12 Eylül 2013 Perşembe

Sembollerle oynuyorlar. Her şeyle oynuyorlar. Rabia işareti ve altı köşeli yıldız bizim değil

semboller
semboller


 Mısırdaki olaylar neticesinde profilinde "Rabia işareti" olarak isimlendirilen sembolü paylaşan bazı kardeşlerimiz mevcud. Bir de bu sembolün Yahudi-Mason sembollerinden olduğunu söyleyip, paylaşanları eleştirenler mevcud . Evvelkilerin de tabii ki savunma yapanları hatta paylaşmayanları eleştirenleri ...
Paylaşılması gerektiğini iddia edenler genellikle ; "Siyon Yıldızı" olarak bilinen "6 köşeli yıldız"ın içerisine İsm-i Âzam yazılmış halini ve aslında bu yıldızın İslam simgesi olduğunu ; bu yıldızı kullanmakla Yahudi olunmayacağını ; dolayısıyla "Rabia işareti"ni kullanmanın da bir beis teşkil etmediğini iddia eden bir yazıyı paylaşıyorlar . Okumakta bulunduğunuz bu yazı ; bu konu ile ilgili bana soru soran bazı arkadaşlarıma cevaben yazılmıştır . Paylaşılan bu yazı internet ortamında birçok yerde mevcud ise de, hiçbir yerde sahih bir kaynak gösterilmemiştir . Mühr-ü süleyman mes'elesi İslamî kaynaklarda geçmekle beraber; üzerinde İsm-i âzâm'ın yazılı olduğu bildirilmekte, lakin şekliyle ilgili sahih kaynak bulunmamaktadır . Kur'ân-ı Kerîm'de birçok yerde Hz. Dâvud ve Hz. Süleyman'dan bahsedilmektedir .  Her ikisine de verilen mülk ve devletten, güç ve kudretten hatta demir ve bakırın yumuşak kılındığından bahsedilir ama üzerinde "6 köşeli yıldız" olan ne bir "yüzük" ne de "zırh" geçer . Üzerinde ism-i âzam yazılıdır. Selçuklu Yıldızı diye bilinen yıldız da 6 değil, 8 köşelidir . 6 köşeli yıldızın da tarihî eserlerimizde mevcud olduğu muhakkaktır . Lakin birçok camide 8 köşeli yıldız kullanılmıştır. Bir sembol kimi zaman birbirine zıt ekoller için kullanılmış olabilir. Lakin önemli olan şu an çağrıştırdığı düşünce / yönetim / inanç sistemlerinden hangisinin daha kuvvetli olduğudur .
Siyonizm resmen bu yıldızı bayrağı olarak ilan etmiştir.


Kabala Yahudilerin Tevrat'tan
bile önce ellerinde olan
kutsal bildikleri kitaplarıdır.
Kabala'da altı köşeli yıldız
 sık kullanılmıştır
Peygamber Efendimiz, tırnaklarını keserken dahi, Yahudilere benzemekten kaçınmış; onlar saçlarını traş ettiğinde , saçını uzatmış ; onlar uzattığında ise, ashaba kısaltmalarını emretmiştir . Halbuki saç uzatmak daha önceki birçok nebî ve rasulün sünnetidir . Hatta Zülkarneyn aleyhisselam  ve Kadir suresinin inzaline sebep olan kıssadaki Şemmun'el gazî hazretlerinin alâmet-i fârikası , topuklarına kadar uzanan saçlarıdır . Vel hâsılı kelâm, mesele sembollerin insanlara ne hatırlattığı, kimlerin maksadına hizmet ettiğidir. Zira bu yıldız bizatihi İslama mâl olmuş bir sembol değildir. Zaten dinimizde sembolizme de yer yoktur . Cifir, vefk vs gibi meselelerin, sembollerin hayatımıza girmesinin sebebi çoğunlukla, bu tür ritüelleri dinlerinin ahkamlarında yani ibadet addeden Yahudi ve Hristiyanlarla iç içe yaşamamızdır . Delil olarak gösterilen eski eserlerin fotoğraflarında bu simgenin bazısının yanında "Gamalı haç" sembolü de bulunmaktadır . Eski eserleri delil olarak kullanmak icap ederse ,  "haç" sembolünü de sahiplenmemiz gerekecektir ki  bu gayr-i mümkün bir hadisedir. Yahudilerin kendilerince kutsal bir görevi vardır ki; "Süleyman Mabedi'ni" tekrar inşâ ve îmâr etmek. Süleyman ve Dâvud aleyhimüsselam bizlerin de peygamberidir, âmennâ ve saddeknâ . Ve Süleyman mâbedi de o zamanki "müslümanların ibâdethanesidir" zira; Hz. Âdem'den Hz. Muhammmed sallallahü aleyhi veselleme kadar "tek din İSLAM'dır !". Ama bu demek değildir ki; Süleyman mâbedini elbirliği ile inşâ edeceğiz .

