://www.akademidergisi.com/" target="_blank">www.AkademiDergisi.com</a><br />
<div>
<a href="http://www.sabetayistlik.blogspot.com/" target="_blank">www.Sabetayistlik.blogspot.com</a></div>
<div>
<a href="http://www.gercekadnanmenderes.blogspot.com/" target="_blank">www.gercekadnanmenderes.blogspot.com</a></div>
<div>
<a href="http://www.sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com/" target="_blank">www.sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com</a></div>
<div>
<a href="http://www.sabetaysevi.blogspot.com/" target="_blank">www.sabetaysevi.blogspot.com</a></div>
<div>
<a href="http://www.kriptoyahudiler.blogspot.com/" target="_blank">www.kriptoyahudiler.blogspot.com</a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Not: Kapak fotoğrafı orijinaldir ve fotomontaj yapılmamıştır.</div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-15788593925183305522013-08-30T01:59:00.000+03:002013-08-30T01:59:11.935+03:00Hahamların torunları; Barzaniler<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-c6KWrWjaOjU/Uh_R1m9ReNI/AAAAAAAAFJE/j_BoBR8OBng/s1600/Barzaniler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Barzaniler" border="0" height="640" src="http://4.bp.blogspot.com/-c6KWrWjaOjU/Uh_R1m9ReNI/AAAAAAAAFJE/j_BoBR8OBng/s640/Barzaniler.jpg" title="Barzaniler" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Barzaniler</td></tr>
</tbody></table>
<br /><br /><div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Mühtedîlikten Osmanlı'ya, İngilizler'e ve Türkiye Cumhuriyeti'ne isyana...</b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-size: large;"><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Hahamların torunları: </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Barzanîler</span></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kaliforniya Üniversitesi İbranî Dili Profesörü Tona Sabar'ın ilginç iddiasına göre, özellikle ünlü Barzanî ailesinden gelen hahamlar Kürdistan'ın bir çok yerinde dinî çalışmalar ve eğitim için merkezler kurmuşlardı</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Yirminci yüzyılın başlarından itibaren Kuzey Irak Kürtlerinin tarihinde mühim rol oynayan Barzanî aşireti ve bölgedeki ilk faaliyetleri hakkında bizde ciddî bir araştırma yapılmamıştır. Son zamanlarda Mesut Barzanî'nin bazı açıklamaları ile bir kez daha gündemimize gelen bu ailenin tarihî serüveninin özeti, dikkate değer.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kuzey Irak'ın Hakkâri'ye yakın uç noktalarından birinde, dağlık bir arazide kurulan Barzan Köyü, çevre köylere hâkim bir noktada bulunmakta, Musul vilâyetine bağlı "Zibar" nahiyesinin de mer</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">kezini teşkil etmekteydi. Osmanlı Arşivi belgelerine göre 1909'da yine Barzan merkez olmak üzere üçüncü sınıf bir kazaya dönüştürülmüştü.(1)<br /><br />Bu kaza ve çevresinde Barzan, Zibar, Beçil ve Fakih Abdurrahman aşiretleri ayrı ayrı yerleşim birimlerinde yaşamakta ve çoğu kez de birbirleriyle <b>"aşiret kavgası"</b> yapmaktaydılar. Bu nedenle Osmanlı yönetimi bölgede güçlü askerî karakollar kurmuş ve önemli miktarda güç bulundurmak zorunda kalmıştı.(2) </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Aslında bu aşiretler çok büyük aşiretler değildi. Meşhur Kürt tarihçilerinden Mehmed Emin Zeki, <b>"1931'de Barzan aşiretinin 2750 hane olduğunu, yerleşik hayata geçip bağcılık, tütüncülük ve hayvancılıkla uğraştıklarını"</b> yazar. (3)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Nakşibendiliğin yayılışı</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Barzan Köyü'nün ne zaman kurulduğunu kesin olarak bilmesek de bu köyün kurulmasında ve gelişmesinde Barzanî Ailesi'nin rolünü biliyoruz. Bu aileden bilinen ve Barzan Kalesi'ni yapan ilk lider, Mesud'dur. Büyük Zap ırmağının sol kıyısında kurulan bu köye, başka bir yerden damat olarak gelen Mesud, oğlu Said'i bölgedeki meşhur medreselerde okuttu. Said'den sonra oğlu Mesud da benzer bir eğitimden geçti. Özellikle onun oğlu Taceddin, tasavvufa ilgi duyarak Barzan Köyü'nde bir tekke kurdu.(4)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu yıllarda bölgede <b>Kadirîlik </b>ve <b>Nakşîlik </b>önem kazanmıştı. Bölgede Nakşibendîliğin ilk yayıcısı <b>Mevlânâ Halid-i Bağdadî'</b>dir (1777-1837). 1809 yılında Hindistan'a giderek <b>Abdullah-ı Devlevî'</b>den (ks.) hilâfet alan Halid, kısa sürede bölgenin en etkin şeyhi olmuştu. Özellikle Hakkâri'li Abdullah Nehrî ve Palulu Ali Septî (Şeyh Said'in dedesi) aracılığıyla Kuzey Irak ve Doğu Anadolu'da yayılan <b>Halidîye</b>, Barzanîleri de tesir sahasına almakta gecikmemişti. Nehrîlerden Seyyid Taha, Barzanlı Şeyh Taceddin'e hilâfet vererek Barzan'daki tekkenin aktivitesini hızlandırmıştı.(5)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh Taceddin'den sonra yerine geçen oğlu I. Abdüsselâm, Seyyid Taha tarafından fıkıh dersleri almış olmanın da avantajıyla ilişkilerini sıklaştırmış, hatta zaman zaman Halid-i Bağdadîyi (ks.) bile ziyaret etmişti. Kürt kaynaklarına göre I. Abdüsselâm bu ziyaretlerinin birinde Mevlânâ Halid'den bölgenin Nakşî halifesi olma iznini de almıştı. 1872'de şeyhliği oğlu Muhammed'e bırakarak vefat etti.(6)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Siyasî Kürtçülerden M. Sıraç Bilgin, "<b>I. Abdüsselâm, Osmanlıların mecbûrî iskânına ve zorla askere almalarına karşı ayaklanmış, görüşmelere gittiği Musul'da asılmıştı"</b>(7) dese de ne Osmanlı kaynakları ne de konuyla ilgili Kürt kaynakları bu bilgileri doğrulamamaktadır.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">I. Abdüsselâm'ın öldürülmesi olayı ile ilgili Hollandalı Kürdoloji uzmanı <b>Martin Van Bruinessen</b> oldukça farklı ve ilginç şeyler anlatmaktadır. Onun verdiği bilgiye göre, Seyyid Taha'nın kardeşi Şeyh Saleh'den hilâfet alan I. Abdüsselâm, şeyhinin ölümü üzerine kendisini şeyh ilân etti. Buna kızan Seyyid Taha'nın oğlu ve yeni şeyhi Ubeydullah, <b>'Abdüsselâm ve müridlerinin delirdiklerini, şeytanın kurbanları olduğunu</b>" ileri sürerek, ona savaş açtı. Şeyhlerinin yenilmesine rağmen Abdüsselâm'ın müridleri onu mehdi ilan ettiler. Abdüsselâm da korkusundan saklandı. Daha sonra da öldü. Yerine oğlu Muhammed geçti. Muhammed, Şeyh Ubeydullah'a bağlılığını bildirdi. Fakat Ubeydullah'ın Hicaz'a sürülmesinden sonra bu kez de Muhammed Barzanî mehdiliğini ilan etti. Bu, bölge halkı tarafından benimsenmedi. Bölgede Bar zanîler <b>"divâne"</b> olarak adlandırılmaya başlandılar.(8)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Muhammedi Barzanî</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kürt kaynaklarına göre I. Abdüsselâm'ın yerine geçen Muhammed, zâhid, aşiret ve kabile kavgalarından kaçanların sığınağı, aktif bir insandı. Osmanlıya yapılan şikâyetler sonucu Bitlis'e sürülmüş, ve bir kaç yıl sonra da sürgünden dönmüştü. Ondan sonra da kimseyi kabul etmemiş ve 1903'de yerini oğlu II. Abdüsselâm'a bırakarak vefat etmişti.(9)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh Muhammed'in oğlu Molla Mustafa Barzanî anılarında, <b>"1903-1904'de bir gün köylerini basarı Hamidiye Alayı mensuplarınca tutuklanarak, ailece Diyarbakır hapishanesine konduklarını, bir buçuk yıl kaldıktan sonra döndüklerini"</b> anlatmaktadır.(10)<br /><br />Diyarbakır ya da Bitlis'te sürgün kalan ailenin bu felâketinde Osmanlı Arşivlerindeki belgelere göre Osmanlı'nın tavrı değil aşiret ve tarikat kavgaları rol oynamıştı. 1888 başlarında Barzanî aşiretinin katıldığı bir kavgayı Osmanlı ordusu bastırmıştı.(11)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Barzanî aşireti 1898'de Becil ve Fakih Abdurrahman aşiretleriyle siyasî, Eylül 1903'de Şemdinanlı Şeyh Muhammed Sıddık Nehrî'yle dinî nüfuz mücadelesi olarak değerlendirebilecek çatışmalar yaşamıştı.(12)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Aslında Şeyh Muhammed ilginç bir insandı. Kekeme olması nedeniyle tam bir medrese eğitimi alamamış ve babasının daha onun medrese talebeliği döneminde vefatıyla henüz talebe iken; postuna oturmuştu. <b>Rus Kürdolog Bazil Nikin</b>'e göre, kaba yöntemlerle kendi nüfuzunu sürdüren Şeyh Muhammed, Şeyh Ubeydullah Nehrinin Osmanlı yönetimince 1880 Kürt isyanı nedeniyle Hicaz'a sürülmesinden sonra bölgedeki nüfuzunu daha da arttırmış, civardaki aşiret liderlerine birer birer boyun eğdirmişti. Bundan sonra o da babası I. Abdüsselâm gibi mehdiliğini ilân etti. Mehdiliğini ilân etmekle kalmadı, Musul'a ve dolayısıyla Osmanlı'ya <b>"cihad-ı mukaddes"</b>(!) ilân etti. Mehdiliğini ve cihad çağrısını kabul etmeyenleri acı bir son, feci ölümler bekliyordu. Zibar aşireti liderlerinden Molla Perisey'in başına gelenler <b>korkunç ve tüyler ürpertici </b>idi. Molla parça parça edilerek öldürülmüş, bu parçalar oyulmuş yaşlı bir ceviz ağacının gövdesine konarak yakılmıştı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Barzanîlere bağlı Becil Şeyhi Nehrili Şeyh Muhammed Sıddık'a yazdığı bir mektupta, <b>"Burada adlarını bile ağza almak istemediğim bu rezil aşiretin ve bu kötü ruhlu ailenin bana ettikleri namussuzca işler, onur kırıcı işler de var ayrıca. Burada senin tarafsız kararını istiyorum. Bilirsin ki, onlar Kur'an-ı Kerim'e bile acımamış ve onun sayfalarını çöpe atmışlardır. Benim mescidimi kirletmişlerdir"</b> diyordu.(13)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Yahudi Barzanîler</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"></span></div>