Altı köşeli yıldız Yahudilerin işaretidir.
Müslümanlar arasında daha çok sihir-büyü
yaparken ya da bozarken kullanılmıştır.
Kabalastik bir figür ve işaretler
Rabia işaretinin de mason ritüellerinde kullanıldığı şüphesinin olması bile; Yahudilere kıl miktarı benzemekten kaçınan bir Rasülün ümmeti olarak, onu kendimize men etmek için fazlasıyla yeterli bir sebeptir. Diğer bir sebep ise; bu tür işaretler, semboller ile toplumların tabiri caiz ise; gazının alınmasıdır! Ümmet olarak zulme uğrayanlara karşı görevimiz secdede göz yaşı dökmek; seherlerde niyazda bulunmak, şuurlu nesillerin yetişmesi yolunda azamî gayret sarfetmektir; meydanlarda gülümseyerek bir el işaretiyle poz vermek değil. Vatanı kurtarmayı isminin başına "TC" yazmakla; davaya hizmeti "Rabia işareti" yapmakla özdeşleştirmek , insanları sığ düşünceye sevketmekten ibarettir. Kaldı ki; mısır darbesinde katledilenler, acaba "İslam uğruna" mı yoksa "Mısrî" uğruna mı hayatını yitirdiler?!  Bu da başka bir tartışma konusudur. Velev ki dünyevî bir mesele olsun; değil insan , bir hayvanın dahî katledilmesi , eziyet görmesi , asla tahammül edilemeyecek bir meseledir. Ama Mursî Filistin sınır kapısını kapattığı , isrâil’e güven mektubu gönderdiği zaman meydanlara dökülmeyenlerin, ihtilal sonrası canlarını ortaya koyması gariptir. Halk gizli güçlerce galeyana getirilmiştir. Darbeden bir  gün önce aynı meydanda Mursî karşıtları gösteri yapıyordu. Ne Mursî ne de askerî yönetim , şeriat derdinde değildir. Siyonizm, Müslüman gençlerin katledilmesi için bir bahane bulmuş, bir milletin geleceği olan gençler harcanıyor, durum bundan ibâret! Kaldı ki; Müslüman Kardeşler Örgütü ile ilgili de şâibeler mevcuddur. CIA, dolayısıyla ABD, bu örgütle yaklaşık 60 yıldır ilişki içerisindedir. Hatta Nâsır'ı devirme potansiyeline sahip olduğu için maddî destek vermiştir . Tıpkı Türkiye'nin bir "İslam devleti" ve yönetimdeki kadronun da "mücahidler ordusu" olmadığı gibi; Mısır'da da vitrinin arkasında neler döndüğü meçhuldür.  Aynı şekilde gariptir olanı; Arakan'da sırf Müslüman olduğu için türlü insanlık dışı katliamlara maruz kalanları, Irak'ta zulme uğrayanları görmezden gelen çevrelerin ve medyanın, Mısırda ihtilale karşı ayaklananları bu kadar önemsemeleri ,  gençleri direnmeleri konusunda kışkırtmalarıdır. Acaba kendi çocukları, canları söz konusu olsa, aynı tepkiyi vermeleri mümkün olur mu? Unutulmamalıdır ki; “Bazen bir dava için ölmek değil ; YAŞAMAK gerek !..." "

Rabia işareti diye bir anda meşhur edilen işaret de Masonik ve Kabala kökenli bir işarettir ve biz Müslümanların
kültürüne ait değildir.


| Gül Cihan
www.AkademiDergisi.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu güne değin en çok tıklanılanlar