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kuzey Irak'ta asırlardır "<b>Tat</b>" diyelekti ile konuşan, ticaret ve küçük zenaatlarla uğraşan, bir çok kasaba ve köyde sayıları az da olsa bulunan Yahudilere rastlanmakta idi. Bunlar giyim konusunda da Kürtlere benziyorlardı. Kürtler arasında <b>"Yahudî olmadım, olmayacağım"</b> deyimi yaygın olarak kullanılsa da Yahudiler, Kürtler tarafından hor görülmezlerdi.(14)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Kürtçe konuşan Yahudiler</b>le ilgili ilk ciddî çalışmaları, kendisi de Kürtçe konuşan bir Yahudi olan Kaliforniya Üniversitesi İbranî Dili Profesörü Yona Sabar yapmıştı. Sabar, Tudelalı Benjamin ve Haham David'in seyahatnamelerine dayanarak Kürtçe konuşan Yahudilerin tarihî ve etimolojik geçmişleri hakkında bilgi vermişti. Sabar'a göre, Kuzey Irak'ta onikinci yüzyıl ve sonrasında zaman zaman İbn Dugi, David Alroy ve Menahem gibi Yahudi önderlerin öncülük ettiği ve onların mesih (kurtarıcı) ilân edildiği Yahudi isyanları görülmüştü.(15)<br /><br />Sabar'ın ilginç iddiasına göre bölge Yahudileri daha yoksullar arasında yer alırken, özellikle ünlü Barzanî ailesinden gelen hahamlar Kürdistan'ın bir çok yerinde dinî çalışmalar ve eğitim için merkezler kurmuşlardı. Bu dinî merkezler, Mısır ve Filistin gibi uzak yerlerden bile öğrenci kabul ediyorlardı.(16)<br /><br />Sabar bu ailenin daha sonra ne zaman Müslüman olduğu konusu üzerinde durmamaktadır. Ancak daha ileride de aktaracağımız gibi özellikle Şeyh Ahmed Barzanî'nin söz ve tavırları Barzanî Ailesi ile ilgili sis perdesini yoğunlaştırmakta, özellikle <b>gizli dinî kitapların</b> varlığı, Müslüman, ehl-i sünnet ve Nakşibendî aile görüntüsüyle çelişmektedir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>İkinci Abdüsselâm</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">1903'de Şeyh Muhammed ölmüş ve geride beş oğlu kalmıştı. Abdüsselâm (II), Şeyh Ahmed, Muhammed Sıddık, Muhammed </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Babu ve Mustafa Barzanî. Bunlardan en büyüğü Abdüsselâm adıyla başa geçti. II. Abdüsselâm başa geçer geçmez bölgesinde sosyal ve iktisadî yönden hızlı bir atak başlatmıştı. II. Abdüsselâm bir şeyhden çok bağımsız bir siyasî lider gibi davranmaya başlamıştı. Toprak reformu yapmış, fakir gençleri zorlayan, mehirdeki taşkınlık kaldırılmış, toplumsal ilişkiler yeniden düzenlenmeye çalışılmış, güvenlik önlemleri arttırılmış, köylerde camiler daha aktif hale getirilmiş, sorunlar Osmanlı yönetimine aktarılmadan şeyhin atadığı imamlar tarafından çözülmüştü.(17)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>İlk Kürt bağımsızlığı talebi</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyhin 1907'de bölgedeki Kürt aşiret temsilcilerini toplayarak <b>Bâb-ı Âlî</b>'ye müracaat ettiği söylense de(18), Osmanlı Arşivi belgelerine göre şeyhin isyanı 1909'da olmuştur. Muhtemelen 23 Temmuz 1908'de <b>İkinci Meşrutiyet</b>'in ilânından yararlanmak isteyenler gibi II. Abdüsselâm da "<b>ayrılık</b>" sevdasına tutulmuştu. Hemen Kürt aşiret ve örgütlerle irtibat kurarak onlarla bir toplantı yaptı. Kürt istiklâline meşrû zemin hazırlamak için(19) Şeyh Nûr Muhammed Berifkanî'nin evinde yapılan </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">bu toplantıda II. Abdüsselâm'ın şu talepleri tartışıldı:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">1. Osmanlı, bölgede Kürtçe'yi resmî dil olarak kabul etmeli</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">2. Öğrenim dili Kürtçe olmalı</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">3. Bölgedeki yerel yöneticiler Kürt olmalı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">4. Alınan vergilerin bir bölümü okul ve yol yapımı için bölgeye kullanılmalı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">M. Sıraç Bilgin, meseleye dinî bir muhteva da kazandırmak için <b>"Devletin resmî dini İslâm olduğundan, İslâm hukukunun da uygulanması"</b> talebini ekliyorsa da bu doğru değildir. Bu, onun değil, Şeyh Said'in 1926'daki isyan gerekçesidir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">İşin ilginç yanı, toplantıya katılanlar, şeyhin bu taleplerini ve ayrılıkçı tavrını onaylamadılar. Şeyhin aşiret-medrese ve Kürt aydınların ortak hareket edeceği teminatı da onları iknaya yetmedi. II. Abdüsselâm hazırladığı talepleri kendisi gibi ayrılıkçı olan Emin Ali Bedirhan, Seyyid Abdül- kadir Nehrî ve Süleymaniyeli Şerif Paşaya da teyid ettirdikten sonra kendi adına Bâb-ı Âlî'ye gönderdi. Bâb-ı Alî hemen bölgeye Dağıstanlı Mehmed Fazıl Paşa komutasında bir ordu gönderdi. Bu ordu da iki ay içinde II. Abdüsselâm'ın bu ilk isyan hareketini bastırdı.(20)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh II. Abdüsselâm'ın isyanları bundan sonra da birbiri ardına sürdü. Şeyh, Akra ve Hemund Aşireti ile birlikte Eylül 1909'da bir kez daha isyan etti. İsyana Kürdî ve Herki aşiretleri de katıldı. Osmanlı yönetimi 21 Eylül 1909'da <b>"Barzanî Şeyh Abdüsselâm ve avanesinin yerel halk üzerindeki zulmünü ortadan kaldırmak."</b> gerekçesiyle Barzan üzerine yeni bir operasyon başlattı. İsyanın Van bölgesine de yayılabileceği düşüncesiyle bölgeye gönderilen kuvvetlere Yemen için hazırlanan kuvvetler ve Revanduzlu Abdullah Paşa'nın da iştiraki kararlaştırıldı. Musul Valiliği operasyonu sürekli Bâb-ı Âlî'ye bildiriyordu. 7 Ekim 1909'da Barzanîlerin bir daha toparlanmayacak şekilde tenkil edildiği, kaçmayı başaran Abdüsselâm ve bazı müritlerinin takip edilmekte olduğu bildiriliyordu.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Ancak bu iş beklenildiği gibi çok da çabuk bitmemişti. 14 Ekim'de şeyh ve yanındakilerin Hakkâri'deki Nestûrî Tayyarî Aşireti'ne sığındıkları öğrenilmiş, 20 Ekim'de Barzanîlerin köylerini ve evlerini nakledemedikleri, zahireleri yakarak dağlara firar ettikleri öğreniliyordu. Barzanî şeyhi ve yakınları, çok iyi bildikleri dağlarda sürekli dolaşıyor, ama bir türlü yakalanamıyorlardı. 23 Ekim'de Püreys Boğazı'nda Barzan âsîleri tarafından kuşatılan Osmanlı askerleri kurtarılmıştı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><u><b>Barzanîlere İngiliz desteği</b></u></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Osmanlı Devleti Barzan isyanını bastırmak, isyanın yayılmasını önlemek için her türlü önlemi alıyordu. Merkezi Barzan olmak üzere Zibar nahiyesi kazaya dönüştürülmüş, Şirvan nahiyesi Re- vanduz'dan ayrılarak Zibar kazasına bağlanmış, Revanduz'daki tabur Şirvan'a kaydırılmış, Barzan şeyhinin yakalanması için civar vilâyetlerle işbirliği yapılması kararlaştırılmıştı. İsyanın bastırılması ve Şeyh Abdüsselâm'ın takibinde gevşeklik gösterenler yanında Çal mütegallibesi Sadi Ağa gibi şeyhe kucak açanlar da cezalandırılmıştı. Van ve Musul vilâyetleri dışında İmadiye taraflarında da şeyh araştırılıyor, gerekli cephane ve Dördüncü Ordu'dan gerekli takviye yapılıyor, operasyonu yürütmekle görevli Muhyiddin Paşa başarısız bulunarak görevden alınıyordu. Bu arada teminat verildiği takdirde şeyh ve avanesinin de teslim olacağı haberi geliyordu. Bu arada <b>"Lloyd Ottoman"</b> vb. gazetelerde, Barzanîleri takip eden müfrezenin telef edildiği ve Akra kaymakamının da kaçtığı haberi yayınlanmıştı. Gerçekten de isyan gün geçtikçe yayılmış, Şemdinan, Gevar, Hemund, Şamir ve Dilim aşiretleri de isyana katılmış, <b>isyana katılmayı reddeden Mizuri aşireti Reisi İsmail Ağa</b>, üç çocuğu, eşi ve hizmetçileriyle birlikte katledilmişti. Başarısızlık, Bâb-ı Âlî'yi kızdırıyordu. Musul Valisi Fazıl Paşa, Süleymaniye Mutasarrıfı, Zaho ve Dahok kaymakamlarıyla birlikte azledilmişti. Musul ve Süleymaniye'de kurulan <b>Divan-ı Harpler</b>, yakalanan isyancıları acilen yargılıyordu. Bu arada azledilenlere kötü yönetimi ve yolsuzlukları ile tanınan Akra Kaymakamı Ali Niyazi de katılmıştı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaQp_C3ThTlfSKeDH9g6NKg3kELKhA1vLZ4KRB3YXugcaMG_tBe4dVOT03k1Uqs9EiPi6xe4izcLcLr4fI_UlPIv7gUoPItiQjnwlfwGfrtvihE15RyFofGTXDDxcZLAiPULulioEJe58/s1600/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Çarlık Rusyası temsilcisi,1913'de Abdüsselâm Barzanî ile." border="0" height="475" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaQp_C3ThTlfSKeDH9g6NKg3kELKhA1vLZ4KRB3YXugcaMG_tBe4dVOT03k1Uqs9EiPi6xe4izcLcLr4fI_UlPIv7gUoPItiQjnwlfwGfrtvihE15RyFofGTXDDxcZLAiPULulioEJe58/s640/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+6.jpg" title="Çarlık Rusyası temsilcisi,1913'de Abdüsselâm Barzanî ile." width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px;"><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">Çarlık Rusyası temsilcisi,</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">1913'de Abdüsselâm Barzanî ile.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu arada <b>isyanın ardındaki asıl güç</b> de ortaya çıkmıştı. Şeyh Abdüsselâmla buluştuğu tespit edilen İngiltere'nin Musul Konsolosu'nun görev yerinin değiştirilmesi, 3 Şubat 1910'da İngiltere Hükümeti'nden istenmişti. Nisan 1910'da Barzanî Aşireti mensupları, hükümete itaat ve isyandan vazgeçme sözü vererek teslim oldular. Her iki, Hemund ve Şirvan aşiretleri de isyandan vazgeçtiler. Barzan Şeyhi Abdüsselâm ve Şirvan Ağası Ahmed de isyandan vazgeçtiğini açıklamıştı. Ancak henüz yakalanmamışlardı. Onlarca kişinin katili Molla Abdurrah- man yakalanarak idam edilmişti. Osmanlı Devleti, şeyhin takibini yavaşlatmış; Barzanîlerin bir çoğunu affettiği gibi 21 Mayıs 1910'da Barzan halkına, mağdur ve fakir olanlara Hazine'den 1.000 lira dağıtılması kararlaştırılmıştı. 20 Mart 1913'de af dileyen sekiz arkadaşının takibinden geçici olarak vazgeçilmişti.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Osmanlı Devleti bu fırsattan istifade, merkezi Barzan olan Zibar kazasının örgütlenmesini tamamlamış, Zibar ile Barzan yerleşim birimleri arasına, Zap Suyu üzerine bir köprü yapılmış, askerî güçler takviye edilmiş, telgraf ulaşımı sağlanmış, kaza bütçesine ilâve yapılmış, kazanın bütün yerel yöneticileri değiştirilmiş ve yenilenmiş, kaza mahkeme ve üyeleri vilâyet dışından tayin edilirken kazanın bağlı olduğu Musul vilâyetinden de Zibar'a (Barzan'a) bir komiser muavini ve yedi polis memuru gönderilmişti. Erkeklere mahsus hapishanenin bir odası kadınlara tahsis edilmişti. Bu arada Barzanîlere karşı Osmanlı ile işbirliği yapan Adramaz Nahiyesi aşiret reisi Sino Ağa vb. desteklenmişti.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Fevzi (Çakmak) ve Barzanî</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih0lABNY9AX272FzSf_jrYO1lkT8eJDz5xLG36fuk0s8I_lJO0IA89a-Zi8zlQHY5a9oTe5IW21wFVECXKJ2DrtFdYz0BmptSql_pIkoMK-kZPub8c3jbcTelbxS47Kf-auzRaArcRrEk/s1600/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Ahmed Barzanî, Molla Mustafa Barzanî ile, 1958'de." border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih0lABNY9AX272FzSf_jrYO1lkT8eJDz5xLG36fuk0s8I_lJO0IA89a-Zi8zlQHY5a9oTe5IW21wFVECXKJ2DrtFdYz0BmptSql_pIkoMK-kZPub8c3jbcTelbxS47Kf-auzRaArcRrEk/s640/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+4.jpg" title="Ahmed Barzanî, Molla Mustafa Barzanî ile, 1958'de." width="424" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px; text-align: center;"><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">Ahmed Barzanî, Molla Mustafa Barzanî ile, 1958'de.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Ancak Barzanîlerin sükûtu uzun sürmemiş, Şeyh II. Abdüsselâm, Aralık 1913'de yeniden isyan hareketini başlatmıştı. Hereki Aşireti'nin Mam fırkasına saldıran şeyh, adamlarıyla beraber İran'a kaçmıştı. Osmanlı Devleti'nin İtilâf Devletleriyle savaşa başladığı bir dönemde, 30 Ağustos 1914'de, Şeyh II. Abdüsselâm'ın </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Hoy'daki Rus generali ile buluşup Osmanlı Devleti'nin nasıl parçalanacağını, Musul ve Van'da <b>Kürtlerin Ermenilerle birlikte nasıl ayaklandırılacağının</b> planlarını yaptıkları, Bâb-ı Alî tarafından öğrenilmişti.(21)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Daha önce çeşitli ayrılıkçı Kürt grupları ile işbirliği yapan, özellikle Kürt Teâlî, Kürt Teavün ve Terakki, Kürt Hevi ve Kürt İstiklâl Cemiyeti vb. örgütlerle anlaşan Süleymaniyeli Şeyh Mahmud, Hakkârili Şeyh Ubeydullah Nehrî, İran Kültlerinden İsmail Simko ile görüşmeler yapmış, İngiliz ve Rusların yardımı ile büyük bir Kürt ayaklanması planlamaya başlamıştı. 1913 sonlarında İran'a giden Şeyh Abdüsselâm, Urmiye yakınlarında Şeyh Muhammed Sıddık en-Nehrî'nin </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">oğlu Seyyid Taha'yı "Rajan" Köyü'ndeki evinde ziyaret etti. Ardından İran Kürtlerinin liderlerinden İsmail Ağa Simko'yu ziyaret etti. Onunla birlikte Hoy ve Tiflis'e giderek <b>Rus generallerle anlaştılar</b>. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu arada Osmanlı yönetimi de şeyhin başına ödül koydu. Dönüşte Simko'dan ayrılan Şeyh, Genegecin (?) köyünde Safi Abdullah'a (İbrahim'e?) misafir oldu. Abdullah, Osmanlı Devleti'nin vaadi olan ödülü alabilmek için gece uyurken şeyhi yakalayarak Osmanlı yönetimine teslim etti. O zaman genç bir subay olan <b>Fevzi (Çakmak)</b> tarafından Musul'a götürülen ve yargılanan şeyh, mahkeme kararıyla 14 Aralık 1914'de yakın yönetim kadrosuyla birlikte idam edildi. Siyasî Kürtçülere göre bu ölümden o dönem Musul Valisi olan Diyarbakırlı bir Kürt, şair <b>Süleyman Nazif</b> sorumlu idi. Siyasî Kürtçülere göre o, <b>"Türklüğü ile gurur duyduğunu" </b>açıklamıştı.(22)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Halbuki Süleyman Nazif, İttihatçıların aşiretlere yönelik politikasını tasvip etmediği için istifa etmiş, zorla bu göreve geri döndürülmüştü. O, Kürtlüğü'nü inkâr etmemekle birlikte Kültlerin Türk milleti ile iç içe olduğuna ve ayrılmayacağına inanan bir aydın ve devlet adamıydı.(23)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Şeyh Ahmed Barzanî</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Hollandalı Kürdolog Martin Van Bruinessen, Şeyh Ahmed Barzanî'yi şu cümlelerle değerlendirir: </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>"Kardeşinin yerini almıştı. Dinî lider olarak sürekli Irak'ta İngiliz 'yönetimine ve yerine geçen monarşiye karşı ayaklanmıştı. Zibari ağalarıyla ve Bradost Şefi Şex Rşid Loran'la olan sürekli çatışmalarının yanı sıra, rakipleri onu domuz eti yiyip şarap içerek münafıklaşmakla suçluyorlardı."</i></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Büyük kardeşi II. Abdüsselâm'ın Musul'da idamından sonra 18 yaşında ailenin başına gelen Şeyh Ahmed, Zibari Aşiretinden Faris Ağa'nın kızıyla evlenerek, bölgedeki gücünü sağlamlaştırdı. Barzanîlerin temsilcisi olan bir siyasî Kürtçüye göre, <b>"Barzan şeyhleri artık, ister istemez Kürtçülükte önde bir roldeydiler. Bundan dolayı Kürt liderlerle haberleşiyor ve onlarla bilgi alışverişinde bulunuyorlardı."(</b>25) Kürtçülüğe ilgi duyan Fransız gazeteci Chris Kutscehera, yarı cahil ve kekeme bir molla olan ve ailesi tarafından <b>"mehdi"</b> kabul edilen ve İstanbul'da Osmanlı Sultanlarının tahtına oturması hayal edilen (?) Şeyh Muhammed'in 1903'de ölümü ile yerine geçen oğulları Şeyh II. Abdüsselâm, Şeyh Ahmed ve Molla Mustafa Barzanî'nin <b>"tarih yapacak yetenekte"</b> olduklarını ileri sürer.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh II. Abdüsselâm'ın idamı sonrası Osmanlı ordusu Barzan'ı işgal ettiğinden, Şeyh Muham- med'in üç büyük oğlu Ahmed, Babo ve Muhammed Sıddık Hakkâri'deki Guerdi aşiretine, küçük oğlu Molla Mustafa ise Şirvan'ın Bergiyef köyüne sığınmıştı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>İngilizlere isyan</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u><br /></u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u><br /></u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3rJ7ybbk2cA1ig31n7D509vOXKl1h9yzoSTJTQcLDKnRApDa6YuLDLVC7r6ROYHhrh6MVc7CCRhiP9u5NeqbWexpPjmlygYP8qVVzyQXMXOIktb3FQ214Zim8MBmkPqx5ClbMtelbSb4/s1600/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3rJ7ybbk2cA1ig31n7D509vOXKl1h9yzoSTJTQcLDKnRApDa6YuLDLVC7r6ROYHhrh6MVc7CCRhiP9u5NeqbWexpPjmlygYP8qVVzyQXMXOIktb3FQ214Zim8MBmkPqx5ClbMtelbSb4/s640/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+3.jpg" width="465" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px; text-align: center;"><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; text-align: justify;"><span style="font-size: xx-small;">Mustafa Barzanî, 1946'da, iran'da ilân edilen ilk bağımsız Kürt devleti Mehabad Cumhuriyeti'nin, Sovyet subaylarının elbiselerini andıran general üniforması içinde. Mustafa Barzanî, aynı yıl, sonradan idam edilen Mehabad Cumhuriyeti'nin ilk ve son cumhurbaşkanı Kadı Muhammed ile (küçük resim)</span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bir süre kaçak olarak yaşayan Ahmed, Şeyh II. Abdüsselâm'ın yakın dostu olan Molla Mah- mud'un talebesi ve meşhur bir Nakşibendî Şeyhi olan bu zâtın halifesi olmuştu. Şeyh Ahmed'in adı, iki İngiliz istihbarat subayının öldüğü 1919 Behdinan İsyanı'na kadar pek duyulmamıştı.(26)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bölge, Birinci Dünya Savaşı sonucu İngiliz hâkimiyetine girince tüm Kürt ve Türkmen aşiretleri İngiliz Emperyalizmi'ne isyan eden Şeyh Mahmud Berzenci'nin çevresinde toplanmış, ona var gücüyle destek vermişlerdi. Bunlara biraz geç de olsa Barzan ve Zibar aşiretleri de katılmıştı.(27) Kasım 1919-Mart 1920 tarihlerinde Barzan ve Zibar aşi</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">retlerinin Nesturi ve Ermenilerden oluşan İngiliz kuvvetlerine karşı savaştığı, hatta Türklerden yardım istediği Bâb-ı Alî tarafından da öğrenilmişti.(28)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">M. Sıraç Bilgin'e göre Şeyh Mahmud Berzenci, İngilizlere karşı tüm Kürt aşiretlerinden mektupla yardım istemiş, Şeyh Ahmed bunu olumlu bularak Behdinan aşiretlerine de Berzenci isyanını desteklemek çağrısı yaptıktan sonra Süleymaniye'ye biri Mustafa Barzanî komutasında iki küçük birlik göndermiş, ancak bu birlikler Süleymaniye'ye varmadan İngilizler, Şeyh Mahmud Berzenci'yi yaralı yakalayarak isyanı bastırmışlardı. Berzenci'ye yardım eden tüm Kürt aşiretleri gibi Barzanîlerin de üzerine yürüyerek, Barzan'a Asurîleri yerleştirmek isteyen İngilizler, nedense bu operasyondan <b>"bir süreliğine"</b> vaz geçmişlerdi. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu arada İngilizlerle iyi diyaloğu olan Türkiye'deki siyasî Kürtçüler de boş durmuyor, Seyyid Abdülkadir ve Şeyh Abdurrahman Şırnakî, Şeyh Ahmed Barzanî'ye mektuplar yazarak ona Kürtlerin liderliğini teklif ediyorlardı. O ise, bu liderliğin Şeyh Ubeydullah'ın torunu Şeyh Abdülkadir'e ait olduğunu düşündüğü için kardeşi Mustafa Barzanî'yi Muş'a göndererek Seyyid Abdülkadir ve Şeyh Said ile temas kurduruyor, ama bu ilişki nedense devam etmiyordu.</span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimn8RvNVyluiJCM9WE6cnhLFE-u0nPfAAr_SMXwlxXxz3JThCB_ZDL4Od2FwOvZk_EokgQlxFwTbsO1YvaS7GRMqF4-VFVCT0Gr8b4YRnFp35EUKyiVI004lfhH7z-964eES9yrF1KCTw/s1600/haham%252Byahudi%252Bk%25C3%25BCrt%252Bmustafa%252Bmesut%252Bmolla%252Bbarzani%252Bisrail%252Bpkk%252B5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Mustafa Barzanî, israilli dostu Hino'yu (David Gebay) bölgesinde ağırlarken..." border="0" height="251" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimn8RvNVyluiJCM9WE6cnhLFE-u0nPfAAr_SMXwlxXxz3JThCB_ZDL4Od2FwOvZk_EokgQlxFwTbsO1YvaS7GRMqF4-VFVCT0Gr8b4YRnFp35EUKyiVI004lfhH7z-964eES9yrF1KCTw/s640/haham%252Byahudi%252Bk%25C3%25BCrt%252Bmustafa%252Bmesut%252Bmolla%252Bbarzani%252Bisrail%252Bpkk%252B5.jpg" title="Mustafa Barzanî, israilli dostu Hino'yu (David Gebay) bölgesinde ağırlarken..." width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px;"><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">Mustafa Barzanî, israilli dostu Hino'yu (David Gebay) bölgesinde ağırlarken...</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u><br /></u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u><br /></u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Gizli kitap</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">İngilizler 1922'de Barzan'a saldırmışlar, Ahmed Barzanî ve Zibari Aşireti lideri Faris Ağa, Barzan'ı terk ederek dağlara kaçmak zorunda kalmışlardı. Bu operasyon bir süre için Barzanî Aşireti'ni sindirmiş, inzivaya çekilmelerine neden olmuştu.(29) Kanaatimizce bu inziva, şeyhin dinî itikatlarını yeniden gündeme getirmişti. Daha 1922'de Barzanîlerin ileri gelenlerinden biri, <b>"Biz Barzanîler Tanrı'ya ve insanın temiz olması gerektiğine inanıyoruz. Fakat Kur'an'ı anlamıyoruz. Arapların kitabıdır. Atalarımızın önceleri Hristiyan olduklarına inanıyoruz. Ve biz Barzanîler dua etmiyoruz. Kur'an okumuyoruz, Ramazan'da oruç tutmuyoruz"</b> diyordu. Molla Mustafa Barzanî'nin yakın dostu İngiliz diplomat Edmonds'un kitabında anlatıldığına göre Barzanîlerin elinde; şeyhten şeyhe gösterilen gizli ve gizemli bir kitab bulunmaktaydı. Kutschera, hâlâ Mesud Barzanî'nin elinde bulunan kitaptan söz etmektedir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh Ahmed de kendisinden önceki Barzan şeyhleri gibi aşırı derecede yüceltilmiş ve kutsallaştırılmıştı. Dahası Şeyh Ahmed, Hristiyan olmakla ya da yeni bir din kurmakla suçlanıyor, onun domuz eti yeme yasağını kaldırması da bunun delili olarak kabul ediliyordu. Şeyh Ahmed 1927'de ilk defa Bağdat yönetimiyle karşı karşıya kalmış ve bu tarihte onun sapık dinî iddiaları gündeme getirilerek üzerine sefer düzenlenmişti.(30) </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu iddiaların İngiliz emperyalizminin yalanları olduğu da düşünülebilir. Ancak Muzaffer İlhan </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Erdost, <b>"Şemdinli Röportajı'nda"</b> bölgedeki Kürtlerin de bu sapkınlığı teyid ettiğini açıklamaktadır. Şemdinlili Seyyid İslâm Geylânî, <b>"Dedeleri Molla Muhammed temiz adamdı. Namaz kılardı. Öbürleri eskiden beri böyledir. Namaz kılmazlar, kâfirdir onlar" </b>derken; Barzanî Aşireti mensupları da, <b>"Bize kâfir diyorlar, dinsiz diyorlar, domuz eti yiyor diyorlar" </b>diyerek bölge halkının kendileriyle ilgili kanaatini belirttikten sonra bunları reddediyorlardı.(31)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Barzanîlerin T.C. ile savaşı</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kürt ayrılıkçıların Ermeni ayrılıkçılarla birlikte 1927'de kurduğu "<b>Haybun</b>" örgütü, özellikle <b>"silahlı isyanlar" </b>çıkararak, bağımsızlık propagandası yapmaya çalışıyordu. Haybun ve Ermeni Taşnak örgütü tek bir amaçta birleşmişti: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu Türkiye'den ayırmak ve sonra da bölüşmek.(32) Haço'nun Çaldıran, Cemilpaşaoğullarının Midyat ve Mazıdağı, Resul'ün Erun isyanları ve Şeyh Barzanî'nin Oraman baskını bu isyanlar arasında yer alıyordu.(33)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Haybun'un örgütlediği en önemli isyan ise 1930 Ağrı isyanı idi. İsyancıların ele başılarından Kör Hüseyin Paşa, Türk güvenlik güçleri karşısında zor durumda kalınca, oğlunu Barzan'a göndererek Ahmed Barzanî'den yardım istemiş, o da Molla Mustafa Barzanî yönetiminde 500 kişiyi Oramar bölgesine göndererek, Türk ordusunun gücünü bölebilmek için yeni bir cephe açmıştı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">16 Temmuz-10 Ekim 1930 tarihlerinde ortaya çıkan Oramar İsyanı, Mustafa Barzanî tarafından rakımı 2.000-3-500 metre arasında değişen yolsuz, sarp ve yalçın kayalarla aşılması güç bölgede, Şemdinli yakınındaki Oramar'ın basılması ile başlamıştı. Oramar hudut bölüğü âsîler tarafından kuşatılmışsa da bu kuşatma hava kuvvetlerimiz ve komşu hudut bölüklerinin yardımı ile kırılmış, İran'a doğru kaçan Barzanîler ve onların Oramar'daki işbirlikçilerinden oluşan âsîlere büyük kayıplar verdirilmişti.(34)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Haybun örgütü bu isyanı da bir propaganda malzemesi olarak kullanmış, uydurma rakamlarla <b>"Olayda Türk birliklerinin 4.000 kayıp verdiğini, Türk hükümetinin 500 köyü yıkıp 12.000 kişiyi öldürdüğünü" </b>ileri sürerek bunu Ermeniler aracılığı ile temas kurduğu Amerikan kamuoyuna da duyurmuştu.(35)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>İngiliz uçaklarının bombaları</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Türkiye'nin ardından bir yıl sonra Ahmed Barzanî ile Irak'ı yöneten İngilizler arasında da çatışma başladı. İngiliz Sir A. Wilson'a göre İngilizlere bağlı Irak Hükümeti Kürtlere, otoritesini kuvvet zoruyla kabul ettirmeye çalışmış ve İngiliz Hükümeti de bölgedeki bütün askerî gücü, özellikle uçakları ile bu operasyona destek vermişti. Bir aşiret kavgası gerekçe gösterilerek Temmuz 1931'de çatışmalar başlamış, Irak hükümet güçlerinin Barzanîler karşısındaki başarısızlığı, İngiltere'nin takviyesi ile başarıya dönüştürülmüştü. İngiliz uçaklarından Kürtlere atılan bildirilerde <b>"Uygar"</b> İngilizlerin çağdaş gaddarlığının itirafları yer almaktaydı:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u><br /></u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>"Barzanlı Şeyh Ahmed ve taraftarlarına!...</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">"Madem ki daha önceki emir ve beyanları hesaba katmak istemiyorsunuz, bu defakiler size uçak saldırılarının şiddetleneceğini bildiriyor. Siz köyleriniz ve sürüleriniz mitralyöz ve bomba ateşine tutulacaksınız. Bu bombalardan bazıları hemen değil, bir kaç saat sonra patlayacaktır. Kadınlarınızı ve çocuklarınızı güvenli yerlere koymanız tavsiye olunur. Bu harekâtlar, her türlü direnme ve muhalefetin sona erip şeflerinizin dize gelmelerine dek sürecektir. Dikkatli olun! Hükümet, direnmenizle etkilenmeyecek kadar güçlüdür. Her türlü direnme boşunadır. Ne diye bir daha insan kanı dökelim?"</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">İngiliz belgelerine göre İngiliz uçakları 79 köyü bombalamış, 2382 evden 1365'ini yerle bir etmişti.(36) Şeyh Ahmed Barzanî, Kasım 1931'den Nisan 1932'ye kadar aralıklı, Nisan'dan Haziran'a kadar sürekli ve şiddetli olarak İngilizlerin saldırısına uğruyordu.(37) Aralık 1931, Şubat 1932, Mart 1932, Nisan 1932 ve Haziran 1932'de tam beş kez Irak ve İngiliz güçlerince bombalanıyor, Barzanîler özellikle İngiliz uçaklarının bombalarını beyinlerinde hissediyorlardı. Irak Hükümeti'nin kara saldırılarını yer yer püskürtseler de uçaklara karşı direnmeleri mümkün değildi.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Türkiye'ye sığındılar</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Sonunda, 21 Haziran 1932'de Şeyh Ahmed Barzanî, 400 kadar adamıyla sınırı geçip Türk yetkililerine sığınacaktı.(38) Çok ilginçtir ki, İngiliz kaynakları Kasım 1931'de onun <b>"Kendimi İngiliz uşaklarına teslim etmektense açık düşmanlarım olan Türklere teslim olmayı yüz kere yeğ tutarım"</b> dediğini bildiriyordu.(39)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh Ahmed ve adamlarını, aşiretin diğer mensupları izledi. Üç komutan ve toplam 1.700 kişilik mülteci grubu, Binbaşı Şükrü Kanatlı yönetimindeki Türk ordusu tarafından çok iyi karşılandı. İki yıl önce Oramar'da Türk ordusunu arkadan vuranlar, bu sefer misafirperverlik ve <b>"teslim olana"</b> dokunmama geleneği ile karşılanmıştı. Bunu yıllar sonra Molla Mustafa Barzanî de itiraf ediyordu: <b>"Biz Türkiye'de asılmayı bekliyorduk. O tarihlerde İngilizlerle Türkler ve Iraklılar iyi ilişkiler kurmuşlardı. İngilizlerin talebi üzerine Türkiye bizi asabilirdi. Ancak biz seve seve Türkiye'de ölüme gelmiştik. Fakat Türkiye'de beklediğimiz akıbet bizi karşılamadı. Nitekim orada iyi muamele gördük. Bizi şehirden şehire alıp götürdüler. Daimî bir yerde oturtmadılar. Büyük ağabeyim Şeyh Ahmed'i Erzurum'a gönderdiler. Bizi birbirimizden ayırıyorlardı. Herhangi bir harekette bulunmamızdan endişe olunuyordu. Bunu seziyorduk. Bize iyi muamele ettiler. "(</b>40)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXtgKwmohtQ4Gkd5PjNF-lEH0AH9sK8aUdIL9J07odKyBRkkf172Q7NuzcMECQx14swCb9KQJNat5siGZNqjDZgn3wphTm1er8gPp9H7iLEGDlthcEDl8W9_Wz8-1idhyphenhyphenUzZalTQjywSM/s1600/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+7.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="israil'in ve Şah idaresinin Mustafa Barzanî'ye temin ettiği ağır silahlar (üstte) ve Almanların gizlice verdiği silahlar." border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXtgKwmohtQ4Gkd5PjNF-lEH0AH9sK8aUdIL9J07odKyBRkkf172Q7NuzcMECQx14swCb9KQJNat5siGZNqjDZgn3wphTm1er8gPp9H7iLEGDlthcEDl8W9_Wz8-1idhyphenhyphenUzZalTQjywSM/s640/haham+yahudi+k%C3%BCrt+mustafa+mesut+molla+barzani+israil+pkk+7.jpg" title="israil'in ve Şah idaresinin Mustafa Barzanî'ye temin ettiği ağır silahlar (üstte) ve Almanların gizlice verdiği silahlar." width="321" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px; text-align: center;"><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">israil'in ve Şah </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">idaresinin </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">Mustafa </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">Barzanî'ye </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">temin ettiği </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">ağır </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">silahlar </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">(üstte) ve </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">Almanların </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">gizlice </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">verdiği </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small; text-align: justify;">silahlar.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">Türkiye, sadece Barzanî ordusunda, onunla birlikte Türkiye'ye sığınan 10-15 Türkiye Kürdünü cezalandırmıştı. Türkiye, 1932 sonlarında Şeyh Ahmed, kardeşleri Muhammed Sadık, Molla Mustafa ve adamlarının Barzan'a geri dönmesine izin vermiş, ancak Irak Hükümeti onlara karşı Türkiye'den operasyon talebinde bulunmuştu. Türkiye böyle bir operasyonu yapmadı. Fakat Barzanî ailesi 1934'de yeni Irak Hükümeti'ne teslim oldu. Mart 1936'ya kadar Halil Hoşevî ve Alu Bey önderliğinde Barzanî Aşireti'nin Irak Hükümeti'ne karşı isyanı sürmüştü.(41)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">1</span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">3 Mayıs 1934'te Irak Hükümeti genel bir afla Barzanî Aşireti'nden tutuklananları serbest bırakarak Barzan'a gönderdi. Ancak Ahmed, Muhammed Sadık ve Mustafa Barzanî, Basra yakınlarındaki Hille'ye sürülmekten kurtulamadılar. Barzan dağlarından Hille çölüne sürülen Barzanîler burada çok sıkılıyordu. Geleceğin lideri Molla Mustafa, 1935'de Hille'den kaçarak Halil Hoşevî'ye katıldı ve yönelttiği milis güçleri ile Revanduz'u ele geçirdi.(42)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b><u>Camiler kapatılıyor</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">1936'da Barzanîler, yakalanan Molla Mustafa ile birlikte bu kez Süleymaniye'de sürgünde idiler. Aşiret yönetiminde ipler Şeyh Ahmed'den Molla Mustafa Barzanî'nin eline geçmişti. Abdullah Nehri, Şeyh Said Pironî, Şeyh II. Abdüsselâm Barzanî, Şeyh Rıza ve Ahmed Barzanî'nin dinî kaynaklı hareketlerinin aksine Molla Mustafa Barzanî dinî motiflerden yararlanmakla ve ailesinin dinî nüfuzunu kullanmakla birlikte ırkçı bir bakış ile Kürtlerin bağımsızlığı kavgasını başlatmıştı.(43)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh Ahmed Barzanî ise ikinci dereceye düşmüş olmanın hırçınlığı ile Barzan ve çevresinde kendi inançlarını katı bir şekilde uyguluyor, bu nedenle de sık sık tepkilere neden oluyordu. 12 yıl Irak hapishanelerinde kalan, sürgünlükler yaşayan, liderliği kardeşi Molla Mustafa'ya kaptıran Şeyh Ahmed, aşireti üzerinde yeniden nüfuz kazanmak için dinî konumunu kullanıyordu.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">1961'den 1969'a kadar Şeyh Ahmed, Barzan köyünde oturarak Irak rejimine bağlı bir şekilde yaşadı. 1958'deki yeni Irak rejimi ve uygulamaları onu tatmin etmiş, serbest bırakılmakla kalmamış, tarihî merkez Barzan'da oturmasına da müsaade edilmişti. <b>Şeyh Ahmed, ömrünün son yıllarında belki de gizli kitabın gereği olarak Peygamberliğini ilan etmiş, ibadeti yasaklamıştı.</b> Kendine bağlı imamlara gönderdiği talimatta şöyle diyordu:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>"Camiler kapansın! Kur'an-ı Kerim okumak, namaz kılmak, yasak. Radyo dinlemek kâfir işidir. Bütün radyolar evden kalksın. Gök Tanrısı Allah, yer Tanrısı benim! Sizin manevî huzurunuzu ancak, ben sağlarım. Gösterdiğim yoldan gidin. Benim için ağlayın. Emirlerim ilahî bir emirdir. Ben size emretmekle kutsal görevinizi yapmanız için ikazda bulunmuş oluyorum."</i></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyhin bu istekleri, domuz eti yenmesi ve şarap içilmesi için verdiği izin, bazı aşiret mensuplarınca uygulansa da aşiretin çoğu tarafından tepkiyle karşılanıyordu. Hatta bizzat Molla Mustafa Barzanî de buna çok tepkili ve kızgındı. Ama hiç bir şey yapamıyordu. Ağustos 1967'de Molla Yahya ve yirmi adamı Ahmed Barzanî'nin baskısından huzursuz olarak Türkiye'ye sığınmışlardı. 1969 başlarında Şeyh Ahmed Barzanî'nin ölümü, Barzan halkına büyük bir nefes aldıracak, ama onun yolunu devam ettirenler daha sonra da varlıklarını sürdüreceklerdi. (44)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Barzanîlerin Hizbullah kolu</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Şeyh Ahmed Barzanî'nin oğlu Şeyh Muhammed Halid Barzanî, 1975'ten sonra sürgün yaşadığı İran'da Molla Mustafa ve oğullarının gölgesinde oldukça önemsiz biri olarak yaşadı. Humeyni Devrimi'nden sonra yeni İran yönetimi ile iyi ilişkiler kurdu ve 1980 ortalarında <b>"Kürt Hizbullahı"</b> adıyla ve sol düşünceyi silmek söylemi ile Kuzey Irak Kürtlerinin yeni liderlerinden biri olarak ortaya çıktı. Şeyh Halid'in peşmergeleri İran'da Barzanî ailesine yakın Kürt mülteciler arasından devşirilmişti. Barzanîler Kürdistan Demokrat Partisi'ni desteklemeyi sürdürse de Irak Kürtleri arasında Tahran'ın çok daha kolay kontrol edebileceği İslamî partiler kurmayı da ihmal etmiyorlardı. Gazeteci Cevdet Korkmaz'a göre Şeyh Halid Türkiye'deki kanlı terör örgütü Hizbullah ile de işbirliği içinde idi. Kürdolog Martin Van Bruinessen, bunu inandırıcı bulmasa da İran'ın Barzanî ailesinin laik, milliyetçi kanadına karşı </span><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;">İslâmcı kanadı güçlendirdiğini, böylece İran devrimini ihraç etmeye çalıştığını kabul eder.(45)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu konu, yakında Okumuş Adam Yayınları'ndan kitap olarak çıkacak.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Ahmet Uçar</b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Tarih ve Düşünce Dergisi</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Aralık 2002</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u>Dipnotlar:</u></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">1 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Y.PRK.AZJ., nr.36/6</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">2 BOA, Y.PRK. ASK., nr. 44/14</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">3 Memed Emin Zeki, Kürdistan Tarihi. Ankara 1992. 2. Basla. Beybun Yayınları, s. 174-175.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">4 Abdülkadir Berifkanî, Mustafa el-Barzanî, Kahire Londra 1996, El-Merkezü'I-Arabî ed-Devlili'l-i'lem Yayınları, s. 96-97.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">5 M. Sıraç Bilgin, Barzanî, İstanbul 1992. Fırat Yayınlan, s. 16-16.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">6 Abdülkadir Berifkanî, a.g.e., s. 96-97.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">7 M. Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 15.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">8 Martin Yan Bminessen, Ağa. Şeyh ve Devlet. (Çev. Ramziye Arslan), Ankara, Tarihsiz, Özge Yayınları s. 322-323.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">9 Abdülkadir Berifkanî, a.g.e.. s. 97.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">10 M. Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 17.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">11 BOA, Y.PRK. ASK., nr. 44/14</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">12 BOA, Y.PRK. AZJ., nr. 36/6</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">13 Bazil Nikitin, Kürtler (Çev. Hüseyin Demir- han-Cemal Süreyya), İstanbul 1994, 4. Baskı, Denge Yayınları, C. I-II. s. 377-379.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">14 Bazil Nikitin, a.g.e., s. 381-384</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">15 A. Medyalı, Kürdistanlı Yahudiler, Ankara 1992. Berham Yayınları, s. 26 vd.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">16 A. Medyalı, a.g.e., s. 53</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">17 Abdülkadir Berifkanî, a.g.e., s.97</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">18 M. Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 18.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">19 Abdülkadir Berifkanî, a.g.e., s. 97-99</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">20 M. Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 18; Abdülkadir Be- rikfani, a.g.e., s. 97-98</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">21 BOA. DH. MUİ 1-1/29, 1-2/73, 1-4/64, 1- 6/14, 1-6/69. Bu konuda çok sayıda belge vardı. Konu ile ilgili aynntılı bir çalışmamız devam etmektedir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">22 Abdülkadir Berifkanî, a.g.e., s. 100-101; M.Sı- rac Bilgin, a.g.e., s. 19-21; Muzaffer İlhan Erdost, Şemdinli Röportajı. 1993, 2. Baskı, s, 130,</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">23 BOA. DH.KMS. nr. 25/52.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">24 Martin Van Bruinessen, a.g.e.. s. 323</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">25 M.Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 22</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">26 Chris Kutschera, Kürt Ulusal Hareketi. (Çev. Fikret Başkaya), İstanbul 2001. s. 139-141.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">27 Qassam Kh. Al Jumaily-İzzet Öztoprak, İrak ve Kemalizm Hareketi (1919-1923), Ankara 1999, Atatürk Araştırmaları Merkezi Yayınlan.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">28 BOA.DH.KMS. nr. 50/17, 50/25.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">29 M. Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 22-25.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">30 Chris Kutschera, a.g.e., s. 140-142</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">31 Muzaffer İlhan Erdost, a.g.e., s. 148.-</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">32 Rohat Alakom, Huybun Örgütü ve Ağrı Ayaklanması, İstanbul 1998, Avesta Yayınlan.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">33 Hüseyin Koca, Yakın Tarihten Günümüze Hükümetlerin Doğu-Güneydoğu Anadolu Politikaları. Konya 1998, s. 273.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">34 Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları-2. İstanbul 1992, Kaynak Yayınlan, s. 71-86.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">35 Hüseyin Koca, a.g.e., s. 297-300</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">36 Lucien Rambout, Çağdaş Kürdistan Tarihi, Diyarbakır, 1992. Dilan Yayınları, 4, Baskı, s, 71-73.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">37 Chris Kutschere, a.g.e., s. 144</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">38 Chris Kutschere, a.g.e., s. 144-146</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">39 Bazil Nikitin, a.g.e., s. 344</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">40 M. Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 38-39.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">41 Chris Kutschere, a.g.e., s. 146-148</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">42 M. Sıraç Bilgin, a.g.e., s. 39-40.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">43 Abdülkadir Berifkanî, a.g.e., s. 90-91.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">44 Hulusi Turgut, Barzanî Dosyası. İstanbul 1969, s, 105-114.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: x-small;">45 Martin Van Bruinessen, Kürdistan Üzerine Yazılar, (Çev. Nevzat Kıraç vd.). İstanbul 1992. İletişim Yayınları, s. 40-41; Nevzat Korkmaz, Kürt Kapanı.</span> <span style="font-size: x-small;">Ankara 1991, Yurt <span style="line-height: 13pt; text-indent: 0cm;">Yayınlan, s. 49-69.</span></span></span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: x-small;"><span style="line-height: 13pt; text-indent: 0cm;"><br /></span></span></span></div>
</div>
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-50895361112635629922013-08-30T01:55:00.001+03:002013-08-30T01:55:54.094+03:00Barzani de Yahudi. İşte belgesi....<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-BZR6970qHtU/Uh_Q49uVJ8I/AAAAAAAAFIs/-6H9vLpCwkY/s1600/Barzani.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Barzani" border="0" height="640" src="http://1.bp.blogspot.com/-BZR6970qHtU/Uh_Q49uVJ8I/AAAAAAAAFIs/-6H9vLpCwkY/s640/Barzani.jpg" title="Barzani" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Barzani</td></tr>
</tbody></table>
<div class="Gvdemetni100" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 24pt; margin: 0cm 3pt 43.4pt;">
<span class="Gvdemetni100ptbolukbraklyor">'Musul hahamlarından </span><span class="Gvdemetni100ptbolukbraklyor"><span lang="EN-US">Sallum</span></span><span class="Gvdemetni100ptbolukbraklyor">, müslümanlardan birine hakaret edince önce Selanik'e, oradan da Kudüs'e sürülür.</span><br />
<br />
Barzani ailesi ile ilgili sis perdesi ve ailenin <b>Yahudi </b>kökenli oluşuyla ilgili yazımız, bazı çevrelerce <b>"madem böyle ise, Osmanlı Arşiv kayıtlarında bunun belgesi olmaz mı?"</b> kuşkularıyla değerlendirildi. Daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi Barzani ailesi, bölgenin -Kuzey Irak'ın- gündemine, 20. yüzyıl başlarında ancak girebilmiş bir ailedir. Meşhur Kürt Tarihçi <b>Mehmet Emin Zeki'</b>ye göre, 1931'de Barzan aşireti 2750 hane civarındaydı.(2) Barzani, Osmanlılar zamanında bile Zibad nahiyesinin bir köyü olmaktan ileri gidememişti. Bir başka ifadeyle küçük bir yerleşim birimi idi. Köyde yönetim ve kontrol, her zaman Barzani ailesinin elinde olmuştu.(3) </div>
Barzani ailesinden Yahudi hahamları çıktığı ve bölgede Yahudiliğe eğitim öğretim faaliyetleri konusunda bu hahamların çok büyük hizmet ettiğine dair bilgi yalnız, Kürtçe konuşan Yahudilerle ilgili önemli bir uzman olan <b>Prof. Dr. Jona Sabar</b>'a ait değildir.(4) Osmanlı Arşivi'nde bulduğumuz bir vesika da bu aileden hahamların olduğunu teyid etmekte, adeta bizim yazımızı sorgulayanlara cevap vermektedir. 1856 yılına ait bu belgede ileride de ayrıntılarını nakledeceğimiz gibi <b>Musul</b>'dan <b>Selanik</b>'e, oradan da <b>Kudüs</b>'e sürülen <b>"Sallum Barzani</b>"den bahsedilmektedir. Barzani kelimesinin son harfinin Osmanlıca yazılışındaki <b>"y"</b> harfı (î okunur) bilindiği gibi nispet <b>"ye"</b>sidir. Kişinin mensup olduğu şehir ya da aileyi belirtir.<br />
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
Dolayısıyla Haham Sallum, Barzan aşiretine ya da köyüne mensuptur. 1931'de nüfusu 2750 hane olan, Barzan'ın 1856'daki nüfusu herhalde onlu rakamlarla ifade ediliyordu. Dahası burada hakimiyet tam olarak Barzanî ailesinde idi. Bölgede "<b>Barzan</b>" adıyla başka bir yerleşim birimi ve aşiret de yoktu. Kaldı ki, bölgede Barzani ailesi ile ilgili dinî kuşkular ve gizli kitap iddiaları yıllardır söylenmektedir.(4)</div>
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
Bu yazımızda değerlendireceğimiz belgeye göre Musul kazası hahamlarından Sallum Barzani adlı Yahudi, Müslümanlardan birine dil uzattığı için yakalanıp zincire vurularak hapsedilmişti. Sonra da İstanbul'a getirilerek durum Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye'de görüşülerek Selanik'e sürülmüştü. Selanik ve Musul'daki hahamlar, <b>"Onun Selanik'te çaresiz ve perişan bir halde olduğunu, Selanik'in havasına alışamadığını, bu durumun onun ölümüne sebep olmakla kalmayıp Musul'da bulunan eşi ve çocuklarının da bir ekmeğe muhtaç olduklarını"</b> mektuplarla İstanbul'daki Hahamhane'ye bildirmişler. Hahambaşının, Sallum Barzani'nin sürgünlüğünün Kudüs-i Şerif olarak değiştirilmesi ve Salllum'un orada gece gündüz padişaha dua ile meşgul olacağının belirtilmesi üzerine, Kudüs'e Yahudi iskânı ile ilgili tereddütler olduğu için; Hariciye Nezaretinin de görüşü alınarak 29 Şubat 1856'da Hahambaşı'nca verilen dilekçe Osmanlı Hükümetince 11 Nisan'da görüşülerek uygun bulunmuş ve Sallum Barzani 20 Nisan 1861'da bir irade ile Kudüs'e sürülmüş, daha doğrusu sürgün yeri değiştirilmişti.(5)<br />
<br />
<br /></div>
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq-vWhuQrEtlzRpX7Kme2Mh8HqB-Gl2f_wHJVphclBZcCj0Boc7XyDxMKxGbB3RRQvktYhMPjAtSxbsUbBcTKgzWmwq-xEQBcHtCW8exqKu6shXm6S0HYNHVH3dyqgYE3KFpY1KVqIFeQ/s1600/Mustafa_barzani.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq-vWhuQrEtlzRpX7Kme2Mh8HqB-Gl2f_wHJVphclBZcCj0Boc7XyDxMKxGbB3RRQvktYhMPjAtSxbsUbBcTKgzWmwq-xEQBcHtCW8exqKu6shXm6S0HYNHVH3dyqgYE3KFpY1KVqIFeQ/s320/Mustafa_barzani.jpg" width="244" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px; text-align: center;">Mustafa Barzani</td></tr>
</tbody></table>
Mustafa Barzani'nin yıllar sonra kurduğu ilişkiler, hahamlarla Sallum Barzani ailesi arasındaki ilişkilerin yıllarca sürdüğünü göstermektedir. Molla Mustafa Barzani, 1950'den beri sık sık ziyaret ettiği <b>İsrail'</b>de her zaman <b>Kuzey Irak kökenli, Kürtçe konuşan bir Yahudi hahamın</b> evinde kalmaktadır: <b>Haham David Gabay. </b>Barzanilerin İsrail ile ilişkileri, hiç bir devletle kuramadıkları kadar sıkı ve samimidir. Acaba neden diğer Kürt grupları değil de, Barzaniler bu ilişkide başrolde oynamaktadırlar. 18 Eylül 1972'de <b>Washington Post</b>'un yazdığına göre her ay İsrail'den 50 bin dolar alan, <b>MOSSAD </b>şefi <b>Zwi Şamir</b>'i Kuzey Irak'taki kampında ağırlayan, 1967'de İsrail Savunma Bakanı <b>Moşe Dayan</b>'a sadece bir "<b>Kürt Hançeri</b>" götürmekle kalmayıp İsraillilerin bombalayacağı Kerkük Petrol tesislerinin planlarını da götüren Molla Mustafa Barzani(6) İslama mı, başka bir dine mi hizmet etmektedir. Büyük bir alim ve Seyyid olduğu iddia edilen hangi insan buna sırf <b>"aşiret devleti" </b>koltuğu için razı olabilir. </div>
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
<br />
<br />
<a name='more'></a><br /></div>
<div class="Gvdemetni1" style="margin: 0cm 3pt 0.0001pt; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJhESKIPy4mM9mMwo1GjjsWf2HAcr5wuoQhF32UBwlae4HgnFfRCabAW1BYtoad6kd3vSAJXPGkMQSA9V4PkM-wNscYQeGqr_VLHJ3z5EWVxBPgRQCl98eVuUu1kHVFZrKy_X8LM8xFj8/s1600/i%C5%9Fte+belgesi+barzani+ailesi+yahudi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJhESKIPy4mM9mMwo1GjjsWf2HAcr5wuoQhF32UBwlae4HgnFfRCabAW1BYtoad6kd3vSAJXPGkMQSA9V4PkM-wNscYQeGqr_VLHJ3z5EWVxBPgRQCl98eVuUu1kHVFZrKy_X8LM8xFj8/s1600/i%C5%9Fte+belgesi+barzani+ailesi+yahudi.jpg" /></a></div>
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="Gvdemetni1" style="background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; margin: 0cm 3pt 0.0001pt;">
</div>
<div>
<table align="left" cellpadding="0" cellspacing="0" hspace="0" style="height: 934px; width: 206px;" vspace="0"><tbody>
<tr><td align="left" height="934" style="padding: 0cm;" valign="top"><table align="left" cellpadding="0" cellspacing="0" hspace="0" style="height: 126px; width: 204px;" vspace="0"><tbody>
<tr><td align="left" height="126" style="padding: 0cm;" valign="top"><br />
<br />
<br />
<br />
Ahmet Uçar<br />
<br />
Tarih ve Düşünce Dergisi<br />
<br />
Şubat 2003</td></tr>
</tbody></table>
</td></tr>
</tbody></table>
</div>
<br /><br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-85149576902998961592013-08-30T01:51:00.001+03:002013-08-30T01:51:31.448+03:00<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-wVt8ZUn7ff8/Uh_P_YQ6FiI/AAAAAAAAFIc/3e7DpCCYlx0/s1600/U%C4%9Fur+Mumcu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Uğur Mumcu" border="0" height="640" src="http://3.bp.blogspot.com/-wVt8ZUn7ff8/Uh_P_YQ6FiI/AAAAAAAAFIc/3e7DpCCYlx0/s640/U%C4%9Fur+Mumcu.jpg" title="Uğur Mumcu" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Uğur Mumcu</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">7 OCAK 1993 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde Uğur Mumcu birçok kişinin gözünden kaçan yazısında şöyle diyordu:<br /><br />"Ortadoğu'nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor. Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD, İsrail devletinin gizli istihbarat örgütüdür. Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı. Barzani'nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi. Kimse bu ilişkiye, "Hayır olmadı" diyemiyor. CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.<br /><br />MOSSAD'ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sidney'de yayınlanan Israel's Secret War's - A History of Israel's İnteligence Services adlı kitapta sergileniyor. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan lan Black ve Washington'daki Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış. Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor. Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkileri tarafından da incelendiği yazılıyor.</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />Kitapta, 1967 Arap-İsrail Savaşı'ndan sonra, MOSSAD'ın Kürtlerle ilişki kurduğu (s.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan el-Heykel'in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak'tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor. 1969 yılı mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor. 1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Anlaşması'ndan sonra Iran Şah'ı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından "Kürdistan<br /><br />Demokratik Partisi'ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor. Barzani'nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-ÎRAN-İSRAİL üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor. Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor. MOSSAD-Barzani ilişkileri de İsrail'in Tahran'daki askeri ataşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD ajanı) aracılığı ile gerçekleşiyor. Nimrodi'nin üstlendiği görev ilginç; Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani'nin eline geçmesinde rol oynuyor.(sh. 328-329) Kitapta, MOSSAD'dan Kürtler'e 50 bin dolar para verildiği, ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor.(sh. 328)<br /><br />70'li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu? Kitaba göre sürüyor. "Körfez Savaşı' sırasında Irak'ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv'e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı.(sh. 521) Baba Molla Mustafa ile kurulan ilişkiler, şimdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor. MOSSAD, Barzani'ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor. Kitapta, Mesud Barzani'nin İsrail'e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor. Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek...Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek.. İlgi belli... İlişki de belli...<br /><br />Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD'ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?"<br /><br />Uğur Mumcu, MOSSAD-Barzani bağlantısını anlatan bu yazısından 17 gün, Süleyman Demirel'in Suriye gezisinden 5 gün sonra, 24 Ocak 1993 pazar günü arabasının altına konulan C-4 tahrip kalıbının patlaması sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. Devletin her biriminden haber alabilen, çeşitli devlet organlarından kolayca bilgi alabilen bir gazeteciydi Uğur Mumcu. Görüşleri, Türkiye'nin sorunlarına ilişkin çözüm önerileri biliniyordu. Kimler katılmıştı Uğur Mumcu'nun cenazesine?.. Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Vekili Erdal İnönü, ANAP lideri Mesut Yılmaz, YDP Genel Başkanı Hasan Celal Güzel, içişleri Bakanı ismet Sezgin, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Halis Burhan, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Vural Beyazıt ve sayısız üst düzey bürokrat...<br /><br />Suikastten kısa bir süre sonra gündeme gelen İsrail, Şevket Kazan'ın Adalet Bakanı olması ile birlikte yeniden gündeme gelmişti. Şevket Kazan tarafından açıklanan ve MÎT Müsteşarı Sönmez Koksal imzalı bir belgeye göre 2 Şubat 1993 tarihinde, İsrail'in Türkiye'ye bir suikast timi soktuğu belirtiliyordu. Söz konusu bilgi Başbakanlık'a verilen çok gizli bir belgede belirtilmişti. Kuşkusuz MİT, kısa bir süre sonra, söz konusu belgenin kendilerine ait olmadığını belirtecekti. Susulması için yeterli bir sebepti çünkü...<br /><br />(Armagedon - Türkiye İsrail Gizli Savaşı, Aydoğan Vatandaş, Timaş Yayınları)</span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-36117966720195077112013-08-26T19:20:00.000+03:002013-08-26T19:20:04.268+03:00Türkiye'nin gerçek yakın tarihinin önemli şifreleri: Türkiye'yi kim kurdu?<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-oiSMUn7u71g/Uht_lpf22VI/AAAAAAAAE3g/aVDeSr_FFI0/s1600/T%C3%BCrkiye+tarihi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Türkiye tarihi" border="0" height="640" src="http://4.bp.blogspot.com/-oiSMUn7u71g/Uht_lpf22VI/AAAAAAAAE3g/aVDeSr_FFI0/s640/T%C3%BCrkiye+tarihi.jpg" title="Türkiye tarihi" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Türkiye tarihi</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">Yahudiler, 20. asırda içimzdeki hain Sabetayist Yahudilerle bir olup iki devlet kurdular; Biri Türkiye, diğeri İsrail...<br /><br />- Sözde Cumhuriyetiz ama Anayasamızın gizli maddeleri var?<br /><br />- Merkez bankamız çok ortaklı bir anonim şirket... Ne statüsü ne ortakları doğru düzgün belli değil... Paralarımızın üzerinde <b>"Türkiye Cumhuriyeti</b>" ifadesi bile yazmıyor...<br /><br />- Genel Kurmay başkanlarımız Yahudilerin ibadethanesi Ağlama Duvarında ağlayıp duruyorlar...<br /><br />- Türkiye’yi kurduğu iddia edilen Mustafa Kemal’den tutun da, günümüze gelene kadar, meşhur idarecilerimiz,askerlerimiz, bürokratlarımız hep Sabetaycı Yahudi kökenden çıkıyorlar...<br /><br />- % 99’u Müslüman olan bir ülkede başörtüsünü bunlar mı yasaklıyorlar?<br /><br />- PKK’yı bunlar mı bilerek bitirmiyorlar?<br /><br />- Yeni Türkiye devletinin resmen tanındığı Lozan’da bizi neden Yahudi Hahamı Haim Nahum temsil etti?<br /><br />- Ünlü Sabetaycı Yahudi Orhan Pamuk Amerika’da bir panelde neden <b>“Modern Türkiye Cumhuriyeti’ni biz kurduk”</b> dedi...</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />- Türkiye Cumhuriyeti bir Yahudi cenneti olarak mı inşaa edildi?<br /><br />- 1924’te Yunanistan ile yaptığımız Mübadele ile neden Türk diye hep Selanik Yahudileri getirildi?<br /><br />- Bir Yahudi hahamının oğlu olan Moiz Kohen, neden Tekinalp takma adı ile Türkçülük ve Kemalistlik sistemini kurdu?<br /><br />- Mustafa Kemal'in eşi Latife, İzmir'in tanınmış Yahudi ailelerinden birine mi mensuptu?<br /><br />- Celal Bayar, Siyonist okulunda okudu mu? Osmanlı'ya karşı dağa çıkıp Siyonizm namına çetecilik yaptı mı?<br /><br />- Fevzi Çakmak'ın karısı, neden evini Yahudilere hibe etti ve havra yapıIdı?<br /><br />- İngilizler, neden hiç savaşmadan İstanbul'dan çekildiler?<br /><br />VE OSMANLI’YI KİM YIKTI, TÜRKİYE’Yİ KİM KURDU..?<br /><br />Bütün bu soruların cevapları ve daha fazla sorunun cevapları ispatları ile www.akademidergisi.com 'da mevcuttur.</span><br />
<br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">| Mehmet Fahri Sertkaya</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">AkademiDergisi.com</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">-----</span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;">İlgili konular:</span></div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/her-sey-lozandan-sonra-oldu.html">Her şey lozan'dan sonra oldu. Lozan'da ne oldu?</a></span><br />
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/bagmsz-bir-devlet-degil-miyiz-merkez.html">Bağımsız bir devlet değil miyiz? Merkez Bankası kimin?</a></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/genel-kurmay-baskanlgmzdaki-israil.html">Genel Kurmay Başkanlığı'mızdaki İSRAİL ODASI, ne hakla ve ne için orada?</a></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/hangisi-hain-orgeneral-ilker-basbug-mu.html">Hangisi Hain? Orgeneral İlker Başbuğ mu? yoksa Altan mı?</a></span></div>
<div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/04/aglama-duvar-nedir.html">Ağlama Duvarı nedir?</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/03/turkiyede-sanat-camias-masonlarn-ve.html">Türkiye'de sanat camiası Masonların ve Sabetayistlerin kontrolünde</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/turklerin-tarih-boyunca-yuttuklar-en.html">Türklerin tarih boyunca yuttukları en büyük zoka! Munis Tekinalp (Mohiz Kohen)</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/turkiyedeki-dinsiz-milliyetciligi.html">Türkiye'deki Dinsiz Milliyetçiliği Yahudiler ve Sabetaycılar çıkarttılar</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/turkiyede-bir-bucuk-milyon-kripto-gizli.html">Türkiye'de bir buçuk milyon kripto (gizli) Yahudi bulunuyor</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/sabetayc-okullar-ve-universiteler.html">Sabetaycı Okullar ve Üniversiteler </a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/sabetayclar-laikligi-turkiyede-bir-din.html">Sabetaycılar laikliği Türkiye'de bir din haline getirdiler</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/ve-oyun-bitti-mustafa-kemal-ataturkun.html">Ve oyun bitti; Mustafa Kemal Atatürk'ün akrabaları Sabetayist Kapâni Yahudileri</a></span></div>
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/04/bes-bin-militan-sabetayc.html">Beş bin militan Sabetaycı</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/04/eski-bir-sabetayist-sabetayistleri.html">Eski bir Sabetayist, Sabetayistleri Deşifre ediyor. Ilgaz Zorlu'nun itirafları</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/04/evet-ben-selanikliyim-sabetaycym-ilgaz.html">Evet ben Selanikliyim! (Sabetaycıyım!) Ilgaz Zorlu, Şemsi Efendi, Şimon Zvi</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/08/adnan-menderes-sabetaycyd.html">Adnan Menderes sabetaycıydı</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/08/hic-bilinmeyen-gercek-yuzu-ile-ve.html">Hiç bilinmeyen gerçek yüzü ile ve özetle; Adnan Menderes kimdir</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/05/yakn-tarihimizin-en-kazk-sorusuna-cevap_29.html">Yakın tarihimizin en kazık sorusuna cevap bulundu</a><br /><br /><a href="http://www.akademidergisi.com/2013/08/biz-kurtulus-savas-falan-kazanmadk.html">Biz Kurtuluş Savaşı falan kazanmadık</a></span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-961794266714021340.post-9542065945575122202013-08-23T23:02:00.000+03:002013-08-23T23:02:39.842+03:00Türkiye'de sanat camiası Masonların ve Sabetayistlerin kontrolünde<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-U6DFjIVPvmg/Uhe_kxDRXCI/AAAAAAAAEys/iOdMyzvJRLY/s1600/sanat%C3%A7%C4%B1lar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="sanatçılar" border="0" height="640" src="http://2.bp.blogspot.com/-U6DFjIVPvmg/Uhe_kxDRXCI/AAAAAAAAEys/iOdMyzvJRLY/s640/sanat%C3%A7%C4%B1lar.jpg" title="sanatçılar" width="562" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">sanatçılar</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<div class="MsoNormal">
Kendisini Türk müziğinin ‘<b>Donkişot'</b>u ilan eden Özdemir Erdoğan, son zamanlarda ömrünü<br />
verdiği müzik çalışmalarından çok, sanat camiasının süperstarlarına yönelik yaptığı sert eleştirilerle gündeme geliyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Zeki Müren ve Tarkan'la ilgili açıklamalarından sonra ağır eleştirilere maruz kalan Erdoğan, bu tepkilerin, mason kimliğinden rahatsız olarak gidip noter huzurunda verdiği istifadan kaynaklandığını belirtiyor. Erdoğan<b>, "Eşimin ailesi Sabetayist olduğu için evimize girip çıkan masonlarla tanıştım. Beni tarikatlarına davet ettiler. Kayınvalidem de 'çevre edinirsin' diye teşvik etti. Tepsi içinde<br />sundukları şöhreti reddedince karalama kampanyası başlattılar"</b> diyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Dünyadaki star olacak kişilerin gizli örgütlerce belirlendiğini ifade eden Erdoğan şu yorumu yapıyor: <b>“Çok zeki ve fazla etliye sütlüye karışmayan isimlerin toplumdaki etkisi gözlenir. Promosyonlar, reklamlar ve medya yoluyla bu isimler halka lanse edilir. Yalçın Küçük'ün Tekelistan' adlı kitabında bu isimlere yer veriliyor. Orhan Pamuk, Cem Yılmaz, Sertap Erener, Leyla Gencer gibi isimlerin nasıl ailelerden geldikleri ortada. Hollywood Yahudiler'in elinde. Hollwood'da 6 ayda veya yılda bir kez Yahudiler buluşur ve Yahudiliği anlatan, sempati uyandıracak bir film yapılır. Bizde de plak, film, reklam gibi toplumu yönlendirecek pek çok şirketin başında onlar var. Ben bir Donkişot gibi bütün bu tehlikelere karşı halkı uyarıyorum."<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><br /></b></div>
<div class="MsoNormal">
Masonları akbabalara benzeten Erdoğan, <b>“Biri filizlenmeye başlayınca onu göz hapsine alır ve beklemeye koyulurlar. Sivrilen isimleri incelemeye alırlar. Kumar, kadın, şöhret, para... Ne istiyorsa tespit edilir ve ona göre irtibata geçilir. Kendilerine katılmaları için teklif yapılır ve eğer kabul edilirse önündeki yol açılır, kabul etmezse de bana yapıldığı gibi o isimle ilgili karalama kampanyasına başlattılar"</b> şeklinde konuşuyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Masonlarla birlikteyken görülmez kapıların yok olduğunu ifade eden Erdoğan, <b>“O dönemde ne medya ile ne de müzik şirketleriyle hiçbir problemim olmadı. Hatta ayrıldıktan sonra o dönemlerde TRT'nin Yüksek Denetleme Kurulu'nun başında bulunan Aydın Ongun adlı kişi bana, </b>‘Ya sen de hemen kızıp istifa etmişsin. Oysa biz seni TRT'de müzik dairesinin başına getirecektik'<b> diye sitem etti. Tepside sunulanı reddettim. Tehditler alıyorum ama aldırmıyorum</b>" diyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Eşek arılarının kovanına çomak soktum</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
</div>
<a name='more'></a><br />
Özdemir Erdoğan sanatçılara yönelik yaptığı açıklamaların neden tepki çektiğini ve buna rağmen neden eleştirilere devam ettiğini şöyle yorumluyor: <b>“Kapitalist düzenin bir dayatması olarak sanatçılardan bilinçli olarak sahte ilahlar yapılıyor. Sanatçılar kullanılarak halkı istedikleri gibi yönlendiriyorlar, istenilen fikir bu şekilde empoze ediliyor. Dünyada olduğu gibi bunun örnekleri bizde de var. Kapitalist düzenin bir dayatması olarak son 40 yıldır süperstar kavramı ortaya atıldı.<br /><br />Süperstarın gölgesinde kitleler yönlendiriliyor. Kimsenin sanat kaygısı yok. Starın görevi şarkılarla toplumda gençlerin bastırılmış duygularını ortaya çıkarmak. Listelerden en üste yerleşen parçalara bakın hepsi cinselliğe yönelik. Gençler aptallaştırılıyor, zevk ve sefa peşinde koşan bir kuşak ortaya çıkıyor. Ben de bu insanların ilahlaştırdıkları, tabu haline getirdikleri sanatçıların bir başka yüzünü insanlara göstermek istiyor ve eşekarılarının kovanına çomak sokuyorum. Müzik adına gençliğin enerjisi sıfıra indirilerek aptallaşmış bir toplum ortaya çıkarılıyor."<o:p></o:p></b><br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Aptalları yönetmek kolaydır.</b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 19px; line-height: 21px;"><b><br /></b></span><b>“Aptal insanları yönetmek çok kolaydır</b>" diyen Özdemir Erdoğan, dünyanın hegomanik güçlerine olan tepkisini şu şekilde dile getiriyor: <b>“Dolayısıyle dünyayı kaç kişinin yönettiği de böylece ortaya çıkmış oluyor. Ülkemizde dünden bugüne üç sanatçı, verecekleri mesajdan dolayı özellikle desteklenmiştir. Özel hayatları ve cinsel kimliklerinden dolayı kitleleri yönlendirmek adına Zeki Müren, Bülent Ersoy ve Tarkan'a yapılan yatırım, tanıtım ve promosyan hiçbir sanatçıya nasip olmamıştır. Gençlere örnek olarak son zamanlarda çok fazla öne çıkarılan isimlerden birisi de Cem Yılmaz. Çünkü o sahneye çıkar, zekice espriler yapar, askerlik anılarını anlatır ve asla etliye sütlüye karışmaz. Yapılan parçalarla gençlerin cinsel duyguları tahrik ediliyor ve böylece toplum zıvanadan çıkarılmaya çalışılıyor."</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b><br /></b></div>
<div class="MsoNormal">
Yeni Şafak 6 Nisan 2003</div>
Unknownnoreply@blogger.com0